Buradasınız
Dilden Dile ve Nesilden Nesile Zulme Karşı Mücadele!
İnce Memed sadece bir roman karakteri midir? Türkülere, hikâyelere konu olan Köroğlu kimdir? Peki ya Kozanoğlu? Sepetçioğlu, Sandıkçı Şükrü, Koçero, Çakırcalı/Çakıcı, Gâvur İmam, Atçalı Kel Mehmet, Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe, Elbeylioğlu ya da başkaları… Kimdir bu insanlar? Bu isimler ister yaşamış kişiler isterse efsane kahramanları olsunlar, bu toprakların kültüründe, tarihinde derin izler bırakmışlardır. Hepsi de egemenler için birer haydut, dağları arşınlayan, yol kesen, haraç toplayan birer eşkıya ya da düzen bozucudur. Emekçi ve yoksul halkın gözünde ise birer kahraman ve öç alıcıdırlar. Yoksul halk, kendilerine dokunmayan ve hatta kendilerini ağalara, paşalara karşı koruyup kollayan bu kahramanlara sahip çıkmış, onları ele vermemiştir. Hatta vurulduklarına, öldürüldüklerine inanmamış ve hatıralarını yaşatmaya çalışmıştır. Yoksul Anadolu insanı, asırlardır onlar hakkında özlem ve gurur dolu türküler yakmış, hikâyeler ve destanlar düzmüştür. Ve onları dilden dile, nesilden nesile anlatarak yaşatmıştır.
Meselâ Köroğlu destanı… Rivayet edilir ki; Bolu Beyi gaddarlığı ile ün yapmış bir bey oğlu beydir. O kadar gaddardır ki, usta seyisi Yusuf’un gözlerine, sırf şanına yakışan bir at bulamadığı için mil çeker. Bu nedenle kör olur seyis Yusuf… Yusuf’un oğlu Ruşen Ali, unutamaz babasına yapılan bu gaddarlığı ve intikam almak ister. Babasının Bolu Beyi’ne bulduğu kır atı alıp dağların yolunu tutar. Sadece kendi intikamını almak değildir Ruşen Ali’nin amacı. O, tüm zalimlerden hesap sormak ve tüm mazlumların intikamını almak için kılıç kuşanmıştır. Zenginden alır, fakire dağıtır. Bezirgânlara karşı yürüttüğü her savaştan galip çıkar. Halk arasında yiğitliğiyle, adaletiyle nam salar ve Köroğlu diye anılır. Anadolu’ya sığmaz, namı Acem eline kadar ulaşır…
“Köroğlu’yum kayaları yararım/Halkın kılıcıyım hakkı ararım/Şahtan, padişahtan hesap sorarım/Uykudan uyanan katılır bana”
Türkülerin, ağıtların ve destanların bize ışık tutan bir öyküsü vardır. Yaşadığımız topraklar yani Anadolu, asırlardır dört bir karışında zulme karşı mücadelenin verildiği bir isyan yurdudur. Asırlar boyunca süren zorbalığa, sömürüye, baskıya, ağır vergilere, uzun süren askerlik ve savaşlara karşı insanlar hep öfke duymuşlar. Yeri gelmiş isyan etmişler yeri gelmiş “isyancıya”, “eşkıyaya” methiyeler düzmüş ve onu sahiplenmişler. Bunu destanlarla, efsanelerle, türkülerle ifade etmiş ve gelecek kuşaklara aktarmaya çalışmışlar. Sonuçta tüm bunlar, eski dönemlerde, ezilen ve sömürülen insanların hafızası ama aynı zamanda baskı ve sömürüye başkaldırmalarının ifadesi olmuştur.
Egemenler tarihi çarpıtarak, eğip bükerek anlatırlar, yazarlar. Köroğlu Destanı gibi onlarca yıldır anlatılan Anadolu destanları, kimi efsaneler, ağıtlar, türküler gerçektir. Tarihin şiirsel anlatımıdırlar. Üstelik sadece yoksul Anadolu insanı değil, dünyanın tüm sömürülen emekçilerinin hafızası böyle destanlarla, efsanelerle, ezgilerle bezelidir. Meselâ yoksul Anadolu insanı için Köroğlu ne ifade ediyorsa Robin Hood da bir İngiliz emekçisi için aynı şeyi ifade eder. Panço Villa, Salvatore Giuliano, Brezilyalı Lampiao, Panayot Hitov ve yüzlercesi de aynı şekilde dünyanın başka ülkelerinin ezilenlerinin, yoksullarının hafızasına aynı şekilde kazınmıştır. İnsanlık hiçbir zaman baskıya, sömürüye ve zulme topyekûn boyun eğmemiştir. Tüm bu anlatımlar, ezilen ve sömürülen insanlığın başkaldırısının destanlaşmış ifadesidir. Bunlar geçmişten bugüne insanlığın ortak hafızasıdır aslında ve bize bir şeyler anlatır: Zalimlerin düzeninin kabul görmediğini ve zalimlere karşı sürüp giden isyanların olduğunu, bu isyanların meşru sayıldığını!
Zalimlerin, sömürücülerin, bezirgânların saltanat sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Baskı, zulüm ve sömürü dünya işçilerinin ayrılmaz bir parçası durumunda. Dünyanın her yanından acı yakarışlar, bitip tükenmez feryatlar yükseliyor. Bugünün sömürücü beyleri de aynı geçmişte olduğu gibi işçilere, emekçilere, ezilenlere kan kusturuyorlar. Fakat bu durum işçilerin alın yazısı değildir! Beyler düzeni yıkılabilir ve sömürü, baskı, zulüm son bulabilir. Eğer işçiler kendi çıkarları temelinde birleşir ve güçlerinin farkına varırlarsa, tüm dünyayı değiştirebilirler. Yeter ki mücadelede bir adım öne çıkalım. Köroğlu’nun torunları olarak, işçi sınıfı olarak bey oğlu beylere karşı mücadeleye girişelim. İnsanlık buna, çatlamış toprağın suya muhtaç oluşu gibi muhtaç!
Kaç Vakte Kadar?
Seçimler Bitti, Mücadele Devam Ediyor!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...