Buradasınız
Kent Gıda İşçilerinden Tek-Gıda-İş’e Protesto
Aydınlı’dan bir grup işçi

Toplu sözleşme sürecinde olan Kent Gıda işçileri, örgütlü oldukları Tek-Gıda-İş sendikasının ve patronun yeni sözleşmeyi işçilerden habersiz imzalaması üzerine 6 Haziranda, sözleşmeyi ve sendikayı protesto etmek amacıyla fabrika önünde toplanmaya başladılar. Gün boyunca Tek-Gıda-İş yöneticilerini bekleyip, fabrikaya gelen vardiyaları da eyleme çağırdılar.
İki yılda bir imzalanan toplusözleşme sürecinde bu yıl sendikacılar daha kararlı olduklarını belirtiyorlardı. İşçilere maaşlara brüt 300 YTL zam yapılmasını, taban ücretin 100 YTL yukarı çekilmesini, sosyal haklara enflasyon oranında zam yapılmasını vaat etmiş ve işçilerin sendikanın arkasında durmasını istemişlerdi. Taleplerinin karşılanmaması durumunda greve çıkılacağını söylüyorlardı sendikacılar. Ancak patron ve sendikacılar, bir anda belirtilen talepleri aşağı çekerek ve çok düşük bir zamla sözleşmeyi gece yarısı imzaladılar. İmzalanan sözleşmeye göre ücretlere 180 YTL brüt zam yapıldı. Sözleşmenin imzalandığını işçilere sendikacılar değil, fabrika müdürleri açıkladı ve sendikacılar işçilere görünmeden işyerini terk ettiler. Yani işbirlikçiler işçilere görünmeden kaçtılar.
Sözleşmenin imzalandığını ilk öğrenenler gece vardiyasında çalışan işçiler oldu. Gece vardiyası işçileri sendikacıların tutumuna tepki göstererek sabah saat 7’den itibaren toplu halde fabrika önünde beklemeye başladılar. 7-15 vardiyasındaki işçiler de öğlen yemeği yemeyerek dışarıdaki arkadaşlarına destek oldular. Gece vardiyasında çalışan işçiler, uykusuzluğa, yorgunluğa rağmen 7-15 vardiyasından çıkacak ve 15-23 vardiyasına gelecek arkadaşlarını beklediler. Bu bekleyiş esnasında üretim şefleri, bekleyen işçilerin yanına gelip, “bu yaptıklarının Kent işçilerine yakışmadığını”, kendileriyle içeride konuşmak istediklerini söylediler. Ancak işçiler kapıda beklemekte kararlıydılar.Saat 15’te, 15-23 vardiyasına girecek işçiler beklenirken, servislerin arka kapıdan içeri sokulduğu öğrenildi. Bunun ardından fabrika önünde bekleyen işçiler idareyi yuhalamaya, tepkilerini hep birlikte “işçiler buraya” diye slogan atarak göstermeye başladılar. İdarenin engellemelerine rağmen içerdeki işçiler kapıların açılmaması üzerine barikatı geçip arkadaşlarının yanlarına geldiler. Bir süre beklendikten sonra 15-23 vardiyası içeri girdi. Üretim şefleriyle görüşmek için yemekhaneye götürülen işçiler sendikacılar gelmeden üretime geçmeyeceklerini söylüyorlardı. İçerden alkış ve masalara vurma sesleri geliyordu. Bu arada patronun temsilcileri, sözde “işçilerin sağlığını korumak” için polis çağırmışlardı. Bu da yetmemiş, çevik kuvvet dahi gelmişti. Bu duruma tepki gösteren işçiler, neden polis çağrıldığını sorduklarında “hepimizin sağlığını korumak” için cevabını aldılar.
Bir taraftan yemekhanedeki işçiler bekleyişlerini sürdürürken, diğer taraftan fabrikadan çıkması gereken 7-15 vardiyasındaki işçiler de, yemekhanedeki işçiler üretime geçmeden şefler tarafından dışarı çıkartılmıyordu. Üretimdeki birçok bölüm işi durdurmuştu. Bunun üzerine üretimdeki işçiler posta başları tarafından tehdit edilirken, yemekhanedeki işçiler de noterin getirileceği ve iş saatinde çalışılmadığı gerekçesiyle işten atılacakları tehditlerine maruz bırakıldılar. Bu arada dışarıda bekleyen işçiler, kendileriyle konuşan şefe, kendilerinin patronla bir sorunları olmadığını, sendikanın kendilerini sattığını ve sendikadan istifa edip başka bir sendikaya geçeceklerini söylüyorlardı. Şef de kendi çıkarları doğrultusunda işçilere, vardiya çıkışında toplu olarak notere gidip istifa edebileceklerine dair akıl veriyordu. Ne yazık ki, sınıf bilincinden ve bilinçli bir örgütlülükten yoksun olan işçi arkadaşlarımız şefin anlattıklarına kanabiliyor ve hazırlanan tuzağı göremiyorlardı.
15:40’a kadar beklendikten sonra 15-23 vardiyası üretime geçerken, 7-15 vardiyası da dışarı çıktı. Kapıda bekleyen iki vardiyanın işçileri kendi aralarında konuşarak sendikadan istifa edip başka bir sendikayla görüşeceklerini belirttiler ve daha sonra dağıldılar.
Ağır koşullarda çalışan ve yıllardır çalışmalarına rağmen hâlâ 500 YTL maaş alan işçilerin öfkesi, bu son sözleşme süreciyle birlikte iyice açığa çıktı. İşçiler şu an örgütlü oldukları sendikanın kendilerine ihanet ettiğini ve buradan istifa edip başka bir sendikaya geçmeyi düşünüyorlar. Oysa sendikaları işlevli hale getirecek olan esas olarak işçilerin kendileridir, bunu görmek gerekiyor. Ancak işçi arkadaşlarımız henüz bunu göremiyorlar. Üstelik patron ve onun temsilcilerinin sendikayı tasfiye etme çabalarını da fark edemiyorlar. Oraya polisi getiren de, işçileri teker teker kamerayla çektirip baskı altına almaya çalışan da patrondur.
Biz işçiler şunu unutmamalıyız: ne patronlar ne de onların temsilcileri biz işçilerin çıkarlarını düşünmezler. Biz işçiler örgütlüysek, birliksek, bilinçliysek bir anlam ifade ederiz ve işte o zaman çıkarlarımızın bilincinde olabilir ve koruyabiliriz. Sendikalar işçilerin örgütüdür, militan bir tutum takınmaları halinde ise patronların korkusudur. Sendikalar sendika bürokratlarının babasının malı değildir. İşçiler olarak birleşmeliyiz, örgütlenmeli, bilinçlenmeli ve sendikalarımıza sahip çıkmalıyız. İşçileri satanları defetmeliyiz, sendikaları örgütlü ve bilinçli işçilerin kontrolü altına almalıyız. İşte o zaman işçilerin örgütü olan sendikalar işçileri patronlara satamaz ve patronların karşısına daha güçlü bir şekilde çıkabilir.
Yaşasın militan sınıf sendikacılığı!
- Kamu Emekçileri: Ne Hakem Ne Sefalet Zammı!
- Belediye Çalışanlarından İş Bırakma Eylemleri
- Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Yalçınkaya ile Söyleşi
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Uşak’tan Kayseri’ye Sendika Düşmanlığına, Sefalet Dayatmasına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kamu Emekçileri Sefalet Dayatmasına Karşı İş Bıraktı, Alanlara Çıktı
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- KESK’ten Birlikte Mücadele Etme Çağrısı
- Kuryeler, Depo İşçileri ve Öğretmenler Hakları İçin Eylemde
- KESK İktidarın Sefalet Dayatmasını Protesto Etti
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Tez-Koop-İş Sendikasına Üye Kamu İşçileri ODTÜ’de Greve Çıktı
- Tekstil ve Belediye İşçileri Sendika Düşmanlığına, İşten Atmalara, Düşük Ücretlere Karşı Mücadele Ediyor
- Belediyelerde Ücret Gaspına, İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Tepkisi Büyüyor
- Kayseri ve İzmir’de İşçi Eylemleri
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- KESK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde TİS Eylemi
- Akkuyu İşçilerine Jandarma Saldırısı
- SES: “Grevli Sendika Hakkı, Gerçek Toplu Sözleşme!”
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.