Buradasınız
İstanbul’da Devlet Terörü

Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs kutlamalarına kapatan devlet, İstanbul’da terör estirdi. Taksim’i keyfi bir biçimde emekçilere yasaklayan AKP hükümeti ve devlet, İstanbul’da adeta olağanüstü hal ilan etti. İstanbul’u abluka altına almak isteyen AKP hükümeti, Erzurum dâhil değişik illerden polis takviyesi yaptı. Toplam polis sayısı 40 bine çıktı. Avrupa ve Anadolu yakasının iletişimini kesmek amacıyla deniz ulaşımı dâhil toplu ulaşım engellendi, Taksim’e çıkan yollar kapatıldı. Anadolu Yakası’ndan Taksim’e giden otobüsler köprü girişlerinden geri çevrildiler. Ama bununla da yetinmeyen İstanbul Valiliği, Kartal-Kadıköy metrosunun çalışmasını engelledi, Unkapanı ve Atatürk köprülerini açtırarak Taksim’e geçişlerin önünü almaya çalıştı.
İşçi sınıfının birleşik ve kitlesel bir şekilde 1 Mayıs’ı kutlamasının önüne geçmek amacıyla, önce Taksim Meydanı yasaklandı ve devamında devlet, AKP ve burjuva medya kara propaganda yürüttü.
Sabahın erken saatlerinde sendikalardan, emekten yana partilerden ve demokratik kitle örgütlerinden gruplar Beşiktaş ve Mecidiyeköy’de toplanmaya başladılar. Beşiktaş’ta polis barikatına kadar yürüyen kitleye gazla ve suyla müdahale edildi. Şişli kolunda ise DİSK’in arkasında oluşan kortejlerin Osmanbey’den öteye geçmesine izin verilmedi. Polis, her iki kolda ve bağlantı yollarında azgın bir şekilde emekçilerin üzerine saldırdı. DİSK Genel Merkezi’ne saldıran polis, etraftaki emekçi kortejleri üzerinde de terör estirdi. Polisin saldırısı sonucu onlarca insan yaralandı ve hastaneye kaldırıldı.
İşçilerden ve öğrencilerden oluşan dört beş kişilik bir grubun Tarlabaşı’nda bir eve sığınması da polisi durdurmadı. Evin etrafını saran polis, içeriye gaz bombaları atmaya başladı. Burada başına gaz bombası isabet eden Dilan Alp’in kafatası parçalandı, bir kişinin de yine kafası dipçikle yaralandı. Polisin saldırısı saatlerce sürdü ve emekçilerin Taksim’e çıkmasına izin verilmedi. Yalnızca Hak-İş’in, 20 kişilik temsili kortejinin çelenk bırakmasına izin verildi. Yoğun devlet terörü sürerken, DİSK Genel Başkanı Kani Beko bir açıklama yaptı. Beko, yapılan müdahalenin terör olduğunu, Taksim’e yürümekten vazgeçtiklerini söyledi ve işçilerin evlerine dönmesi için yolların açılmasını istedi.İstanbul’da adeta olağanüstü hal ilan eden, sınırsızca devlet terörü uygulanmasından doğrudan sorumlu İstanbul Valisi, emekçilerle alay edercesine, “fevkalade orantılı güç kullandık” demekten utanmamaktadır. Taksim’deki inşaat çalışmaları bahane edilerek 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmemiştir. AKP hükümeti ve devlet, özellikle geniş kitlelerin ilgisini çeken kent merkezlerini emekçilere yasaklamak istemektedir. Zira birleşik, kitlesel ve coşkulu 1 Mayıs kutlamaları, işçi sınıfının ve ezilenlerin tepkisini ortaya koyabilmekte ve geniş emekçi kitlelere moral vermektedir. İşçi sınıfının kürsüsü tüm ezilenlerin kürsüsü haline gelmektedir.
Bugün Taksim’deki inşaat alanını bahane eden AKP hükümeti, gerçek yüzünü açığa vurmaktan çekinmemiştir. 30 Nisanda Meclis’teki AKP Grup Toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, iki yeni meydan yaptıklarını ve önümüzdeki dönemde mitinglerin ve 1 Mayıs kutlamalarının kent merkezlerinin dışında yer alan bu meydanlarda yapılması gerektiğini buyurmuştur. Böylece işçi emekçi kitleler, kentin dışına atılarak toplumdan soyutlanmak ve sesleri boğulmak istenmektedir. Elbette bu, aynı zamanda burjuvazinin projesidir. Ekonominin büyümesini sağlamak ve Türkiye’nin emperyalist heveslerini hayata geçirmek isteyen AKP ve patronlar sınıfı, “itaatkâr ve kanaatkâr” bir toplum yaratmayı, işçi sınıfının örgütsüz ve dağınık kalarak dizginsiz sömürüye boyun eğmesini arzulamaktadır.Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, eninde sonunda işçi sınıfı birleşerek geniş kitleler halinde ayağa kalkacaktır. Örgütlenen, bilinçlenen ve kapitalist sömürüye karşı ayağa kalkan işçi sınıfını ne devletin terörü ne polisin gazı ve copu durdurabilecektir.
IWSN’ye 1 Mayıs Mesajımız
Gebze’de Coşkulu 1 Mayıs!
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
- Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
- TTL İşçileri: Haklarımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam!
- Aile Hekimlerini Desteklemeli miyiz?
- İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması Protesto Ediliyor
- İyi İnsanların İsyanı…
- Başka Bir Sağlık Sistemi Ortak Mücadeleyle Mümkün!
- Ya Sağlığımız Gidecek Ya Cebimizde Yangın Çıkacak
Son Eklenenler
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...