Buradasınız
Patronların Zenginliği, Bizim Zenginliğimiz
Sarıgazi’den bir metal işçisi
Geçen gün “Türkiye’de Fabrika Sayısında Lider 30 Grup” başlıklı bir haber dikkatimi çekti. Haberde holding patronlarının 2003 yılı ile 2012 yılları arasında sahip oldukları fabrika sayıları karşılaştırılmıştı. Koca koca holdinglerin Türkiye’den Brezilya’ya, Çin’den Hindistan’a, Mısır’dan Romanya’ya kadar dünyanın birçok ülkesinde yatırımları varmış. Bizim kazancımız asgari ücreti geçmezken, ay sonunu nasıl getireceğimizi düşünürken, bu “beyefendiler” çok mu zeki acaba, bizden farklı ne yapıyorlar da zenginlikleri böyle her geçen gün artıyor, bir araştırayım dedim. İşte size bu birkaç sanayi devi ve nasıl zengin oldukları ile ilgili çarpıcı sonuçlar:
Anadolu Holding, 2003’ten bu yana, 31 olan fabrika sayısını 55’e çıkarmış, Ülker’in içinde bulunduğu Yıldız Holding 14’ten 54’e, Oyak Holding 18’den 50’ye, Sanko Holding 25’ten 37’ye, Eczacıbaşı 18’den 36’ya, Orhan Holding 14’den 28’e, Limak Holding ise 1’den 11’e çıkarmış fabrika sayısını. Ve bunlar gibi toplamda 30 şirketler grubu. Bu şirketlerin nasıl büyüdükleri belli aslında, bunlardan sadece birkaç tanesine bakmak yeterli olacaktır.
Mesela Ülker Grubu kurulduğu günden bu yana işçilerin birçok hakkını ellerinden aldı. Örneğin Şok Market’i aldıktan sonra sendikalı işçileri sendikadan istifaya zorladı, UNO ile ortaklığından sonra sendikalaşmaya çalışan işçileri, işbirlikçisi Öz Gıda-İş sendikasına üye olmaya zorladı. Hakkını arayan işçileri kapının önüne koydu, 15 yılını dolduran ve kıdem tazminatı almaya hak kazanan işçilere tazminatlarını vermedi.
Oyak Grubu ise Erdemir Çelik fabrikasında 2008 krizi döneminde işçilere 16 ay boyunca %35 eksik ücret ödedi. Ardından iki yıl boyunca işçilerin maaşına zam yapmadı.
Sanko Holding Kahramanmaraş’ta bulunan Sanko çimento fabrikasını çalıştırmak için köylülerin tarım alanlarını mahvetmeye devam ediyor.
Eczacıbaşı ise 2008 yılında E-Kart fabrikasında greve çıkan işçileri işten çıkardı.
Bu asalakların fabrikalarında, madenlerinde, tersanelerinde on binlerce işçi çalışıyor. Türkiye dışında ucuz işgücü buldukları veya stratejik olarak uygun buldukları diğer ülkelerde de bir sürü fabrika açıyorlar. O fabrikalarda üretim yapan biz işçiler ise düşük ücretlere, uzun çalışma saatlerine, iş cinayetlerine, meslek hastalıklarına maruz kalarak yaşamlarımızı tüketiyoruz. 2003’ten bu yana asgari ücret 256 liradan AGİ dâhil 739 liraya çıktı. 9 yılda bizim gelirimiz tam 483 lira artmış, ne zenginlik değil mi?
Peki, patronlar fabrika sayılarını, servetlerini arttırmayı düşünürken biz neyi düşünmeliyiz sizce? Asgari ücrete 40 lira zam yapılmasını beklemekten başka yapacak bir şeyimiz yok mu? Var dostlar. Esas zenginlik bizde, esas güç bizim işleyen ellerimizde, bu zenginlikleri yaratan bedenimizde, beynimizde. Yeter ki gücümüzün örgütlülüğümüzden, boyun eğmemekten, birlik olmaktan, beynimizi-bedenimizi bu adaletsizliğe dur demek için kullanmaktan geçtiğinin farkına varalım.
Uyan ve Haykır Öfkeni
Sermaye Temmuzda 110 İşçiyi Katletti
- Çamur At İzi Kalsın, Çalıştır İşten At Hakkı Kalsın!
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...