Buradasınız
Polonez İşçilerinin “Anayasal Hak Yürüyüşü”
İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan 146 işçi 140 gündür sendika hakkı ve işe iade talebiyle mücadele ediyor. Polonez işçileri seslerini duyurmak için aylardır çeşitli eylemler gerçekleştirdi, Çatalca Kaymakamı, İstanbul Valisi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyla görüşmeler yaptı. Eylemlerde ve direniş alanında polis saldırısına uğradı, gözaltına alındı. Tüm bu baskılara rağmen haklı mücadelelerinden geri adım atmayan işçiler seslerini daha fazla duyurabilmek için “Anayasal Hak Yürüyüşü” adıyla Ankara’ya yürüyüş başlatma kararı aldı. İşçiler 6 Aralıkta Tekgıda-İş Sendikası öncülüğünde basın açıklamasıyla Ankara yürüyüşüne başlayacakları Çatalca Adliyesine yürümek için fabrika önünde toplandı. Yüzlerce polis işçilerin önüne barikat kurdu, ablukaya aldı ve yürümelerine izin vermedi. İşçileri saatlerce bekleten polis direniş çadırlarının yanındaki tarladan yola çıkmak isteyen 4 işçiyi ise gözaltına aldı.
Direniş alanında açıklama yapan Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, Anayasal hak yürüyüşü yapmak için bir araya geldiklerini ama Anayasal haklarının engellendiğini söyledi. İşçilerin yolu açtırmak için kararlı olduklarını belirten Karlıkaya, bütün kamuoyunu Polonez işçilerinin sesi olmaya çağırdı. “Polonez işçisinin mücadelesi Türkiye işçi sınıfının mücadelesidir. Türkiye işçi sınıfının geleceğinin mücadelesidir. Biz bir yol açıyoruz. Bu yol işçi sınıfının mücadele yoludur. Hep birlikte kazanacağız” dedi.
İşçiler polisin saatler süren ablukasına karşı kararlı duruşları sayesinde, bir müddet sonra yolu açtırdılar ve Çatalca Adliyesine yürüdüler.
#Polonez işçilerinin kararlı duruşu yolu açtırdı. Sloganlarla yürüyen işçiler Çatalca Adliyesi önünde basın açıklaması yapacak.#PolonezİscisiAnkaraYolunda pic.twitter.com/rgEu1GUAr7
— UİD-DER (@uid_der) December 6, 2024
İşçiler yürüyüş sırasında “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Atılan İşçiler Geri Alınsın”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Çatalca Uyuma İşçine Sahip Çık”, “Ankara Ankara Duy Sesimizi Bu Gelen İşçinin Ayak Sesleri” sloganlarını haykırdı. Çatalca Adliyesi önünde Polonez direnişçilerini Türk-İş ve DİSK’e bağlı sendikalardan yöneticiler, çeşitli siyasi partiler, emekten yana kurumlar ve UİD-DER’li işçiler karşıladı.
Çatalca Adliyesi önüne gelindiğinde Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu burada bir açıklama yaptı. Durdu konuşmasında Polonez patronunun Anayasal hakkını kullanarak sendikada örgütlenen işçileri hırsızlık ve yüz kızartıcı suçtan, 46. maddeden tazminatsız işten attığını belirtirken, işçilerin verdikleri mücadele sonucunda İŞKUR müfettişleri tarafından işçilerin sendikal nedenlerle atıldığının, ayrıca fabrikada hijyen belgesi olmayan kaçak işçi çalıştırıldığının tespit edildiğini, fabrikaya ceza kesildiğini söyledi. Bütün bunlara rağmen fabrikanın hukuksuz uygulamalarıyla ilgili hiçbir işlem yapılmadığını belirten Durdu, Ankara’ya giderek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’la görüştüklerini, Işıkhan’ın kendilerine “Burası çadır devleti değil. Ben bunun hesabını soracağım ve bu şirketin yetkililerini buraya çağıracağım, gereğini yapacağım” dediğini fakat Bakan’ın da verdiği sözleri tutmadığını söyledi. Durdu 140 gündür mücadele eden işçilerin dertlerini devletin en yüksek tepesine kadar anlattıklarını, dertlerini anlatmadıkları bir tek Cumhurbaşkanı’nın kaldığını, bunun için Polonez işçilerinin Ankara’ya Anayasal Hak Yürüyüşü yapma kararı aldıklarını ifade etti. İşçiler mücadelede kararlı olduklarını bir kez daha “Biz Bu Yola Baş Koyduk Geri Dönüş Yok”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganlarıyla gösterdiler. Açıklama, Polonez işçilerinin geceyi Çatalca Adliyesi önündeki İsmail İp Parkında geçirme kararı almalarıyla sona erdi.
- Perfetti Van Melle’de Direniş Kazanımla Sonuçlandı
- Sefalet Dayatmasına Karşı Eylemler Sürüyor
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Polonez İşçilerinin “Anayasal Hak Yürüyüşü”
- Sendika Düşmanlığı ve Ücret Gaspına Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Tekstil İşçilerinden Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- KESK Ankara Mitingi: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- DİSK: Gözaltılar Derhal Serbest Bırakılsın
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Öğretmenler, Belediye ve Üniversite İşçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- ASM Çalışanları İş Bıraktı: “Eziyet Yönetmeliğine” Hayır!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Patronların Elindeki Koz: Sendika Yetkisine İtiraz
- Sağlık Çalışanlarından Eylem: “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!”
- Türk-İş’ten Ankara Mitingi: “Zordayız, Geçinemiyoruz”
- Sağlık Emekçileri: Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz
- DİSK: “Sendikal Hakların Önündeki Engeller Kaldırılsın!”
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- DİSK Ankara’da İşçi Buluşması Gerçekleştirdi
Son Eklenenler
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...