Buradasınız
İngiltere’de Yükselen Ses: “Barış ve Adalet Yürüyüşümüzü Durduramayacaklar!
Çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 32 binin üzerinde Filistinlinin katledildiği Gazze’de savaşın alevleri yükselmeye devam ediyor. İsrail devletinin büyük emperyalist güçlerin desteğiyle havadan ve karadan bombaladığı bölgede temiz su ve gıdaya bile erişemeyen Filistin halkı büyük acılar yaşıyor, açlıktan ölenlerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Dünyayı ateşe veren savaş çığırtkanlarına karşın pek çok ülkede emekçilerin sesi yükseliyor: “Soykırıma Son! Barış Hemen Şimdi!” Filistinlilerin ve ezilen tüm halkların tek dostu dünya işçi sınıfının barış özlemini yansıtan, savaş karşıtı bu ses büyük şehirlerin meydanlarında, sokaklarında yankılanıyor.
Filistin halkıyla dayanışma eylemlerinde öfkesi ve coşkusu her geçen hafta daha da büyüyen İngiltereli işçi ve emekçiler hükümetin ve sermayenin karalama ve korkutma kampanyalarına rağmen meydanlara çıkmaya devam ediyorlar. Emperyalist savaşlara, İsrail devletine ve suç ortağı İngiltere hükümetine karşı barış ve mücadele bayrağını yükseltiyorlar. İngiltereli egemenlerse sistematik bir şekilde protestoları “Yahudi karşıtlığı” ile yaftalayarak yabancı/göçmen düşmanlığını ve İslamofobiyi körüklüyor, devlet eliyle antisemitizmi kışkırtarak toplumdaki yapay kutuplaştırmayı derinleştirmeye uğraşıyorlar.
Eski İçişleri Bakanı Suella Braverman Filistin ile dayanışma yürüyüşlerini “nefret” yürüyüşü olarak hedef göstermiş, ardından hükümetin “aşırılıkla mücadele komiseri” Robin Simcox dayanışma gösterilerinin Londra’yı “Yahudiler için girilmez bölge” haline getirdiğini öne sürmüştü. Müslüman emekçileri ve dayanışma yürüyüşlerini karalama ve şeytanlaştırma çabaları Başbakan Rishi Sunak’ın Downing Street’ten olağandışı “ulusa seslenişi” ile devam etti. Son aylarda yüzbinlerin katıldığı protesto yürüyüşlerini hedef gösterip “Demokrasimiz saldırı altında. Britanya’yı parçalamak isteyen aşırılık yanlılarıyla yüzleşmenin zamanı geldi” diyerek barış yanlısı yüzbinlere gözdağı vermeye kalkıştı. Gösterilere katılanları “aşırıcılık yanlısı” ve “terörist” yaftalamalarıyla açıktan hedef gösteren hükümet, büyüyen hareketi korku ve gözdağıyla bastırmayı arzulasa da planları tutmuyor. Hükümetin bu açıklamalarının hemen ardından yürüyüşe katılım ikiye katlandı. Emekçiler Londra sokaklarında “Barış ve adalet yürüyüşümüzü durduramayacaksınız!” diye haykırdı.
9 Martta başkent Londra’da gerçekleşen yürüyüşe her çeşit etnik kimlikten ve milletten insan katıldı, kadınlar ve gençler başı çekti. Binlerce Yahudi “Bizim adımıza değil!” sloganlarıyla gösterilerde yerini aldı. Londra sokaklarının Yahudiler için güvenli olmaktan çıktığını öne süren hükümete karşı 13 ayrı Yahudi topluluğunun ve örgütünün “Bizim için en güvenli yer burası, sokaklar!” diye haykırışı egemenlere korku, savaş karşıtı harekete ise güç verdi. Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bütün konuşmacıların kadın olduğu kürsüden Filistinli kadınlarla dayanışma mesajları öne çıktı. Çeşitli savaş karşıtı organizasyonlardan ve sosyalist örgütlerden, sendikalardan kadın aktivistler, İşçi Partisi içerisinde emekten yana duran kadın milletvekilleri ve bağımsız kadın milletvekili adayları yaptıkları konuşmalarda Filistinli kadınların ve çocukların acılarına ve hayatta kalma mücadelelerine değindi. “Filistin özgür olana kadar, Filistinli kadınların ve çocukların sesi duyulana kadar durmayacağız, yürümekten vazgeçmeyeceğiz. Savaş çığırtkanları hareketimizi engellemeye çalışsa da bizler tarihin seyrini değiştireceğiz” diyerek mücadeleyi büyütme çağrıları yükseltildi.
İngiltere hükümetine ve İsrail devletine karşı Filistin halkıyla omuz omuza duran yüzbinler başından itibaren iktidar partisiyle aynı pozisyonda duran sözde muhalif İşçi Partisi’ne karşı da öfkeliler. Hükümet ve düzen partileri büyüyen hareketin önünü ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla kesmeye çalışıyor! İngiltere’de büyüyen mücadelenin ruhu son kitlesel yürüyüşte Gallerli sanatçı Charlotte Church ile birlikte binlerce kişinin katılımıyla oluşan büyük halk korosunun iki dizesinde ifadesini buluyor: “Yma O Hyd!” (Galler dilinde “hâlâ buradayız”) ve “Sumud!” (Arapça “direniş”) Dünya işçi sınıfının enternasyonalist mücadele bayrağını ileriye taşımaya kararlı İngiltere işçi sınıfı egemenlerin baskı ve tehditlerine, yükseltilen ırkçılık ve göçmen düşmanlığına karşı mücadeleye devam ediyor.
- İspanya’da Emekçiler: Bizim Üzerimizde Çamur, Sizin Elinizde Kan Var!
- İngiltere’de On Binler Filistin Halkı İçin Yeniden Meydanlara Çıktı
- İspanya’da Sel Felaketinde Can Kaybı Yükseliyor
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!
- Yunanistan Liman İşçileri İsrail’e Silah Sevkiyatını Engelledi
- İtalya’da Ulaşım, Liman ve Otomotiv İşçileri Grev Yaptı
- İspanya’da Emekçiler Yüksek Kiralara Karşı Meydanlara Çıktı
- Avrupa İşçi Sınıfı Emperyalist Savaşı Protestoya Devam Ediyor
- Savaşın Birinci Yılında Dünya İşçi Sınıfı “Emperyalist Savaşa Hayır’ Diyor
- ABD’de Liman İşçilerinden Kitlesel Grev
- Fransa’da İşçiler Greve Gitti
- İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki Saldırıları Dünyanın Dört Bir Yanında Protesto Edildi
- İşçiler Yoksullaştırma Politikalarına Karşı Mücadele Ediyor
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- ABD’de Binlerce Otel İşçisi Greve Gitti
- Dünya İşçi Sınıfı, Düşmanlaştırma Politikalarına, Hak Gasplarına ve Saldırılara Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- İngiltere’de İşçi Sınıfı Irkçılığa Geçit Vermiyor!
- Doro-Çiba: Hiroşima’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşlara Hayır!
- İngiltere’de Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor, İşçi Sınıfı Faşizme ve Irkçılığa Geçit Vermiyor!
- Nijerya’da Emekçiler Hayat Pahalılığına Karşı Ayakta!
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...