Buradasınız
Ne İş Kazalarında Ölümler Ne de Asgari Ücret Kaderimiz
Kıraç’tan UİD-DER’li bir işçi

Sene sonu gelmesiyle birlikte “asgari ücret ne olacak” konusu az da olsa biz işçilerin gündemine gelmeye başladı. Her ne kadar gündemimize gelmiş olsa da sadece bekle gör mantığı yine ağır basmakta. İşçiler sendikalı oldukları yerlerde ya da sendikasız ve taşeron işyerlerinde asgari ücretin yaşanılabilir bir düzeyde olması için bir şey yapamamaktadırlar.
Örgütsüzlük her alanda bir değirmen taşı gibi biz işçilerin boynunda sallanmaktadır. Örgütlülüğün hâkim olduğu koşullarda işçiler ileriyi göremedikleri gibi geçmişi de hafızalarında tutamamaktadırlar.
Neredeyse her sene asgari ücrete yüzde 3 zam yapılırken elektrik, su, doğalgaz gibi en temel ihtiyaçlarımıza yüzde 50’ye yakın zam yapılmaktadır. Bu da yetmezmiş gibi bizlere hiç sorulmadan maaşlarımızdan bir sürü vergi kesilmektedir.
Patronlar yine bildik oyunlarını oynuyorlar. Neredeyse her zam ayı yaklaştığı zaman, bir anda işler yavaşlamaya, fazla mesailerin arkası kesilmeye, işten atmalar artmaya başlamaktadır. Ve işçiler arasında “işler duruyor, acaba ben de işsiz mi kalacağım” korkusu yaratarak işçileri açlık sınırının altındaki asgari ücrete razı ediyorlar.
Zam ayı geçtikten sonra ise fazla mesailer tam gaz devam ediyor ve neredeyse ailelerimizin yüzünü göremez hale geliyoruz. Yasalara göre bir işçinin haftalık çalışma süresi 45 saatken, patronlar burada da yasa masa tanımıyor. Örgütsüz olduğu için yalnızlaşan işçi ise bir taraftan işten atılma korkusu, bir taraftan geçim sıkıntısı yüzünden ömrünün en güzel yıllarını bir makinanın ya da tezgâhın başında tüketiyor.
İşadamlarına, milletvekillerine, savaş gereçlerine ve savaş tekellerine, oluk oluk para aktarılırken, sıra asgari ücretliye gelince musluk kuruyor.
Son on yıl içinde Merkez Mankası rezervi şu kadar arttı, altın rezervimiz bu kadar büyüdü diye övünen Başbakan, sıra işçilere gelince tüm söylediklerini unutuyor.
Aslında unutmuyor, işine öyle geliyor. Çünkü o savaş tekelleri, o her sene servetlerine servet katan işadamları bizim sırtımızdan besleniyor. Biz işçilere ise 3 kuruşa canımızı dişimize takarak çalışmak kalıyor. Birçok arkadaşımız aşırı yorgunluktan dolayı ya serviste ya da işyerinde kısacık molalarda olduğu yere yığılıp kalıyor. Doğal olarak da bir zincir gibi her şey birbirini tetikliyor. İş kazaları kaçınılmaz hale geliyor. Patronların üç kuruş hesabı yüzünden her ay onlarca işçi kardeşimiz iş kazalarında yaşamını yitiriyor. İşçiler mücadeleden uzak durdukları için asgari ücret belirlemelerinde, iş kazalarında, işten atmalarda vb. tamamen çaresiz duruma düşüyorlar. Hatta birçok işçi kendini korumak ve ustaya yaranmak niyetiyle daha çok çalışma eğilimine giriyor, ama bunlar nafile.
Asgari ücretin yaşanılabilir bir ücret olması ancak ve ancak bu uğurda bir mücadele ile mümkündür.
Aynı şekilde iş kazaları ve işçi ölümleri de tüm işçilerin ve bu konuya duyarlı çevrelerin ortak mücadelesiyle durdurulabilir.
Bu anlamda UİD-DER’in “iş kazaları kader değildir, işçi ölümlerini durduralım” adlı kampanyası çok önemlidir. Tüm duyarlı insanları bu kampanya çerçevesinde ciddi sorumluluklar beklemektedir.
Patronların servetinin artması için canımızı, zamanımızı, insani değerlerimizi heba etmek yerine, insanca bir çalışma ve insanca bir yaşam için tüm işçiler ortak bir şekilde mücadele edelim.
YAŞASIN İŞÇİLERİN ULUSLARARASI MÜCADELE BİRLİĞİ!
Er ya da Geç Hesap Sorarız!
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
Son Eklenenler
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...