Buradasınız
Silahları Kim Susturacak?
Esenler’den bir işçi
24 Mayısta DTP İstanbul Çağlayan meydanında “DTP’yi Susturma, Silahları Sustur!” mitingi gerçekleştirdi. Mitinge çeşitli siyasi çevreler de katılımlarıyla destek verdi. Alana büyük bir coşku ve katılım hâkimdi. Miting başlangıcında tertip komitesi başkanı Emrullah Güngören konuşma yaptı. Konuşmasında, burjuvaziyi ve onun temsilcilerini kast ederek, “bunların endişeleri işçi ve emekçi halkın Kürt halkıyla örgütlenerek birbirlerine kenetlenmesidir. Bunların amaçları Kürt, Türk, Alevi halkı birbirine düşürmektir, çünkü onlar barışın düşmanlarıdır” dedi. Konuşmanın ardından atılan “baharı savaşla değil barışla karşılayalım, çünkü çözüm barışta; barış için özgürlük, özgürlük için eşitlik” sloganları da konuşmaları destekliyordu.
Daha sonra DTP eş başkanı Emine Ayna konuşma yaptı ve şunları dile getirdi: “Barış, özgürlük ve eşitlik istiyoruz. Devletin DTP’yi değil silahları susturması gerekir. PKK 1 Haziran 2009 tarihine kadar ateşkes ilan etti, fakat bu ateşkes tek taraflı. TC devletinin yaptığı operasyonlar da bunun kanıtıdır. Oysa biz bunların yaşanmasını istemiyoruz, çünkü biz insanların ölmesini değil yaşamasını istiyoruz. Son bir ay içinde yapılan operasyonlarda 12 asker, 9 korucu ve 17 gerilla yaşamını yitirdi. Eğer TC bu ateşkese uygun davransaydı bu insanlar bugün yaşıyor olacaktı. Biz barışın olmasını istiyoruz, bunun için de karşılıklı diyalogun olması gerekir, bizimle masaya oturmaları gerekir. Zannetmesinler ki gururlarından bir şey eksilir. Biz çözüm arıyoruz, çözüm de karşılıklı anlaşmayla olur. Devlet doğuda mayın tarlalarının temizlenmesi için de bir adım atmalıdır, çünkü bu mayın tarlalarında onlarca insan sakat kaldı. Ama devlet bunu yapmak için paramız yok diyor, oysa silahlar almaya, bombalar, tanklar, savaş uçakları almaya para var. Bu, biz sorunu çözmek istemiyoruz demektir. Ama biz yine sesleniyoruz, gelin sorunları çözelim, bu sizi küçültmez tersine büyütür ve barışı getirir.”
Miting boyunca atılan sloganlar, barış talebinin yüksek sesle yankılanmasını sağladı. Kürt halkı, tüm emekçilere, “denge xwe telve denge me buke” (sesinizi sesimize katın) diyerek seslendi alandan. Biz de UİD-DER olarak alandaki yerimizi aldık ve var gücümüzle “Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği”, “Kahrolsun Irkçılık, Kürtlere Özgürlük”, “Kendileri Yönetse Bütün Halklar Bir Olur”, “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi” sloganlarımızı haykırdık. Sesimizi ezilen Kürt halkının sesine kattık. Çünkü biliyoruz ki Kürt halkı yıllardır ezilen ve baskı altında tutulan bir halktır ve onun da kendi kimliğiyle özgürce yaşamaya hakkı vardır.
Mitingin şiarı “DTP’yi değil silahları sustur” idi. Peki bu silahları kim susturacak? Bugüne kadar Kürt halkının varlığını kabul bile etmeyen, Kürt kelimesinin kart-kurttan türediğini iddia eden, yok sayan TC devleti mi, yoksa Kürt, Türk, Alevi, Sünni ayrımı yapmaksızın tüm işçilerin birlik ve örgütlülüğü mü? Alanda attığımız slogan bunu çok net açıklıyor sanırım: “Kendileri yönetseler bütün halklar bir olur!” Silahları susturmak için, tüm insanlığın din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın bir arada kardeşçe yaşayabilmesi için, örgütlenip tek yumruk olup bu kapitalist sistemi tarihin çöp sepetine atmalıyız.
Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
Kahrolsun ırkçılık, Kürtlere özgürlük!
Son Eklenenler
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...