Buradasınız
Yine Kadro Hayali, Yine Boş Umutlar!
Hacettepe Hastanesinden bir taşeron işçisi
Merhaba dostlar. Ben Hacettepe Hastanesi’nde taşeronda çalışan sizler gibi bir işçiyim. Çalıştığımız hastanede son dönemde bütün taşeron işçilerin dilinde “müjdeli” bir haber dolaşmakta. Herkes birbirine “akşam şu kanalı izledin mi?” ya da “şu haberi duydun mu?” gibi umut dolu sorular sormakta. Ben de UİD-DER’li bir işçi olarak hastanemizde işçi arkadaşların konuştuğu bu “umut dolu” haberin aslını araştırarak gerçekleri gözler önüne sermek istedim.
100 lira zammı işçiler mücadele etmeden onlar bize verdiler ve istedikleri zaman da geri çektiler. Ama işçi sınıfın mücadele ederek kazandığı yıllık izinler, fazla mesai ücretleri ve maaşlarının zamanında yatması gibi haklara kolaylıkla dokunamıyorlar.
Birkaç ay önce arkadaşlarım “sağlam bir yerden haber aldım, aman uslu ol, yanlış bir şey yapma, taşerona kadro vereceklermiş” diyorlardı ve bu söylentiler işçiler arasında fısıltı yoluyla yayılıyordu. İşte bu söylentiler artık “müjdeli haber” boyutuna ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde birtakım medya organları tarafından yayılan “müjde, taşerona kadro geliyor” türü haberler, taşeron işçilerde sevinç patlamalarına yol açıyor. Ben de isterdim güvenceli bir işte çalışmayı ama yapılacağı iddia edilen yasal düzenlemenin içeriğini incelersek, sürecin sonunda kendimize soracağımız soru “yine mi kandırıldık arkadaş?” oluyor maalesef. Önce ortalıkta yem olarak bir söylenti dolaştırılıyor. Sonra iktidar partisi bu konuda konuşmaya başlıyor. Ardından da bu söylentiler yandaş medya tarafından “yasal düzenleme yapılacak” haberleri olarak önümüze sunuluyor. Geçmişten beri patronların temel mantalitesi, ellerindeki hakları alırken işçilerin sesinin çıkmaması için onları birtakım vaatlerle kandırmaktır.
İş Kanununun 6. maddesi kıdem tazminatımızı düzenler. Ve o maddede taşeron işçiler kıdem tazminatı alamazlar ibaresi yoktur. Ama AKP hükümeti, taşeron işçilerin sanki kıdem tazminatı almaya hakları yokmuş da, kıdem tazminatı fona devredilirse onlar da artık tazminat alacaklarmış gibi yalanlarla işçileri kandırmaya çalışmaktadır.
Peki, haberlerde taşeron işçilere bulunulan yeni vaatler nelerdir? Taşeron şirketin işçiye ödemediği ücreti asıl işverenin ödemesi için düzenleme yapılıyormuş. Taşeron işçilerin artık günde 8, haftada 45 saatten fazla çalıştırılmasına müsaade edilmeyecekmiş. Şayet bu sürelerin üzerinde çalışma yapılırsa fazla mesai ücretlerinin ödenmesi sağlanacakmış. Sözleşme sürelerinin bir yılın altında yapılması önlenecekmiş. Taşeron işçilerin de kıdem tazminatı alabilmesi için tazminatların aylık olarak hesaplanması sistemine geçilecekmiş. Hakikaten inanılır gibi değil!
Yukarda bahsedilen vaatler, biz taşeron işçileri de kapsayan 4857 sayılı İş Kanununda zaten yok mu? Evet var. Bu haklara zaten sahip değil miyiz? Evet sahibiz.
İş Kanununun 6. maddesi kıdem tazminatımızı düzenler. Ve o maddede taşeron işçiler kıdem tazminatı alamazlar ibaresi yoktur. Ama AKP hükümeti, taşeron işçilerin sanki kıdem tazminatı almaya hakları yokmuş da, kıdem tazminatı fona devredilirse onlar da artık tazminat alacaklarmış gibi yalanlarla işçileri kandırmaya çalışmaktadır. Niyet, kıdem tazminatının gasp edilmesinin yolunu açmaktır.
Hastanemizde daha önce yönetim hastabakıcıların maaşına 100 lira zam yapmıştı. Sonra da anlamlı bir gerekçe göstermeden 100 lira zammı geri aldılar. Bir arkadaşımın da dediği gibi, 100 lira zammı işçiler mücadele etmeden onlar bize verdiler ve istedikleri zaman da geri çektiler. Ama işçi sınıfın mücadele ederek kazandığı yıllık izinler, fazla mesai ücretleri ve maaşlarının zamanında yatması gibi haklara kolaylıkla dokunamıyorlar. Kadro hayali kuran arkadaşlara buradan sesleniyorum; yaşanılabilir bir ücret, insanca bir yaşam için her şey bilinçli ve örgütlü bir biçimde mücadele etmekten geçer. Haziran ayını bekle, yerel seçimleri bekle, genel seçimleri bekle… Ömrümüz hep kandırılmakla ve beklemekle mi geçecek?
Son Eklenenler
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...