Buradasınız
“Kızımın Geleceğinden Endişeliyim, Hayır Diyeceğim”
Gebze’den bir kadın metal işçisi
Ben metal sektöründe çalışan bir kadın işçiyim. İşyerindeki molalarda ülke gündemini oluşturan referandumu kadın işçilerle biz de tartıştık. Çay molasında kadın işçiler olarak referandumda evet ile hayır’ın sonuçlarının neler olacağını konuştuk. Kadın işçiler aynı zamanda birer anne ve anne adayı oldukları için çocukların ve kadınların nasıl etkileneceğinin de üzerinde durduk. Bir ablamız çok derinden iç çekerek söze başladı.
“Ben referandum sonuçlarından çok korkuyorum. Eğer evet çıkarsa vay halimize. Çocuk istismarları ve Adana’daki yurtta, yangında yanarak ölen çocukları düşündükçe aklımı kaçırmadan yaşamanın bir yolunu bulmaya çalışıyorum. Çocuk katillerinin hiçbiri ceza almadı. Otobüste şort giyen kadını tekmeleyen zanlıya devlet büyükleri sanki haklıymışçasına “tekmeleyeceğine mırıldanırsın” dediler. Parkta spor yapan hamile bir kadına şiddet uyguladılar, adam nasıl ödüllendirildi kim bilir?
Benim bir kızım var, üstelik ikinci çocuğuma hamileyim ve bu çocuğun akıbeti ne olacak, çok merak ediyorum. Hem kendim hem kızım ciddi ciddi tehlikedeyiz. Maddi koşullar iyi olsa hamileyken çalışmam ama eşime destek olmam gerek. Artık iki çocuğumuz var. Ben şimdi kızımı anneme bırakıyorum ama o bir gün büyüyecek. Liseye, üniversiteye gidecek. Ben durumum olmadığı için, ona bir ev kiralayamayacağım. Onu yurda vermek zorunda kalacağım. Yani bizden uzakta olacak. Biz yanında yokken bu kızın başına ne gelecek, bilemiyorum. Artık bu olan bitenleri düşündükçe ve suçlular aklandıkça içim daralıyor. Bir anne olarak ülkemde kızımın geleceğinden endişe ediyorum. Bir işçi kadın olarak endişe ediyorum. Ben otuzlu yaşlarımdayım ve az çok işyerlerinde kadınların gördüğü muameleyi biliyorum, çünkü bizzat yaşıyorum. OHAL ve tek adam rejimiyle nasıl yaşayabilir benim çakır gözlü kızım?
Teknoloji çağı dedik, bilim çağı dedik ama biz zihin olarak gerisinde olduğumuz bir çağın teknolojilerini bilinçsizce kullanıyoruz. Akıllı telefonumuz var ama o küçük kutuya girdiğimizde beynimizi başkaları kontrol ediyor ve biz öğrenmek istediklerimizi değil öğretilmek istenileni alıp internet sayfasından çıkıyoruz. Bunu niye söylüyorum çünkü hiçbirimiz açıp da referandumla ilgili maddeleri okumadık. Benim kardeşim öğretmen. O bana madde madde açıklayıcı haliyle getirdi oku diye. Ben bile ancak şimdi okudum. Çocukla ilgilenmekten vaktim kalmıyor ki. Eşim yardım etse bana da zaman kalacak. Biz referandumun ne olduğunu bilmiyoruz ki. Ben de kardeşim yardımcı olmasa bilemeyecektim. Ben de hayır diyorum ama körü körüne diyecektim. Referandumdan evet çıkarsa rejim değişikliği olacağı için artık padişahlık gibi olacak. Kim gelirse gelsin benim anladığım bu yasalar geçerse hiçbir kuruma gerek kalmadan kanunlar sıfırlanacak ve tek bir kişinin ağzından çıkan söz kanun olacak.
Ben bir kadın olarak ikinci sınıf insan muamelesi görmek istemiyorum. Hem evde, hem işyerinde, hem de sokakta çifte ezilmişlik yaşamak istemiyorum. Ucuz işçilik için kuluçka makinesi muamelesi görmek de istemiyorum. Bunları küçücük kızım için de istiyorum. Ben bu yaşıma kadar neler yaşadım. Artık yeni nesil işçi kadınlar, işçi erkekler barış dolu bir dünyada yaşasınlar istiyorum” dedi ve daha nice doğru konulara değindi.
Ablam yerden göğe kadar haklıydı. Sözünü kesmeden sonuna kadar hepimiz can kulağıyla dinledik. Biz kadınların çok fazla sorunları var. Aslında kadın erkek demeksizin bütün işçilerin sorunları artarak devam ediyor. Çünkü biz kadın işçiler; erkek işçilerin, kız kardeşi, eşi, dostu, akrabasıyız ve birbirimizin bütün sorunları hepimizi ilgilendiriyor. Mehpare ablamızın endişesi bütün işçilerin endişesi. Babalar da düşünmüyor mu “küçük prensesim” diye sevdikleri kızlarının geleceğini? İşçi anne ve babalar olarak üstlerine titrediğimiz çocuklarımızın geleceğine taş koymamak için tek adam rejimine yanıtımızı HAYIR diyerek verelim. Belki Adana’daki yurt yangınında yanarak can veren çocuklarımıza ve daha nicesine vefa borcumuzun bir kısmını ödemiş oluruz. İnsan hayatını, çocuklarımızın geleceğini hiçe sayanlara “HAYIR” diyelim.
Benim İçin de Hayır Oyu Verin!
Star Rafinerisi İşçileri Direnişte
Son Eklenenler
- Fernas madencilik ve Akcanlar Tekstil işçileri günlerdir seslerini duymayan Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polonez işçilerine bir kez daha saldıran çevik kuvvet polisi işçileri ters kelepçeyle gözaltına aldı. Ankara...
- Diyarbakır’a bağlı Merkez Bağlar ilçesinde 21 Ağustos Çarşamba günü kaybolan 8 yaşındaki kız çocuğu Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylülde dere kenarında bir torbanın içinde bulundu. Türkiye’nin çeşitli illerinde Narin’in katledilmesine karşı...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...