Buradasınız
Marmara Park AVM Yangını Davası Sonuçlandı, Yangın Sürüyor!
Yıl 2012. İstanbul’un en kalabalık semtlerinden birinde, Esenyurt’ta dev bir alışveriş merkezinin, Marmara Park AVM’nin inşaatı yükseliyordu. Şantiyede derme çatma naylon çadırlarda kalıyordu o binayı inşa eden işçiler. 11 Mart gecesi mesaiden yorgun çıkmışlardı yine, uyuyorlardı. 11 işçinin kaldığı naylon çadırda yangın çıktı. Naylon çadırla birlikte 11 can da kül oldu, dakikalar içinde. Çünkü işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemelerinin tümü ihmal edilmişti.
Bugün o alışveriş merkezi ışıltılı mağazalarla dolu. Kalabalıklar, vitrinler, renk renk, çeşit çeşit ürünler, yürüyen merdivenler, kafeler… Nice insan orada yitip giden canlar olduğunu bilmeden alışverişini yapıyor, ihtiyaçlarını karşılıyor, para harcıyor, arkadaşlarıyla buluşuyor, eğleniyor, içinde yaşadığımız sömürü düzeninin “tüketin”, “tüketin” diye haykıran reklamlarına, vitrinlerine bakıyor. Ama 11 işçinin aileleri yıllardır o mekâna evlatlarının hesabını sormak için geliyorlardı. Orada bir katliam yaşandığını anlatmak için geliyorlardı.
Katliamdan sonra açılan davanın 9 Ekimde görülen son duruşmasında alınan karar, yetersiz de olsa, o acılı ailelerin mücadelesinin sonucunda mümkün olabildi. Ailelerin yüreğine bir parça su serpti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, Kaldem İnşaat’ın ortakları Mehmet Altun, Abdullah Altun ve Kadir Altun’un “birden fazla kişiyi bilinçli taksirle öldürme” suçundan ayrı ayrı 14 yıl hapis cezasına çarptırılması kararı verildi. Yanan çadırın tesisatını yapan elektrik teknikeri Şaban Bakırcı 9 yıl 4 ay, Cem Yıllar ve Nuri Şener Tığlı 7 yıl, Hikmet Tezcan, Hakan Mintaş, Yalçın Arıcı, Ahmet Selahattin Şakarcan, Çoşkun Yılmaz, Orhun Kartal da 5 yıl 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı. 9 yıl aradan sonra gelmiş olsa da, işçi katliamlarının cezasız kaldığı, yüzlerce işçinin ölümüne neden olanların mahkeme salonlarında mağdur pozları kestiği bir dönemde bu karar kuşkusuz çok önemli. Çünkü patronlar için hukuki bir yaptırımın olmaması, patronların daha da fazla pervasızlaşması, işçilerin daha da fazla sömürülmesi, iş cinayetlerine daha da fazla işçinin kurban gitmesi demektir.
Patronların iş güvenliği önlemlerini ihmal etmesini engelleyecek olan, devleti gerekli denetimleri yapmaya zorlayacak olan, mahkemelerin işçilerin ve işçi ailelerinin lehine karar vermesini sağlayacak olan birliğini sağlamış işçi sınıfıdır. İş cinayetlerini engellemenin yolu, işçiler olarak birlik olmamız ve taleplerimizi hep birlikte, net bir şekilde ortaya koymamızdır, taleplerimiz karşılanmazsa üretmeyeceğimizi göstermemizdir. Biz işçiler için gerçek çok açık: Örgütlenmek, patronlardan hesap sormak hayat kurtarır! Esenyurt’taki yangında ve tüm iş cinayetlerinde yitirdiğimiz işçi kardeşlerimiz için gerçek adaleti sağlamanın yolu da budur.
Okullar Açıldı Ama…
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Yangın Değil İhmal Can Aldı
- Onun Oğlu Suda Yüzme de Bilmezdi…
- Artık Acılarda Birleşmek İstemiyoruz!
- İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
- Davutpaşa Davası Yeniden Görüldü Ama Yine Adalet Yok
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
- Kocaeli İSİG Meclisi: AKP’li Yıllar ve İş Cinayetleri Rejimi
- Kazakistan’da Maden Faciası
- Ermenek Katliamının 9. Yılı: İş Cinayetlerinin Hesabını Birleşen İşçiler Soracak
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...