Buradasınız
Domuz Gribi: Çark Kimler İçin Dönüyor?
İkitelli’den bir metal işçisi
Kapitalist sistem çürüdükçe insanlığı ve doğayı yok oluşa sürüklüyor. Tüm insanlık, sistemin içine girdiği ve gittikçe derinleşen ekonomik krizden etkileniyor. Her şeyin kâr için üretildiği, her türlü insani değerin paraya endekslendiği günümüzde, sistemin çarkları tekellerin daha fazla büyüyebilmesi için dönmeye devam ediyor.
Bugünlerde basında tüm insanları tehdit eden bir hastalıktan bahsediliyor: Domuz gribi. Bilimsel literatüre H1N1 olarak geçti. Domuzlardan insana bulaşan ve solunum yolu enfeksiyonuna neden olan bir hastalık bu. İlk olarak Meksika’da ortaya çıktı. Tüm dünyaya yayılıyor. Onlarca insan bu hastalıktan öldü. Birçok insan tedavi görüyor. Bu haberleri duyduğumda, yakın geçmişte yine benzer hastalıklarla ilgili haberler aklıma geldi. Meselâ kuş gribi (H5N1), deli dana hastalığı vs. Yüzlerce büyük baş hayvanın, kümes hayvanlarının katliamı gelmişti bunların arkasından. Bugün de domuzlar katlediliyor bazı ülkelerde. Deli dana denildi, beyaz et fiyatları tavan yaptı. Kuş gribi denildi, tavuk çiftlikleri daha büyük bir hızla tekelleşti. Çok ilginçtir; kuş gribi ortaya çıkınca Türkiye’de pastörize yumurtanın reklamları ekranlarda sıkça görülmeye başlandı. Domuz gribinin arkasından da yine bir tekelin büyüdüğünü göreceğiz büyük bir olasılıkla.
Bütün sektörlerde olduğu gibi hayvancılık sektörü de tekelleşiyor. Hayvansal ürünlerin (et, süt, yumurta vs.) üretimi büyük tekellerin elinde. Hayvancılık artık büyük şirketlerin kontrolünde yapılıyor. Ekonomik kriz dönemlerinde küçük ölçekli üreticiler büyük şirketler karşısında rekabet edemediği gibi, hayvansal hastalıkların yaygınlaştığı (ya da öyle söylendiği) dönemlerde hiç rekabet edemiyorlar. Ve bunun sonunda büyük ölçekli üreticiler daha da büyüyerek çıkıyorlar bu süreçten.
İşin diğer bir boyutu da sağlık alanında yaşanmakta. Daha önce kuş gribinin yayıldığı dönemlerde tedavi için kullanılan Tamiflo adlı ilaç bütün ülkeler tarafından stoklanmıştı. Ve şunu söylüyorlardı sayın yöneticiler: elimizde yeterince stok var, tedavi için sorun yok. Hastalığın görüldüğü yerler karantinaya alındı, “korkulacak bir durum yok, gerekli müdahale yapılıyor” dendi. Sonuç; binlerce kümes hayvanının ve onlarca insanın ölümü. Bugün de domuz gribinde aynı manzara yaşanıyor. Devletler yine çeşitli ilaçları stokluyorlar. Yani bu ilaçları üreten ilaç tekelleri kârlarına kâr katıyorlar. Hele bir de içinde bulunulan ekonomik kriz düşünüldüğünde, ilaç sanayisi de krizini atlatmak için bir çıkış yolu bulmuş oluyor. Aklıma “Şikago Mezbahaları” adlı romandaki bir bölüm geldi. “Burada tek para etmeyen domuzların çığlığıdır” deniyordu romanda. Gerçekten de öyle. Bugün, domuzların yakalanmış olduğu, daha önceden insana bulaşmayan, fakat bugün domuzdan insana bulaştığı gibi insandan insana da bulaşan H1N1 (domuz gribi) de tekeller için muazzam bir kâr kaynağı haline geldi.
Kapitalist sistem, kârlı olmayan üretim alanlarını daha kârlı hale getirmek için insanlığın ve doğanın yok oluşunu bile göze alarak çarkını döndürmeye devam ediyor. İnsani değerlerin yerine kâr hesapları yapılıyor. Hayvanlar da, doğa da bu kâr hesabına katılıyor. Üretimin kâr amaçlı yapılmadığı, her şeyin tüm insanlığın çıkarları için üretildiği bir toplumsal sisteme ulaşılmadan insanlığın ve doğanın tahribatı son bulmayacak. Bu yüzden, çürümüş olan bu kapitalist sistem tüm kurumlarıyla birlikte yıkılmalıdır. Güzel bir dünya için, yaşanılabilir bir dünya için, sınıfsız sömürüsüz bir dünya için kapitalist sistemi tarihin çöp sepetine gönderelim. Bunun için dünya işçi sınıfının örgütlü mücadelesini örelim.
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Son Eklenenler
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...
- Grev ya da direnişe çıkan işçilerin pek çoğu, daha önce yaşanmış grev ve direnişlerden, bu mücadeleleri yaşayan işçilerin deneyimlerinden haberdar olmadıklarını dile getirirler. Greve ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğrendiklerini,...
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.
- Birleşik Metal-İş Sendikası, Çalışma ve Toplum Dergisi değerlendirme toplantılarının yedincisini “Toplu İş Sözleşmesi Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları” başlığıyla 21 Aralıkta gerçekleştirdi. İstanbul Barosu konferans salonunda düzenlenen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Selçuk İzmir’in güney tarafında son ilçesidir. Daha Selçuk merkeze vardığımızda, gördüğümüz tarihi kalıntılardan pek çok medeniyete beşiklik ve ev sahipliği ettiğini anlarız. Selçuk merkezden sol tarafa gittiğimizde masmavi...
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...