Buradasınız
Aynı Suya İki Ayrı Rapor
Sarıgazi’den bir işçi

Yatağan Termik Santrali’nde su tahlili yapan iki kurumdan iki ayrı karar çıktı. Santralin atık kül göletinden sızan suların diğer su kaynaklarına karıştığından şüphelenen bölge halkı, su kaynaklarının analiz edilmesini istedi. Bunun için devletin iki ayrı kurumuna başvuruldu. Göletteki suyla ilgili Tarım İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda, “tarım ve hayvancılık açısından uygun değildir” denilirken, aynı suyu analiz eden Muğla İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ise “insani tüketim amaçlı sular yönetmeliğine uygun” diyerek suyun insanlar tarafından kullanılabileceğini söyledi.
Bir suyla ilgili bu iki rapor ister istemez kafaları karıştırıyor. Devletin kendi kurumlarının birisi “zararı var”, diğeri “zararı yok” diyor. O zaman hangisine güveneceğiz? Hangisi doğru analiz ediyor? Hayvanların içeceği sular daha derin bir tahlilden mi geçiyor? Hayvanlara daha çok özeniliyorken insanlara neden o kadar özenilmiyor? Sorular ardı ardına sıralanıp gidiyor. En küçük bir su tahlilinde bile iki devlet kurumu net bir rapor veremiyor. Devlet kurumlarının yaptığı bu ve diğer bilimsel araştırmalara, analizlere nasıl güveneceğiz? Termik santraller insan sağlığını ve doğayı zehirlerken, yetkililer bu zehirleri insanlara içiriyorlar. Kapitalist sistemde insanın hiçbir değeri yok.
Yatağan Termik Santrali kurulduğu günden bu yana bölgede hem hava kirliliğine hem de su kirliliğine neden olarak âdete ölüm saçıyor. Yatağan ilçesinde yaşayan birçok insan solunum yolları ve akciğer rahatsızlıkları nedeniyle hasta durumda. Her evden bir kişi kanser hastası ve ölenlerin yüzde 90’ı kanserden ölüyor. Çocukların yüzde 95’inin kanındaki kurşun oranı normalin üzerinde çıkıyor. Sadece bölge halkı değil, santralde çalışan işçiler de aynı hastalıklarla karşı karşıyalar. Tüm bunlara baktığımızda aslında kül göletinden sızan suların nelere yol açtığı ortaya çıkıyor.
Termik santraller, atıkları insanların hayatlarını karartmadan kapatılmalıdır. Sadece Yatağan Termik Santrali değil, tüm termik santraller ölüm saçıyor. Santraller doğru düzgün denetlenmiyor. Patronlar kendi kârları için santrallere ilişkin gerekli önlemleri almıyorlar. Onlar için kâr getirmeyen her şey yok edilebilir. Kâr getiren ne varsa zararı yok sayılabilir. Gittikçe çürüyen kapitalizm kendisiyle birlikte bizi de çürütmeden onu yıkmalıyız.
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...