Buradasınız
Ellerimiz, Emeğimiz ve Yalanlar
Ellerimiz nesneleri kavrayıp tuttukça, yontup şekil verdikçe, alet yardımıyla en zor işlerin dahi üstesinden geldikçe insanlık ileriye doğru büyük atılımlar yapmıştır. Eldir ateşi tutuşturan, yazıyı yazan, demiri işleyen, taşı taş üstüne koyan. El olmadan, emeğimiz ürüne şekil veremezdi. İşçi sınıfının büyük ozanı Nazım Hikmet, işte bunun için şiirinde “bu dünya ellerinizin üstünde duruyor” diye seslenir üreten, ter döken işçilere.
Bütün taşlar gibi vakarlı,
hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli,
bütün yük hayvanları gibi battal, ağır
ve aç çocukların dargın yüzlerine benzeyen elleriniz.
Arılar gibi hünerli hafif,
sütlü memeler gibi yüklü,
tabiat gibi cesur
ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen elleriniz.
Bu dünya öküzün boynuzunda değil,
bu dünya ellerinizin üstünde duruyor.
Nazım Hikmet, işçilerin “vakarlı”, “kederli”, “battal” ellerini gözümüzde canlandırır. İnsanları ellerinden tanıyabilir, ne iş yaptığını veya hangi sınıfa mensup olduğunu anlayabiliriz. Kiminin elleri pamuk gibi beyaz ve narin, kiminin elleri de nasırlı ve kederlidir. Metalde, tersanede, inşaatlarda, tarlalarda veya madenlerde çalışan bir kimsenin elleriyle bir patronun, ağanın, beyin elleri bir değildir.
Dünyanın bizim, yani işçilerin, emekçilerin elleri üstünde durduğunu vurgulayan Nazım, bütün insanlık adına büyük bir “ah” çeker:
İnsanlar, ah, benim insanlarım,
yalanla besliyorlar sizi,
Hâlbuki açsınız,
etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız.
Ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya,
göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.
Nazım’ın haykırdığı yalın gerçek budur: Ellerimizin üzerinde tuttuğumuz bu dünyadan, “her dalı yemiş dolu dünyadan” yalanlarla beslenerek, açlık ve yoksulluk içinde göçüp gideriz. Üstelik Afrika’dan Amerika’ya bütün insanların yüzde yetmişinden fazlayız. Ellerimizin tutsaklığı insanlığımızın tutsaklığına dönüşmüştür. Fabrikalarda, madenlerde, metalde, sanayide biteviye çalışıp duran; yol, köprü, inşaat ve gökdelenler inşa eden milyonlarca el çaresizlik içinde gücünden, yaratıcılığından, mucizesinden habersizdir. Ellerimiz çalışıp ürettikçe dünya üzerinde envai çeşit zenginlik ve güzellik birikmekte fakat bu zenginlik ve güzellik, mutluluk ve barışın değil sömürünün kaynağı haline getirilmektedir.
Acı ve öfkeyle hissederiz ki sermaye sınıfı bizleri, ellerimiz gibi tez kandırmakta ve kolay aldatmaktadır. Dünyaya hükmeden kapitalist sınıf, ücretli kölelik düzenini sürdürmek için her şeye dair yalan üretmeye devam ediyor. Bugün Ortadoğu’da milyonlarca insanı katleden, yerinden yurdundan göçe zorlayan emperyalist-kapitalist savaş, özgürlük ve demokrasi söylemi ile dünyaya yutturuluyor. İş kazaları kader, işsizlik ve evsizlik beceriksizlik olarak benimsetiliyor. Ekonomik krizlerin faturası, “aynı gemideyiz fedakârlık yapmalıyız” yalanıyla sırtımıza yıkılıyor.
Medya tekelini elinde tutan patronlar sınıfı, sürekli olarak yalan söylüyor, gerçekleri çarpıtıyor. Peki neden?
antenler yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa rotatifler,
kitaplar yalan söylüyorsa,
duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa,
ses yalan söylüyorsa,
söz yalan söylüyorsa,
ellerinizden başka herşey
herkes yalan söylüyorsa,
elleriniz balçık gibi itaatli,
elleriniz karanlık gibi kör,
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir.
Milyarlarca ele bir avuç kapitalist asalak hükmediyor. Onlar ellerimizi kendilerine açmamızı ve uysalca boyun eğmemizi istiyorlar. Aslaklara ve bezirgânlara karşı ellerimizi birleştirmeliyiz. Birleşen ellerimizle yalanların perdesini yırtıp atmalı ve kollarımızın olanca kuvvetiyle birbirimize sarılmalı, örgütlenmeliyiz. Sömürü düzeninin zincirlerini kırmak ve sömürüsüz bir dünya kurmak için ellerimizin bütün hünerini göstermenin vakti bir gün mutlaka gelecek çünkü.
Acılar ve Sevinçlere Dair
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...