Buradasınız
Mutlusan Elektrik’te İşçilerin Onuru Ayaklar Altında
Zeytinburnu’ndan bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Mutlusan Elektrik, dışarıdan bakıldığında büyük, şaşaalı, işçisine sahip çıkan bir şirket gibi görünüyor. Oysa bu şirket, küresel krizin tüm şiddetiyle yaşanmakta olduğu bu dönemde, işçilerini sabah 8’den akşam 18.30’a kadar soluk aldırmadan çalıştırıyor ve işçilerin gün içerisinde oturmasını bile yasaklıyor. Yoğunluğun inanılmaz derecede olmasına rağmen işçi alımı yapılmıyor. Çalışanlar da işten çıkarılmakla tehdit ediliyor, buna bağlı olarak bir işçiye iki kişinin iş yükü bindiriliyor. Yemek yiyebilmek ise tam bir ıstırap! Yemeğe ne zaman çıkılacağına kendini yetkili sanan kişilerin karar vermesi, yemeğe gönderirken de “hemen bekliyorum erken gel!” diye baskıların yapılması gibi birçok olumsuzluk yaşanıyor. Bu baskıların en başta geleni fabrika ve şubelerine yerleştirdikleri kamera ve mikrofon sistemidir. İşçilerin ne yaptığını, nereye gittiğini, ne konuştuğunu izliyorlar. Mutlusan, işi iyice abartarak tuvalet önlerine dahi kamera yerleştirmiştir. İşçisinden hep daha fazlasını istemeyi ilke edinmiş bir firmadır. Burada çalışan işçi arkadaşlar işten çıkarılma korkusu ile yoğun şekilde çalıştırılıyorlar.
Bu işyerinde çalışan bir arkadaşım, işe başlamadan önce iş görüşmesine gittiğinde kendisine nasıl muamele edildiğini de anlatmıştı: “Beni iş görüşmesine çağıran müdür, işe giriş çıkış saatleri ve gün içindeki çalışma sistemi hakkında bilgi verdikten sonra bir üst kademedeki kişiyi arayıp gözümün içine bakarak, ‘Abi burada bir genç var, ne iş olsa yaparım diyor’ şeklinde konuştu. Onur kırıcı bu konuşmasından sonra aslında bütün patronların işçileri böyle aşağılık değersiz varlıklar olarak gördüklerini anladım.”
Bunlar aslında sadece Mutlusan Elektrik’te yaşanan durumlar değildir. Biz işçilerin iyi bildiği gibi, patronların işçilerle yaptıkları her toplantıda gündem konusu, “daha fazla çalışmalıyız” meselesidir. Her toplantıda müdürler konuşur, biz dinleriz. Tüm işçi kardeşlerime sormak istiyorum: Daha ne kadar zaman böyle çalıştırılmaya zorlanacağız? Birlik olup mücadele etmezsek, patronlar bizleri daha kötü koşullara terk edeceklerdir.
Güle Güle İşçi Kızı Gizem
Van’da Deprem, Simav’da Ölüm
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.