Buradasınız
Uzun İnce Bir Yolun Hikâyesi: EYT
Kocaeli’den emekli bir işçi
Geçtiğimiz günlerde siyasi iktidar emeklilikte yaşa takılanlarla yani EYT ile ilgili bir düzenleme yaptı. Düzenlemenin haberi televizyonlarda yayınlandı, gazetelerde yazıldı. Ertesi sabah mahalleden komşumla sokakta karşılaştık. Konu EYT’ye geldi, komşum Erdoğan’ın bu derde de çare olduğunu söyledi. Bunun üzerine öfkelenmekten kendimi alamadım. “Komşu” dedim, “yıllardır bu mahallede yaşıyoruz, komşuyuz, seninle az konuşmadık bu konuları. Az ileride EYT Derneği var. Hiç gittin mi? Ne yaparlar, ne ederler, dertleri nedir, dinledin mi? Emeklilikte yaşa takılanlar Türkiye’nin birçok şehrinde mitingler yaptılar. İstanbul ve Ankara’daki mitinge milyonlarca insan katıldı. O mitinglerin hiç birine gittin mi? O insanlar bunun mücadelesini verirken ruhun duymadı, daha doğrusu sen evinde oturdun. Şimdi gelmiş diyorsun ki Erdoğan emeklilere hakkını verdi, derde çare oldu. İnsaf diyorum sana komşu. Erdoğan yıllardır bu sesleri duymuyordu, şimdi seçim yaklaşıyor diye EYT düzenlemesi yaptı. Sen buna derde derman olmak mı diyorsun? EYT’liler mücadele etmeseydi, işin içinde oy olmasaydı Erdoğan kılını bile kımıldatmazdı!” Bu sözlerim komşumu ikna etti mi, bilmem. Ama örgütsüz işçilerin yanıltılmasının, aldatılmasının ne kadar kolay olduğunu bir kez daha gözlerimle görmüş oldum.
Hepimizin bildiği gibi 8 Eylül 1999 tarihinden önce, kadınlar 20 yıl, erkekler 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim günü şartıyla yaşa bakmaksızın emekli olabiliyorlardı.. Aynı sene 17 Ağustos depremi olmuştu ve insanlar yas içindeydi. Dönemin hükümeti yaşanan acıları fırsata çevirip emeklilik yasasında düzenleme yaptı, patronların isteğine göre 4447 sayılı kanunla kademeli bir sistem getirildi. 10 Haziran 2006 tarihinde de 5510 sayılı Sosyal Sigorta ve Genel Sağlık Sigortası Kanunuyla bu sisteme son şekli verildi. Elbette bu düzenlemelerin amacı işçilere “mezarda emekliliği” dayatmaktı ve tepki yaratmaması düşünülemezdi. 2015 yılında Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin kurulmasıyla, emekli olamayan kadın, erkek işçilerin katılımıyla, muhalif partilerin, sendikaların, derneklerin desteklemesiyle ülkenin değişik bölgelerinde yapılan toplantılar ve kitlesel mitinglerle EYT’liler seslerini duyurmaya çalıştılar. Bu eylemlerinde de başarılı oldular.
EYT’lilerin amacı kazanılmış hakkın gasp edilmesine karşı gelmekti, bu hakkın geri alınmasını sağlamaktı. Örgütsüzdüler örgütlendiler, azdılar çoğaldılar, eylemler yaptılar. Ülkeyi yöneten siyasiler ve patronlar, örgüt, örgütlenme kelimelerini yasa dışılıkla, vatan hainliğiyle, teröristlikle, dış güçlerin maşası olmakla özdeşleştiriyorlar. İnsanların bir araya gelmesini, birlikte hareket etmesini, kendi talepleri etrafında birleşmesini engellemek için medyayı da kullanıp işçilerin ve toplumun bilincini bulandırıyorlar. EYT’liler konusunda da aynı şeyi yaptılar, onlara hakaretler ettiler. Bu zorluklara rağmen EYT’liler bir arada durmayı başardılar. Talepleri karşısında üç maymunu oynayan iktidarı seslerini duymaya, taleplerini yerine getirmeye zorladılar. Daha önce “bunlar ülkeyi batıracak” diyen Erdoğan, seçimin yaklaşması, oy oranlarının düşmesi, seçimi kaybetme korkusu yüzünden istemeye istemeye EYT’lilerin taleplerini kısmen kabul etmek zorunda kaldı. Bunu yaparken aradan geçen yıllarda yaşanan mağduriyetin hesabını bile vermedi, lütufta bulunuyormuş gibi davrandı. Durum böyleyken işçilerin, emekçilerin “Erdoğan verdi, Erdoğan yaptı” demesi büyük bir bilinç çarpılmasından başka bir şey değildir. Bu nedenle iktidarın seçimi kazanmak için asgari ücret, EYT, toplu konut, geçici işçilere kadro gibi açıklamaları, müjdeleri bizi yanıltmamalı. Dün yaşadıklarımızı unutmamalıyız. Vaatlere kanmamalıyız, kendi mücadelemize güvenmeliyiz.
2023 biz işçi ve emekçiler için, emekliler için zor bir yıl olacak. Enflasyon, hayat pahalılığı, işsizliğin büyümesi, eğitimde, sağlıkta, sorunların katlanarak artması karşısında iktidar bu gerçekleri gizlemek için her yolu deneyecektir. İşçileri yapay temellerde bölüp kutuplaştırmaktan, muhalefet edenleri terörist ve vatan haini ilan etmekten vazgeçmeyecektir. İşçi sınıfı olarak bu sorunlar karşısında birleşmek, egemenlerin bize karşı oynadıkları oyunu bozmak zorundayız. Birleşmekten, örgütlenmekten, emek cephesini güçlendirmekten başka seçeneğimiz yoktur. Zor oyunu ancak böyle bozarız.
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...