Buradasınız
Sürülmüş Toprağın, Nehirlerin ve İşçilerin Bahtı
Gebze’den bir işçi

Dünyamıza kapitalist sömürü düzeninin hâkim olması tüm yaşamımızı belirliyor. Doğayı, gezegenimizi derinden etkiliyor. Orman yangınlarından başımızı kaldıramadan Bozkurt’taki sel felaketi geldi. Şu ana kadar 82 kişi iktidarın rant ve talan politikaları, umursamazlığı ve boş vermişliği yüzünden hayatını kaybetti. Bu düzen emekçilere yaşamı zehir ediyor. Mesela müsilaj nedeniyle gündemde olan Marmara Denizinin çevresinde 25-30 milyon insan yaşıyor. Çünkü kapitalizmin kent mantığı bunu gerektiriyor. Ülkenin başlıca sanayi tesisleri bu bölgede bulunuyor. Kapasite üzerinde nüfus, kapasite üzerinde sanayi tesisi, kapasite üzerinde trafik; yoğun kirlilik yaratıyor. Yüz milyarlarca canlının evi, yuvası olan Marmara, kapitalizmin kâra dayalı üretim mantığı nedeniyle öldü.
Yıllardır koca koca fabrikaların, devasa yerleşim alanlarının atıkları arıtılmadan doğrudan ya da dolaylı olarak denize dökülüyor. Hele bir de sanayi atıkları söz konusu olduğunda “yetkililer” adeta bu konuda üç maymunu oynuyor. Özellikle de 19 yıllık AKP iktidarıyla birlikte ekonomideki başlıca büyümenin lokomotifi inşaat sektörü oldu. Büyük şehirler, yaşam alanları, yeşil alanlar, tarım arazileri, sit alanları, deniz kıyıları, Kastamonu Bozkurt’ta olduğu gibi dere yatakları beton yığınına döndürüldü. İktidara yakın sermeye çevrelerine verilen ihalelerle akarsuların önüne setler çekildi, geçiş yollarındaki canlılar ölüme terk edildi, ormanlık arazilere termik santraller yapıldı…
Bu nasıl bir sistemdir ki para ve kâr hırsı yüzünden Hasankeyf gibi binlerce yıllık tarihi kentler sulara gömülür. Maden ocaklarıyla yeraltı kaynakları hiçbir ölçü gözetilmeden hunharca yağmalanır. Huzur bulduğumuz masmavi denizler, yerküremizin dörtte üçü, türlü balıkların, deniz canlılarının yaşam alanı mezarlığa çevrilir.
Ne yana baksak aynı manzara ile karşı karşıyayız. Evimizin önünde bahçelerin, sevdiğimiz çiçeklerin üzerine çoktan binalar dikilmedi mi? Çocuklarımızı dört duvar arasında büyütmek zorunda kalıyoruz. Dışarıda, arkadaşlarıyla oynadığını göremiyoruz, oynayacak park bulamıyor çocuklarımız. Geniş parkların, dinlenme alanlarının, hatta deprem toplanma alanlarının üzeri çoktan kapandı asfaltla, betonla. İkizdere’de başını maviliğe uzatmış ağaçlar katlediliyor, taş ocaklarıyla ormanlar hırpalanıyor, dereler kurutuluyor, toprak kirletiliyor, toprağın üstü asfaltla döşeniyor… İnsan da doğa da nefessiz bırakılıyor.
Kapitalizm insanlığı ve doğayı nefessiz bırakıyor. Bizler için acının bin bir türlüsü anlamına gelen savaşlar çıkarmaktan, koca deryaların dibindeki balıkları zehirleyip öldürmeye kadar tüm kötülüklerin nedeni kapitalizmdir. Ancak acı çekmek, nefessiz kalmak, yitip gitmek ne bizim ne de doğadaki diğer canlıların kaderidir. İşçi sınıfı kapitalizmi yıkmadan Marmara’nın kıyılarına vuran ölü balıklar, yangınlar bir felakete dönüşür, seller daha yüzlerce can almaya devam eder. Egemenler dünyayı ateşe vermeyi sürdürür. Suriye’den Afganistan’a savaştan kaçanlar Akdenizin karanlık sularına gömülür. Ama umutsuz değiliz. Biliyor ve inanıyoruz ki işçi sınıfı sınırları aşarak, kardeşleşerek, zulüm karşısında birleşerek harekete geçtiğinde dünyanın bahtı değişecektir. Tarih nehrinin yatağı değişecek, iyiliğe, güzelliğe, mutluluk ve özgürlüğe akacaktır. Nâzım Ustanın dediği gibi;
Bir şafak vakti karanlığın kenarından
Onlar ağır ellerini toprağa basıp
Doğruldukları zaman.
“Mücadeleyi Aşkla Sevmek”
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- Depremden Sonra Sel de Felakete Dönüştü
- Pakistan’da Seller Can Almaya Devam Ediyor
- “Yeşil Bursa”ya Ne Oldu?
- Ormana Girişleri Yasaklamak mıdır Önlem?
- Fırat Nehri Siyanür Akıyor!
- Doğada Can Bulan Ne Varsa Kapitalizmde Can Çekişiyor!
- Dünya Nüfusunun %99’u Kirli Hava Soluyor!
- ABD Colorado’da Yangın: Kapitalist Felaketler Bitmiyor!
- Gezegeni Kirleten Sistemin Temsilcileri Toplandı
- İklim Krizinin Nedeni İnsan mı? Öyleyse Hangi İnsan?
- Mersin’de Kaçak Granül İşletmeleri Zehir Saçıyor!
- Nasrettin Hocanın Akşehir Gölünü de Kuruttular
- İklim Krizi de Kapitalizmin Krizidir!
- Ağaoğlu’nun Cenneti, Bizim Cehennemimiz!
- Doğa Olaylarını Felakete Dönüştüren Açgözlü Sermaye ve Siyasi İktidardır
- Yangınlar, Seller, Deprem ve Konut Sorunu
- Tomrukların Arasında Cansız Bir Beden!
- “Yangın veya Sel Yaz”
Son Eklenenler
- 2 Haziran akşamı Hindistan’ın Orissa eyaletine bağlı Balasore bölgesinde bir tren kazası meydana geldi. İki yolcu treni raydan çıkarak park halindeki yük trenine çarptı. 1200’den fazla insan yaralanırken en az 294 kişi yaşamını yitirdi. Modi...
- Gün geçmiyor ki bir işçi kardeşimizin daha ölüm haberini almayalım. Tuzla tersaneler bölgesinde Hidrodinamik Tersanesinde çalışan İbrahim Dal adlı işçi 5 Haziranda dubanın üstünde çalışırken denize düştü ve boğularak hayatını kaybetti. İbrahim Dal,...
- Kapitalizmin dünyanın her yerinde insanlığa cehennemi yaşattığı bir dönemden geçiyoruz. Büyüyen sorunlar karşısında kaçınılmaz olarak mücadele de büyüyor. Fransa’dan İran’a, İngiltere’den Peru’ya dünyanın her yerinde büyük protestolardan grev ve...
- Toplumun geniş kesimlerinin duyduğu hoşnutsuzluğun, öfkenin ve değişim isteğinin farkında olmamak mümkün değil. Değişim isteği özellikle gençlerde ve kadınlarda kendini dışa vuruyor. Özgürlüklerimizin kısıtlanmasına, horlanmaya, aşağılanmaya, yok...
- Türkiye’de gidişattan hoşnut olmayanların, o veya bu konuda değişim isteyenlerin sayısıyla son seçimde mevcut iktidara ve Erdoğan’a oy vermeyenlerin sayısı eşit değil. Şöyle ki; toplumun ekseriyeti yaşamın her alanına damgasını vuran krizlerden,...
- Rosa Luxemburg, yaşamını işçi sınıfının sömürüden kurtuluşu mücadelesine adamış cesur bir kadın ve işçi sınıfımızın sosyalist önderlerinden biri. Bu nedenle UİD-DER’in bizleri Jülide Kural’ın “Ben Rosa Luxemburg” oyunuyla buluşturacağını duyunca çok...
- Türkiye’nin çeşitli illerinde üretim yapan Şirikçioğlu Tekstil’de işçiler 2017 yılından bu yana sendikal mücadele yürütüyor. İşçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerinin yükseltilmesi ve iş güvenliği önlemlerinin alınması talebiyle HAK-İŞ...
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.