Buradasınız
“Mücadeleyi Aşkla Sevmek”
İzmir/Karabağlar’dan bir işçi
Ne çok duymuşuzdur iki kişilik aşkları ve onların sevgilerini. Her birinin ayrı bir hikâyesi vardır. Ferhat ile Şirin, Aslı ile Kerem… İki kişilik aşkı ve sevgiyi yaşadıklarına tanık oluruz. Tarihte yaşanmış dilden dile, kulaktan kulağa aktarılarak günümüze değin gelmiştir bu hikâyeler. Ancak bir de iki kişilik olmayan aşklar ve sevgiler vardır. Bu aşklar ve sevgiler iki kişilik aşklardan ve sevgilerden çok başkadır.
Ben bugün iki kişilik olmayan aşklardan bahsetmek istiyorum sizlere. Yazının başlığını oluşturan söz, mücadele örgütümüz UİD-DER’in aktivistlerinden cevval bir kadın arkadaşımıza aittir. Kısa ama çok şeyi ifade ediyor. Mücadeleyi aşkla sevmek en başta kendimizi canla başla bu mücadeleye vermektir. Sömürücü sınıf burjuvazinin beynimize yerleştirdiği doğru bildiğimiz bütün yanlışları, karanlıktan aydınlığa çıkar gibi yavaş yavaş düzeltmektir. Ardı sıra her şeye bakışımız değişmeye başlar. Kendimize başka bir güven gelir. Sınıf kardeşlerimizin de bizim gibi değişip dönüşeceğine inancımız pekişir.
İçinden geçtiğimiz dönem zifiri karanlık olsa da tarihsel iyimserliğimizden bir nefes boyu bile uzağa düşmemektir. Bize bu gücü veren, bizden çok evvel dünyayı değiştirme mücadelesini aşkla seven ve bizlere ışık olan insanlara borçluyuz. Bizler de sınıfımıza borcumuzu, bizden sonraki işçi kuşaklarına bu geleneği aktararak ödemeye çalışıyoruz. Bizlerin mücadeleyi aşkla sevmemize neden olan şey, aynı “geçmişini bilmeyen geleceğini de bilemez” sözünde olduğu gibi tarih bilincine sahip olmamızdan gelir. Sınıfımızın şanlı tarihinde isimli isimsiz sayısız insan hayatını mücadeleye adamıştı ve mücadeleyi aşkla sevdiler. Yendikleri de oldu, yenildikleri de. Ve bizlere mücadeleyi aşkla sevmeyi miras bıraktılar.
Mesela Elif Çağlı’nın bütün kitaplarında, yazılarında ve şiirlerinde mücadeleye olan aşkının ve sevgisinin daim olduğunu görüyoruz. Umudum şiirinin dizelerinde ise mücadeleye olan aşkının ve sevgisinin zihninde ve yüreğinde capcanlı olduğunu hissederiz her dinlediğimizde ve okuduğumuzda. Elbette ezilen insanların kurtuluşuna gönül vermiş insanlar iki kişilik aşkları ve sevgileri de en güzel şekilde yaşamayı bilirler. Fakat bununla sınırlı kalmazlar.
Kendi sınıfının mücadelesinden bihaber olan bir işçinin örgütlü mücadele ile tanıştığında nasıl değişip dönüştüğüne şahit oluyoruz. Yani bir zamanlar kendimiz de sınıfımızın mücadelesinden bihaber olduğumuzu hiç akıldan çıkarmadan nasıl değişip dönüştüğümüzü bir film şeridi gibi zihnimizden geçiriyoruz. Örgütlü bir işçi sabırla ve inatla bize emek verdiği için bu şansa sahip olduk. Örgütlü olduktan sonra dünyayı kendi gözlerimizle görmeye ve tahlil etmeye başladık. Burjuvazinin düzeni kapitalizmin pisliklerinden arındıkça mücadeleye aşkla ve sevgiyle dört elle sarıldık, bir sevgiliye sarılır gibi. Hiçbir şekilde kan bağımız olmayan mücadele arkadaşlarımıza ailelerimizden çok güvenmeyi yaşayarak öğrendik. İşte mücadeleyi aşkla seven genç kadın arkadaşımızın ifadesi bunları hatırlattı bana. Elbette henüz kulağına kar suyu kaçıramadığımız sayısız sınıf kardeşimiz var. Bizler sınıfımızın birer örgütlü neferi olarak gerçek mutluluğun tadını aldık. Geleceğe güvenle bakıyoruz. Mücadelemize dört elle sarılıyoruz. Sevgiliyi sever gibi mücadelemize aşığız. Her birimiz kendi gücümüz ve kapasitemize göre emeğimizi katıyoruz mücadeleye. Bizi mutlu eden ve asla mutsuzluk çukuruna yuvarlanmamamızın nedeni olan şey örgütlü mücadelenin içinde olmamızdır.
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
Son Eklenenler
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...