Buradasınız
AKP’ye Oy Vermiş İşçiler de HAYIR Diyor!
Pendik’ten bir işçi
Geçen gün uzun zamandır sohbet etmeye fırsat bulamadığım bir arkadaşımla buluştuk. Sohbetimiz, işyeri sorunları, sağlık durumları derken referanduma geldi. “Ne olacak bu gidişata tepki verilecek mi, bugüne kadar AKP’ye oy veren işçi kardeşlerimiz referandumda ‘hayır’ diyecek mi?” diye konuşurken arkadaşım çok güzel bir örnek anlattı.
O da birkaç gün önce fabrikada çalışan bir arkadaşıyla sohbet etmiş yaşananlar üzerine. Arkadaşı, bir kadın işçi olarak, AKP iktidara geldiğinden bu yana sürekli işçilerin iş güvencesini ortadan kaldırdığı, çalışma saatlerini giderek arttırdığı, emekçileri açlık koşullarına mahkûm ettiği için “hayır” diyeceğini anlatmış. Haklı olarak tek bir kişinin tüm söz ve yetkiyi eline alıp bu koşulları daha beter hale getirebileceğini düşünüyor. Fabrikasındaki AKP’ye oy vermiş olan işçi kardeşlerinin de “hayır” demesini çok istediği için onlarla bu konuda sohbet etmeye başlamış.
AKP’ye oy verdiğini bildiği, kendi bölümünde çalışan kadın arkadaşlarının referanduma “evet” diyeceklerini düşünmüş önce. Ama her biriyle teke tek konuşmaya başlayınca onların da HAYIR diyeceklerini anlamış. Aslında başkalarının yanında “hayır” oyu vereceklerini açıklamıyorlarmış. Çünkü bu kadın işçilerin neredeyse hepsinin şöyle bir endişesi varmış: “Ben AKP’ye oy verdim ama bir kişiye bu kadar da yetki verilmesini istemiyorum. Bu kadarı da fazla. Ama benim gibi AKP’ye oy veren arkadaşlarımın da bunu bilmesini istemiyorum. Çünkü benim hakkımda ‘fetöcü’ olarak düşünmelerini istemiyorum.” Aynı arkadaş grubundan kapalı işçi kadınlardan hiçbiri diğerinin böyle düşündüğünü bilmiyor. Birbirlerine “hayır” diyeceklerini açıklamaktan korkuyorlar.
AKP ve medyaya üşüşmüş asalaklar, “Erdoğan başkan olmazsa iç savaş olur, kaos olur, hayır diyenler teröre destek veriyor” diyorlar. Siyasi iktidar daha önce, emekçileri kutuplaştırarak, bir bölgeyi diğer bölgeye, komşuyu komşuya düşman yapmaya çalışarak iktidar olmuştu. Şimdi ise kardeşi kardeşe, anayı evladına düşman etmeye çalışıyor. Çünkü bir aile içinde “evet” diyenler de var, “hayır” diyenler de. Ancak her şeyin bir sınırı var. Çıkışsızlıktan kaynaklı AKP’ye oy vermiş yüz binlerce işçi, bu düşmanlaştırma politikalarından bıkmış durumdalar. AKP 1 Kasımda tekrar iktidar olmak için bir yandan toplumu terör korkusuyla, kaos tehdidiyle gerdikçe gerdi bir yandan da istikrar vaadinde bulundu. Ama iktidar olduğundan bu yana biz işçilerin sorunları giderek büyüdü. “Eğer iktidar olmazsam şu şu sorunlar olur” dediği sorunlar, onun iktidarıyla beraber daha da büyüdü. Bunu, ona oy veren işçi kardeşlerimiz de bal gibi görüyor ve iliklerine kadar hissediyorlar. Sadece örgütsüz oldukları için seslerini çıkaramıyorlar. 1 Kasımdan bu yana çok uzun zaman geçmedi. Aynı yalanlar, tehditler, şantajlar, vaatler aynı tarzda devam ediyor.
Bu defa AKP’nin düzenbaz politikaları işçi kardeşlerimize “yeter” dedirtiyor artık. Bizler daha fazla çalışarak, daha iyi anlatarak “evet” diyen işçi kardeşlerimizi tek adam rejimine karşı çıkmaya ikna etmeliyiz. Bizler aynı ezilen ve sömürülen sınıfın evlatlarıyız, çıkarlarımız ortak. Gelin tek adama dayalı başkanlık rejimine geçit vermeyelim!
Ben de Hayır Diyorum!
Sağlık Çalışanları HAYIR Diyor!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...