Buradasınız
Serbest Bölgeler: Patronlar İçin Sömürü Cenneti
AKP hükümeti, iktidara geldiği günden beri neredeyse her iki yılda bir patronlar için teşvik paketleri açıklıyor. İşçilerin haklarına ise pervasızca saldırmaktan geri durmuyor. İşçilerin hakları bir bir ellerinden alındı, son kırıntılar da alınmak isteniyor. Patronlar için vergi afları ve teşvikler çıkartılırken, işçiler için vergi artışları, zamlar ve “Ulusal İstihdam Stratejisi” gibi yeni saldırı paketleri hazırlanıyor. Ancak AKP hükümeti, patronlar sınıfının önündeki “engelleri” kaldırmak için sadece teşvik paketleri açıklamıyor. Aynı zamanda, işçileri daha rahat sömürmeleri için “serbest bölgeler” de inşa ediyor.
Türkiye’de ilk kez 1985’te, Özal döneminde, Serbest Bölgeler Kanunu ile serbest bölgeler kurulmasının önü açıldı. Bugün Türkiye’de serbest bölge sayısı 20’nin üzerine çıkmış bulunuyor. Kanun şöyle tanımlanmış: “İhracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla serbest bölgelerin kurulması, yer ve sınırlarıyla faaliyet konularının belirlenmesi, yönetimi, işletilmesi, bölgelerdeki yapı ve tesislerin teşkili ile ilgili hususları kapsar.” Kanunun amacı, patronların uluslararası pazara açılmasını ve daha da büyümesini sağlamak, yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmektir. Serbest bölgeler, patronların iyice palazlanmasına ve Türkiye’nin dünyanın 16. büyük ekonomisi konumuna yükselmesine önemli katkılar sağlamıştır.
Serbest bölgelerde patronlara türlü nimetler sunulmaktadır. İşçilerin ücretleri daha ceplerine girmeden gelir vergisi kesilirken, patronlar serbest bölgelerde, gelir, kurumlar ve KDV dâhil bütün vergilerden muaftır. Ayrıca, patronlar işçi ücretleri üzerinden gelir vergisi ödemedikleri için işçilik maliyeti de düşüktür. İşçi ve emekçi halktan, “size yol, su, elektrik olarak geri dönecek” denerek dolaylı ve doğrudan vergiler toplanırken, patronlar elektrik, su, doğalgaz, haberleşme gibi her türlü altyapı hizmetlerinden KDV’siz olarak yararlanabilmektedir. Aslında işçilerin ceplerinden çalınanlar, patronlara hizmet olarak geri döndürülmektedir. Dahası işçiler başlarını sokacak bir ev bulmakta dahi zorlanırken, izbe evlerde, kirada sürünürken, patronlar belli koşulları yerine getirdiklerinde, fabrika arsa bedelinin bir kısmı ya da tamamı devlet tarafından karşılanıyor.
Görüldüğü üzere patronlara, serbest bölgelerde her türlü vergi indirimi ve teşvikler sağlanırken, işçilerin haklarına dönük saldırılar ise sürmektedir. Bu bölgelerde çalışan işçiler İş Kanununa tâbi olmalarına rağmen, sanki sendikaya üye olma ve sigorta hakları yokmuş gibi yanılgılar yaratılmıştır. İşçiler zaten haklarının yeterince farkında olmadıkları için serbest bölge patronlarının dayatmaları kanun haline gelmiştir. Oysa bu bölgelerde işçilerin sendikaya üye olmasını da sigortalı çalışmasını da engelleyen bir yasa yoktur.
Öte yandan 1985’te çıkarılan kanunda, geçici bir madde ile serbest bölgenin faaliyete geçmesinden sonraki 10 sene içinde işçilerin yasal olarak grev yapma hakkı gasp edilmiştir. Kanunun bu “geçici” maddesi, ancak 2002 yılında yürürlükten kaldırılmıştır. Sigortasız, kayıt dışı çalışma bu bölgelerde son derece yaygındır. Kanuna göre bu bölgelerde, ürettiğinin en az %85’ini ihraç etmeyen işverenler, işçilere asgari geçim indirimi hakkını vermemektedir. Özetle serbest bölgeler, patronlar için adeta sömürü cennetidir.
İçinden geçtiğimiz kriz sürecinde esnek ve kuralsız çalışmanın giderek yaygınlaştığı ortadadır. Serbest bölgelerde denetimler, diğer bölgelerde faaliyet gösteren işyerlerine göre daha da az yapıldığından ya da hiç yapılmadığından patronlar her türlü kuralsızlığı kanunmuş gibi dayatabiliyorlar. Ama bu koşulları kabul etmeyen işçiler de var. Antalya Serbest Bölge’de bulunan Novamed firmasında çalışan işçiler, kötü çalışma koşullarına karşı örgütlenmiş ve greve çıkmışlardı. Novamed işçileri, çalışma saatleri içerisinde tuvalete bile gidemiyorlardı. Novamed, 2011 yılında, Antalya Serbest Bölgesi’nde en yüksek ticaret hacmine ulaşması ve en yüksek istihdam sağlaması nedeniyle iki ödül birden aldı. Acaba, bu ödülleri ne pahasına almaktadır? Tabii ki, işçilerin alınteri ve canı pahasına! Patronlar sınıfı, işçilerin insanlık dışı koşullarda çalıştığını gözlerden gizlemeye çalışıyor. Patronlar sermayelerini büyütürken, biz işçilerin çalışma ve yaşama koşulları her geçen gün kötüleşiyor. Buna dur diyecek olan işçilerin birleşerek mücadele etmesidir.
Babam Bir Göçmen İşçi
Beşiktaş’ta İmza Standımız
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...