Buradasınız
İşçi Sınıfının Bitmeyen Kavgası
Esenyurt’tan bir grup genç işçi

“Elimizde mücadele için o kadar az şey var ki! Neyimiz varsa onu kullanmak zorundayız” der John Steinbeck, Bitmeyen Kavga romanında. Amerika’daki mevsimlik tarım işçilerinin gerçekten de çok az şeyleri vardır o dönemde. Düşük ücretlerle ve baskıcı uygulamalarla işçilere hiçbir hak tanımayan egemenler sınıfı günümüzde olduğu gibi o dönemde de işçileri her anlamda sömürmekten geri kalmamıştır.
Kendisi de tarım işçiliği yapmış olan Steinbeck kitapta kendi hayatında yaşadığı deneyimleri ve işçi sınıfının sorunlarını geçmişten günümüze bir köprü kurarak akıcı ve güçlü bir dille aktarmıştır. Dayatmaları ve zorlukları hiçe sayıp işçilerin haklarını savunmak için canları pahasına mücadele eden iki devrimci gencin hikâyesini ele alır. Çevresindeki işçileri aydınlatan, örgütleyen ve öncülük eden bu iki genç pek çok zorluklarla karşılaşmışlardır. Yazar, bir grevin nasıl olması gerektiğini ve bir devrimcinin mücadelenin içinde olgunlaşmasını net bir şekilde okuyucuya aktarır.
Bugün işçi sınıfının elinde bazı haklar mevcuttur. Bu hakları bizden önceki işçi kardeşlerimiz mücadele ederek kazanmışlardır. O günün koşullarında ellerinde o kadar az şey varken mücadele eden insanların hikâyeleri bize şunu söylüyor: Bugün bizlerin mücadeleye sıkı bağlanmamız gerektiği ne kadar açıksa, uğruna insanların hayatlarını adadığı bir kavganın sömürü düzeni yıkılana kadar bitmeyeceği de o kadar açıktır.
Gerçeklerin Ateşini Söndüremezsiniz
Asgari Ücret Ne Kadar Olacak?
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...