Buradasınız
Kibrinden Burnunun Ucunu Göremeyen Egemenlerin Zihniyeti
Kocaeli/Gebze’den bir kadın işçi
Geçtiğimiz günlerde Antalya’da bir inşaat işçisi, lüks arabası kirlenmesin diye patronu tarafından arabanın bagajına bindirildi. Sosyal medya sayesinde pek çok insan bundan haberdar oldu. Bugünün muktedirlerinin içinde bulunduğu ruh hali, kibirlerinden burunlarının ucunu göremeyecek halde olmaları, büyüğünden küçüğüne sermaye sahiplerinde işte bu şekilde yansımasını buluyor.
Bir yanda gece gündüz demeden üç kuruşa ağır çalışma koşulları altında alın teri dökenler, diğer yanda onların yarattığı tüm zenginliğe el koyarak zevkusefa içinde yaşayanlar. Milyonları sefalet ücretine mahkûm edenler, çıkıp aymazca TV ekranlarından bizlere nasıl tasarruf etmemiz gerektiği konusunda nasihatte bulunuyorlar. Aldığı maaşla sadece kira ve faturaları ödeyebilen, ardı arkası kesilmeyen zamlara asla yetişemeyen binlerce işçi ve emekçiye muktedirler aklımızı kafatasımızın içinde tutmamızı zorlaştıracak nitelikte sözler sarf ediyorlar. “Porsiyonlarınızı küçültün”, “Bir kilo domates alacağınıza bir tane alın. Gerekirse soğan ekmek yiyin” diyenlerden doğalgaz ve elektriğe yapılan zamların “mini mini zamlar” olduğunu söyleyenlere, aylarca evine et girmeyen insanların gözünün içine bakıp “yüz liralık et almıyorum, kuzu kestiriyorum”, “midelerine kuru ekmek giriyorsa aç değillerdir” diyenlere kadar listeyi uzatmak mümkün.
İşçi sınıfının ürettiği devasa zenginliğe, bolluğa el koyanlar, işçi sınıfının sırtından servetine servet katanlar yani bugünün muktedirleri tam da bu örneklerdeki gibi gerçeklikten kopuyorlar. Evine ekmek götürmek, ailesinin geçimini sağlamak için sabahın kör karanlığında yollara düşüp, gecenin geç saatlerine dek durmadan çalışan biz işçilerin payına sadece ve sadece yoksulluk düşüyor. Gencecik insanlar gelecekten umudunu kestiği için yaşamlarına kendi elleriyle son veriyorlar. Emeklilik yaşındaki insanlar sokaklarda seyyar satıcılık yaparak bin bir zorlukla üç kuruş para kazanmaya çalışıyorlar. Daha bundan birkaç gün önce Marmaris’te boş bir arazide seyyar satıcılık yapan 63 yaşındaki Süleyman Ekici zabıta ekiplerinin kendisine engel olması üzerine bedenini ateşe verdi ve aynı gün sabaha karşı yaşamını yitirdi. Oysa tek amacı ekmek parası kazanmaktı. Yapılan araştırmalara göre geçim sıkıntısı ve gelecek kaygısı nedeniyle son 17 yılda intihar oranlarında ciddi bir artış görülüyor. Siyasi iktidar ise “intiharların sebebini bilmediklerini” söyleyerek üzerindeki bütün sorumluluğu atıveriyor. Bu araştırmaya göre her hafta ortalama 5 kişi benzer sebeplerle yaşamına son veriyor. Durum buyken kibrinden burnunun ucunu görmeyenlerin, gerçeklikten fersah fersah uzaklaşanların zihniyeti farklı farklı örneklerle kendini açığa vuruyor. Buna arabası kirlenmesin diye yanında çalışan işçiyi bagajda taşıyan da dâhil, işçi sınıfının içine sürüklendiği derin yoksulluğu ve ümitsizliği görmeyip üst perdeden nasihat verenler de.
Kuşkusuz bizler işçiler olarak şunu biliyoruz ki, muktedirlerin sahip oldukları bizlerden çaldıklarıdır. Her fırsatta gözümüze soktukları bu ayrıcalıklı yaşamları sonsuza dek sürmeyecek. Bunu geçmişte yaşanmış pek çok örnekten anlamak ve görmek mümkün. Elbet işçi sınıfının örgütlenip ayağa kalkacağı ve kibir abidelerine hak ettikleri cevabı vereceği günler de gelecektir.
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Balıkesir’de ZSR Mühimmat Fabrikasında İşçi Katliamı
- İş Kazalarına Karşı Daha Fazla Örgütlenelim
- Hitachi Energy’de Anlaşma İmzalandı, Grev Sonlandırıldı
- TİS Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Toplantısı Düzenlendi
- Selçuk, 5 Küçük Kardeş ve Annelik
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Önümüzdeki En Büyük Engel Sömürü Düzenidir
- Kanatları Kesik Gençler Ülkesine Yolculuk
- 1-0 Önde Olmak İçin Örgütlü Mücadeleye!
- 2021 Tüm Emekliler Sendikası’ndan Tekirdağ’da Eylem
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Gözaltılara Karşı Eylem
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...