Buradasınız
Evsizlik Sorununu Kapitalizm Yaratıyor
Kartal’dan bir işçi
Sokakta bir köpeğe sarılmış halde uyuyan bir çocuk haberi, yaşadığımız kapitalist dünyaya dair gerçekleri bir kere daha gözler önüne serdi. Suriye’deki savaştan canını kurtarmak için kaçmış, amcası tarafından da terk edilmiş olan bu çocuğun dramı, Suriye’deki emperyalist savaşın insanların hayatını nasıl paramparça ettiğine ayna tutuyordu. Dünyadaki milyonlarca evsizden biri olan o çocuk, kapitalizmin her birimize nasıl bir dünya vaat ettiğini de gösteriyordu.
Yaşadığımız düzende emek gücü ile geçinen biz işçileri, birçok tehlike gibi evsizlik tehlikesi de bekliyor. İş ve yaşam koşulları giderek öyle bir hal alıyor ki, aldığımız ücretlerle ne doğru düzgün yaşayabilmemiz ne de başımızı düzgün bir eve sokabilmemiz mümkün! Ev fiyatları dudak uçuklatıyor. Çeşitli gerekçelerle artan ev kiraları ücretlerimizin büyük bir kısmını yutuyor.
Evsiz olmak herkesi bekleyen bir tehlike! Evsiz olmak, yani en savunmasız anımızda, yağmurda, çamurda, karda, uyurken, üstümüzde bir çatının olmaması, olamaması! Bu sorunu yaşayan insan sayısı hiç de az değil. Dünyada 1 milyardan fazla insan yeterli barınma koşullarından yoksun, 100 milyondan fazlası ise evsiz yaşıyor. Gelişmekte olan ülkeler plansız ve gelişigüzel büyüdüğü için, bu durum hem altyapıdan yoksun evlerin yapılmasına hem de yoksul emekçilerin bu konutlardan zorla çıkarılmasına yol açıyor. Çoğu ülkede yoksulların evleri zorla yıkılıyor ve bu yıkılan yerlere pahalı evler, alışveriş merkezleri veya zenginlerin oyun alanları vs. yapılıyor. Gelişmekte olan ülkelerin kentlerinde olduğu gibi kırsal bölgelerinde de barınma sorunu yaşanıyor. Tahminlere göre dünyada kent merkezlerindeki evsizlerin sayısı 20 ile 40 milyon arasında. BM istatistiklerine göre “en az gelişmiş ülkelerde” nüfusun %78’i gecekondularda yaşıyor.
Türkiye’de 100 bin civarında evsiz olduğu tahmin ediliyor. Bunların büyük bir kısmı büyük kentlerde ve İstanbul’da yaşıyor. Kimi iş bulmak için gelmiş büyük kente. İş bulamayıp kira parası da ödeyemeyince sokaklardan başka çare kalmamış kimine. Kimi ara sıra, geçici işlerde çalışıp, bazen çalıştığı işyerinde yatıp kalkarak hayatta kalmaya çalışıyor. Kimi küçük yaşta çeşitli aile dramlarından kaçarken, kimi yaşadığı sorunlar nedeniyle akli dengesini kaybettikten sonra kendini kaybetmiş sokaklarda. Kimi sokaklarda yaşamaya başladıktan sonra akli dengesini de ruhsal dengesini de kaybetmiş. Kimi sorunların altında ezilerek bali veya çeşitli sentetik uyuşturucularla kendini uyuşturmaya başlamış.
Suriyeliler de son yıllarda evsizler kervanına katıldı. Sokaklarda yaşayan evsizler genelde tek veya en fazla iki kişi olarak yaşarken, artık ailece kalabalık bir şekilde sokakta yaşayan yoksul Suriyeliler var. Çocuklarıyla beraber birkaç aile sokakta aynı yerlerde yaşıyorlar. Suriye’de hayatları parçalanan, evleri yıkılan Suriye’li mültecilerin bir kısmı umutla geldikleri, sığındıkları Türkiye’de ya derme çatma barakalarda ya da sokaklarda hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Evsizlik özellikle geceleri her türlü tehlikeyle iç içe yaşamak demek. Evsizlik aç olmak, çoğu zaman yalnız olmak, kimsesiz olmak demek. Psikolojisi bozuk olmak, her an her türlü tehlikeyle karşı karşıya olmak demek. Evsizler geceleri tehlikelere karşı tetikte; yiyecek, içecek bulmakla meşguldür. Gündüzleri uyurlar, kimi bir depoda, kimi bankamatik altlarında, kimi cami avlusunda. Kimi daha çocuk, kimi 70 yaşında. Kimi iş bulma umudunda, kimi bu umudu uyuşturucu kullandıktan sonra kaybetmiş durumda. Sokaktakiler öğretiyor birbirine yaşamayı, sokağın püf noktalarını, sokağa dayanmayı. Yani kapitalizme dayanmayı!
İnsanı değil kârı esas alan kapitalizm altında yaşamak savaş, açlık, yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik, evsizlik demek. Yıldan yıla bu sistemde yaşamak daha da zorlaşıyor. Hayatlarımız daha da çekilmez hale geliyor. Bu sistem dünyada yaşamayı bile bize çok görüyor. Bu şekilde yaşamak kaderimiz değil! Kapitalizme dayanmak, katlanmak zorunda değiliz. İnsanların yaşamını drama çeviren kapitalizmin yerine daha insanca yaşayacağımız bir dünya kurabiliriz.
- İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri: “Narin’e Ne Oldu?”
- Umudun Gitarı Çalmaya Devam Ediyor!
- Polonez Gıda ve Akcanlar Tekstil’de İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
- 78’liler Girişimi: “44. Yılında 12 Eylül Tüm Boyutlarıyla Sürüyor”
- Narin’in Katledilmesi Onlarca Kentte Protesto Edildi
- Kâr Hırsıyla İşlenen Cinayet: Zulmünüze Boyun Eğmeyeceğiz!
- İsrail’de Yüz Binler Ateşkes Talebiyle Meydanlara Çıktı!
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Onlarca Kentte Eylem
- Kendimiz İçin Yürümeli ve UİD-DER Ailesini Büyütmeliyiz!
- Bu İşareti Yapanlar Kim?
- İktidar’ın “Vergide Adalet” Yalanı
- “Kenyalılar Bile” mi?
- Yangınlar da Sorumsuzluk da Aynı!
- Sağlıkta Talan, Hep Yalan Dolan!
- 1999’dan Bugüne Önlem Yok, Adalet Yok!
- “Şu Ablanız Çok İyi Bir Dinleyicidir”
- Patronların Saldırılarına İşçiler Mücadeleyle Cevap Veriyor
- Polonez İşçileri Genel Müdürlük Önünde Haykırdı
- Umudunu Kaybetme!
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
Son Eklenenler
- Fernas madencilik ve Akcanlar Tekstil işçileri günlerdir seslerini duymayan Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polonez işçilerine bir kez daha saldıran çevik kuvvet polisi işçileri ters kelepçeyle gözaltına aldı. Ankara...
- Diyarbakır’a bağlı Merkez Bağlar ilçesinde 21 Ağustos Çarşamba günü kaybolan 8 yaşındaki kız çocuğu Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylülde dere kenarında bir torbanın içinde bulundu. Türkiye’nin çeşitli illerinde Narin’in katledilmesine karşı...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...