Buradasınız
Çocuklarımızın Geleceği Bizim Ellerimizde
Ankara’dan bir kadın işçi
Sermaye düzeninin sözcüleri zaman zaman çocukların güzelliğinden, tüm çocuklara sevgiyle yaklaştıklarından, tüm çocukların mutluluğunu istediklerinden dem vuruyorlar. Ama yaptıkları söylediklerine uymuyor elbette. Geçtiğimiz yıl 12 Nisanda Giresun Eynesil’de Rabia Naz isimli kız çocuğumuz yaralı halde bulundu, hastaneye kaldırıldı ancak yaşama tutunamadı. Ölümü kayıtlara intihar olarak geçti. Ailenin yaptığı araştırmalar, ambulans görevlileri ve çevredekiler tarafından aktarılan bilgiler sonucu Rabia Naz’ın trafik kazası nedeniyle öldüğü anlaşıldı. Olayın araştırılması için çaba sarf edilmediği gibi ailenin kendi uğraşları sonucu elde ettiği deliller karartıldı, dosyaya intihar yalanına uygun yeni deliller eklendi. Yetkililere göre Rabia Naz “annesi oyun oynamasına izin vermediği için” intihar etmişti.
Yandaş medyanın bir kısmı olayı intihar olarak duyurup bir kısmı ise görmezden gelirken; babanın konuyla ilgilenen gazetecilerle iletişiminin önüne geçilmeye çalışıldı ve baba tehdit edildi. Eski bir hükümet yetkilisi baba hakkında suç duyurusunda bulundu. Çocuğunun ölümünün gerçek nedenine ve sorumlularına ulaşmak isteyen baba Şaban Vatan akıl hastanesine yatırılmak, susturulmak istendi. Devletin üst düzey yetkilileri güçlerinin bu olayı araştırmaya yetmediğini söyledi. Gücü elinde tutanlar kör, sağır ve dilsizi oynadı. Eynesil belediye başkanının yakın çevresinden olduğu iddia edilen ve cinayetin faili olduğu belirtilen kişi korundu. “Hatırlı kişiler” oldukları söylenerek Şaban Vatan’a çocuğunun ölümünün peşini bırakması söylendi. Eynesil’de Rabia Naz’ın ailesine destek veren esnaflar, aileler tehdit edildi. Düşünsenize, sizin çocuğunuz 11 yaşında yaşamdan koparılmış, size “bu olayda hatırlı kişiler var, siz bu olayı kapatın” deniyor. Ve bunları söyleyenler ya da onların hempaları gözümüzün içine baka baka çocuk haklarından, ailenin kutsallığından bahsediyor.
Sermaye sahipleri, iktidar sözcüleri ne kadar çocuk haklarından, çocukların geleceğinden, mutluluğundan söz ederlerse etsinler, onların gerçek yüzü budur. İşçi sınıfımızın çocuklarının hayatı söz konusu olduğunda gözlerini, kulaklarını kaparlar. Kendi sınıflarının yanında dururlar. Çocuklarımızın şiddet görmesine, istismar edilmesine, sefalet içinde olmasına ses çıkarmazlar, ölümlerine göz yumarlar. Onlar hatırlı kişilerin itibarları, sistemin çarklarının sorunsuz dönmesi için çalışırlar. Çocuklarımıza güvende olacakları, kardeşçe, özgürce yaşayabilecekleri bir dünya verebilecek olanlar sadece bizleriz. Sadece örgütlü işçi sınıfı, dünyanın tüm çocukları için yaşanabilir, mutlu yarınları getirebilir.
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
- Her Şeyin Bizim Ellerimizde Olması İçin!
- “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir”
- “Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...