Buradasınız
Neyin Diyetini Ödüyoruz?
Sefaköy’den bir işçi
Kapitalist sistemin içine girdiği kriz derinleştikçe biz işçilerin payına işsizlik, açlık, yoksulluk, düşük ücretler, uzun çalışma saatleri düşmekte. Çalışma koşullarının her geçen gün kötüye gittiği günümüz şartlarında iş kazalarının ve buna bağlı olarak ölümlerin ya da sakat kalmaların arttığını görmekteyiz. Maden ocaklarında, tersanelerde, fabrikalarda neredeyse her gün ölümle sonuçlanan iş kazalarıyla karşılaşıyoruz. İşçi sağlığının ve işçi güvenliğinin hiçe sayıldığı içinden geçtiğimiz bu günler biz işçilerin patronlar karşısında ne kadar örgütsüz olduğumuzu da göstermektedir. İşçi sınıfının en temel örgütlenme aygıtı olan sendikalar patronlara karşı hak arama mücadelemiz açısından çok önemli olmasına rağmen sendikalı olarak çalışan işçi sayısı neredeyse yok denecek kadar az. Patronlar sınıfı ve onların siyasi temsilcileri biz çalışanlara yönelik her gün yeni paketlerle saldırıyorlar. Neredeyse kazanılmış haklarımızın hepsi elimizden alındı.
Böylesi bir dönemde var olan çalışma koşullarını kabul etmeyip TÜMTİS sendikasında örgütlenen UPS Kargo işçilerinin direnişleri devam ediyor. Direnişçi işçilerle birlikte 1970’li yıllarda çekimi yapılmış olan “Diyet” filmini izledik. Film cıvata üreten bir metal fabrikasında geçiyor. İş kazasıyla başlayan film yine iş kazasıyla bitiyor. Patronların kâr hırsı nedeniyle uygulanan yoğun çalışma temposuna ustabaşların psikolojik basıncı ekleniyor ve eski model makinenin dişlileri işçilerin yaşamını yarım bıraktırıyor. Filmin her karesi bizlerin yaşamını o kadar iyi ele almış ki sonunda işyerlerimizdeki yaşadığımız her şeyin sorumlusunun aslında bizlerin olduğunu vurguluyor. Bizler örgütlü olduğumuzda var olan koşullarımızı değiştirebiliriz diyor.
Gerçekten işyerlerimizde yaşanan sorunların sorumlularını başka yerlerde aramayalım. Sorumlu bizleriz. İkramiyelerimiz kesildiyse, sendikamız yoksa, ücretlerimizi zamanında alamıyorsak, düşük ücretlere uzun saatler çalışmak zorunda kalıyorsak, sigortalarımız yatırılmıyorsa, mezarda emekliliğe ses çıkaramadıysak, eğitim, sağlık vb. alanlardaki saldırılara boyun eğdiysek suç bizde. Bizler tüm bu saldırılara rağmen örgütlü mücadele etmediğimiz için ödüyoruz örgütsüz oluşumuzun diyetini! Patronlar sınıfının karşısına örgütlü olarak çıkmazsak kimimiz işsiz kalarak, kimimiz ağır koşullarda çalışarak, kimimiz sakat kalarak, kimimiz de canımızdan olarak ödeyeceğiz diyetimizi. Eğer soruyorsanız kendinize “Neyin diyetini ödüyoruz?” diye: Örgütsüzlüğümüzün!
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
Son Eklenenler
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...