Buradasınız
Patronlar Çırak ve Stajyerleri Nasıl Sömürüyor?
Gebze’den bir lise öğrencisi
Geçenlerde kuzenimle plan yaptık, sahile gidip şöyle güzel bir deniz havası alacaktık. O gün normalde izin günüydü. Fakat tam hazırlanıp dışarı çıkacakken aradı ve -Cumartesi günü olmasına rağmen- kendisini işyerinden aradıklarını, acilen işe gitmesi gerektiğini söyledi. İş dediğim de kuzenim okulu gereği çıraklık kursuna devam ediyor. Bizim plan haliyle iptal oldu. Ben de oturup düşünmeye başladım biraz da öfkelenerek. Sırf çırak olduğu için böyle istedikleri zaman işe çağırabilirler miydi? Bütün gün bu soru dönüp durdu zihnimde.
Tek günlük iş olduğunu söylemişti kuzenim fakat bu çağırmaların sonu gelmiyordu. Artık kuzenimin yüzünü göremez olmuştum. Akşam saatlerinde de olsa buluşalım dediğimde, ya işte olduğunu ya da işten daha yeni çıktığını ve çok yorgun olduğunu söylüyordu. Artık çok daha fazla çalışıyordu. Arada, çok nadir görüşüp konuşabiliyorduk, sadece o kadar. Artık kuzenimin kendisine ayırabileceği zamanı kalmamıştı neredeyse. Benimle beraber gitar kursuna gelmek istiyordu oysa. Bu yüzden gidip işvereniyle kendisine haftada bir gün 2 saat izin vermesi için konuşmuştu. Sadece 2 saat erken çıkması kursa yetişmesine yetiyordu çünkü. İşverense bu isteği, “eğer sana izin verirsem diğer çırak arkadaşına da izin vermem gerekir, bu sefer de buradaki işler ilerlemez. İkinizi aynı anda gönderemem” diyerek reddetmiş. Kuzenim de çaresiz dönüp işine devam etmiş sessizce. Bana anlattığında, “sen çıraksın, bir sözleşmeye bağlı çalışıyorsun, bu kadar çalıştıramazlar seni” diyerek ona yol göstermeye çalıştım. Ama biliyordum ki daha fazlasına ihtiyacımız var. Patronlar, hangi sözleşmeyi imzalarlarsa imzalasınlar canlarının istediği gibi hareket etmeyi kendilerinde hak görüyorlar çünkü.
Patronlar, haksız oldukları ve bunu bildikleri halde neden geri adım atmadan devam edebiliyorlar? Çünkü karşılarında buna dur diyecek bir güç göremiyorlar. Tekil örnekler çıkıyor elbet ama bu patronlar için gerçek anlamda bir tehdit oluşturmuyor. Ben bunları UİD-DER’li abi ve ablalarımla ettiğim sohbetlerden, her gün takip ettiğim UİD-DER’in sitesindeki yazı ve mektuplardan, İşçi Dayanışması’nda yayınlanan gençlik köşesindeki mektuplardan ve makalelerden öğrendim. Kuzenime de bunu bu şekilde anlatmayı kendime borç biliyorum. O da diğerleri gibi korkuyor çünkü. “Üç kuruş para kazanıyorum, itiraz edersem onu da kaybederim” endişesiyle her ne derlerse yapıyor. Ben de ona asıl sorunun böyle başladığını anlattım. “Bu korkular bizi esir aldıkça biz kendi bireysel dertlerimize daha çok gömülür, asıl kurtuluş için çare gözümüzün önündeyken onu göremeyiz. Çırak da olsan, stajyer de olsan, kadrolu ya da sözleşmeli işçi de olsan patronlar karşısında örgütsüzsen söz hakkın yoktur. Önce bunu görmeli daha sonra da gerçek anlamıyla öğrenmek ve örgütlenmek için bir araya gelmeliyiz” dedim.
Kuzenimle böyle konuştuktan sonra o dönüp diğer çırak arkadaşlarıyla konuşarak hepsinin sorununun aynı olduğunu ve çalıştırıldıkları işyerlerinin adı değişse de ortadaki sömürünün aynı olduğunu anlatmış onlara. Birlikte bağlı bulundukları okullarına gidip çıraklık adı altında nasıl kötü koşullarda çalışmaya zorlandıklarını, patronların keyfi uygulamalarına sessiz kalmak istemediklerini anlatmışlar. Okul müdürü işyerini arayıp tek tek işverenlerle görüşmüş ve ne hikmetse işverenlerin hepsi “çırakların haftalık çalışma günlerinin 4 gün olduğunu bilmiyorduk” diyerek aynı cevabı vermişler. Bu da bize şunu gösteriyor; patronların yalanları bile bir ağızdan çıkmış gibi, yani ortak. Bizim mücadelemiz niye ortak olmasın ki? İster stajyer ister çırak olalım ister yarının işçisi hiç fark etmez, sömürülmemek için örgütlenmekten başka çaremiz yok!
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...