Buradasınız
Patronlar Çırak ve Stajyerleri Nasıl Sömürüyor?
Gebze’den bir lise öğrencisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Geçenlerde kuzenimle plan yaptık, sahile gidip şöyle güzel bir deniz havası alacaktık. O gün normalde izin günüydü. Fakat tam hazırlanıp dışarı çıkacakken aradı ve -Cumartesi günü olmasına rağmen- kendisini işyerinden aradıklarını, acilen işe gitmesi gerektiğini söyledi. İş dediğim de kuzenim okulu gereği çıraklık kursuna devam ediyor. Bizim plan haliyle iptal oldu. Ben de oturup düşünmeye başladım biraz da öfkelenerek. Sırf çırak olduğu için böyle istedikleri zaman işe çağırabilirler miydi? Bütün gün bu soru dönüp durdu zihnimde.
Tek günlük iş olduğunu söylemişti kuzenim fakat bu çağırmaların sonu gelmiyordu. Artık kuzenimin yüzünü göremez olmuştum. Akşam saatlerinde de olsa buluşalım dediğimde, ya işte olduğunu ya da işten daha yeni çıktığını ve çok yorgun olduğunu söylüyordu. Artık çok daha fazla çalışıyordu. Arada, çok nadir görüşüp konuşabiliyorduk, sadece o kadar. Artık kuzenimin kendisine ayırabileceği zamanı kalmamıştı neredeyse. Benimle beraber gitar kursuna gelmek istiyordu oysa. Bu yüzden gidip işvereniyle kendisine haftada bir gün 2 saat izin vermesi için konuşmuştu. Sadece 2 saat erken çıkması kursa yetişmesine yetiyordu çünkü. İşverense bu isteği, “eğer sana izin verirsem diğer çırak arkadaşına da izin vermem gerekir, bu sefer de buradaki işler ilerlemez. İkinizi aynı anda gönderemem” diyerek reddetmiş. Kuzenim de çaresiz dönüp işine devam etmiş sessizce. Bana anlattığında, “sen çıraksın, bir sözleşmeye bağlı çalışıyorsun, bu kadar çalıştıramazlar seni” diyerek ona yol göstermeye çalıştım. Ama biliyordum ki daha fazlasına ihtiyacımız var. Patronlar, hangi sözleşmeyi imzalarlarsa imzalasınlar canlarının istediği gibi hareket etmeyi kendilerinde hak görüyorlar çünkü.
Patronlar, haksız oldukları ve bunu bildikleri halde neden geri adım atmadan devam edebiliyorlar? Çünkü karşılarında buna dur diyecek bir güç göremiyorlar. Tekil örnekler çıkıyor elbet ama bu patronlar için gerçek anlamda bir tehdit oluşturmuyor. Ben bunları UİD-DER’li abi ve ablalarımla ettiğim sohbetlerden, her gün takip ettiğim UİD-DER’in sitesindeki yazı ve mektuplardan, İşçi Dayanışması’nda yayınlanan gençlik köşesindeki mektuplardan ve makalelerden öğrendim. Kuzenime de bunu bu şekilde anlatmayı kendime borç biliyorum. O da diğerleri gibi korkuyor çünkü. “Üç kuruş para kazanıyorum, itiraz edersem onu da kaybederim” endişesiyle her ne derlerse yapıyor. Ben de ona asıl sorunun böyle başladığını anlattım. “Bu korkular bizi esir aldıkça biz kendi bireysel dertlerimize daha çok gömülür, asıl kurtuluş için çare gözümüzün önündeyken onu göremeyiz. Çırak da olsan, stajyer de olsan, kadrolu ya da sözleşmeli işçi de olsan patronlar karşısında örgütsüzsen söz hakkın yoktur. Önce bunu görmeli daha sonra da gerçek anlamıyla öğrenmek ve örgütlenmek için bir araya gelmeliyiz” dedim.
Kuzenimle böyle konuştuktan sonra o dönüp diğer çırak arkadaşlarıyla konuşarak hepsinin sorununun aynı olduğunu ve çalıştırıldıkları işyerlerinin adı değişse de ortadaki sömürünün aynı olduğunu anlatmış onlara. Birlikte bağlı bulundukları okullarına gidip çıraklık adı altında nasıl kötü koşullarda çalışmaya zorlandıklarını, patronların keyfi uygulamalarına sessiz kalmak istemediklerini anlatmışlar. Okul müdürü işyerini arayıp tek tek işverenlerle görüşmüş ve ne hikmetse işverenlerin hepsi “çırakların haftalık çalışma günlerinin 4 gün olduğunu bilmiyorduk” diyerek aynı cevabı vermişler. Bu da bize şunu gösteriyor; patronların yalanları bile bir ağızdan çıkmış gibi, yani ortak. Bizim mücadelemiz niye ortak olmasın ki? İster stajyer ister çırak olalım ister yarının işçisi hiç fark etmez, sömürülmemek için örgütlenmekten başka çaremiz yok!
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
Son Eklenenler
- ABD merkezli Yum Brands şirketinin KFC ve Pizza Hut restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi olan İş Gıda'nın konkordato ilan etmesinin ardından 7 bin işçi Ocak ayı maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını, izin paralarını alamadı. İşçiler şirketin...
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...