Buradasınız
Konserve Yapmak Çözüm mü?
Gebze’den metal işçisi kadın
Havalar artık soğumaya başladı. Kara kış yavaş yavaş kapımıza doğru geliyor. Kış demek doğalgaz, gıda, elektrik, ulaşım, sağlık derken masraflarımızın katlanması demektir. Bu zorlukları birazcık azaltmak için her evde kışa küçük hazırlıklar yapılıyor. Çevremdeki arkadaşlarım, konu komşu gücü yettiğince bunun için konserveler yapıyor. Sebze ve meyveler kurutuyor. Kadın, erkek, çoluk çocuk herkes bir işin ucundan tutuyor.
Bu hazırlıkları yapmak için önce zamana ihtiyacımız var. Hepimiz yoğun tempoyla çalışıyoruz. Çocukların okul telaşı, ev işleri, fabrika derken çok yoruluyoruz. Diğer işlere halimiz kalmıyor. Kış hazırlıklarını konu komşu, eş dost sırayla yapıyoruz. Öncesinde nerede ucuz kavanoz-kapak var, onları alıyoruz. Çarşı, market, manavları gezerek uygun fiyata sebzeler aldıktan sonra kış için konserve hazırlıyoruz. Mevsimi olduğu halde sebze meyveler yine ucuz değil. Ama hepimiz biliyoruz ki havalar soğudukça fiyatlar iyice artacak. Elimizden geldiğince biz de masrafları düşürmek için uğraşıyoruz. Gıda için konserveler yaparak az çok tasarruf yapmaya çalışıyoruz. Ama zamlar gelmeye devam edecek. Hayat pahalılığı giderek artacak. Peki, örneğin ısınmak için ne yapacağız? Kat kat giyinince soğuktan korunmuş mu olacağız? Ne yazık ki kışlık kıyafetlerin fiyatları da el yakıyor. Evlerde battaniye ve yorgana sarılıp mı oturacağız? Doğalgaz faturaları ceplerimizi yakacak. Hava şartları yüzünden belki de hasta olacağız. Hastane ve ilaç masraflarımız giderek artacak. Bütün bu durumlar biz işçi ve emekçi kadınların yükünü daha da çoğaltacak. O halde çare nerede?
O çare bizim ellerimizde, birliğimizde, yüreklerimizde. Ne istiyoruz? En temel hakkımız olan ısınma, barınma, sağlık, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı yerine getirmek. Şartlarımızı ancak biz değiştirebiliriz. Tek tek çareler aramak günü kurtarmaktır. Oysa hepimiz birlikte temel ihtiyaç ve gıda fiyatlarının düşürülmesini talep etmeliyiz. Bütün bunları başarabilmek için işçiler, ev emekçisi kadınlar, gençler olarak bir araya gelmeli düşük ücretlerimizi yükseltmek için mücadele etmeliyiz. Fabrikalarda, mahallelerde, evlerde örgütlenmeli, ortak mücadelemizi büyütmek için fikirlerimizi paylaşmalıyız.
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
- “Çocuklarınız Zekiyse Bile İş Bulamaz!”
- Avrupa Bizi Kıskanırken Market Raflarına Ne Oldu?
- Biri Yıllık İzin mi Dedi!
- Annelerin Acıları Bize Ne Anlatıyor?
- Borsa’da Sadece Para mı Kaybedilir?
- Tatlı Meyve, Acı Reçete
- Bu Ülkenin Gündeminde Ne Var?
- Su Tasarrufu Çözüm mü?
- Haksızlığın Karşısında UİD-DER Var
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...