Buradasınız
Grev ve Direnişlerden Payıma Düşenler
Ümraniye’den bir otomotiv işçisi
Bazı insanları çok kıskandığımı düşünüyorum bu aralar… Yapamadıklarımı ya da yapmak istediklerimi yaptıkları için midir bilmem ama kıskanıyorum işte! Ama şu var ki düzenin o lanet, hastalıklı kıskançlığı değil üzerimdeki. Sevimli bir kıskançlık diyorum ben bunun adına. Keşke ben de orada olsaydım. Keşke ben de onlarla birlikte olsaydım dedirten bir kıskançlık. Hiç yaşamadım ama belki de yaşayacağım, biliyorum.
Pazar günü UİD-DER Bostancı temsilciliğinde “Grev ve Direnişlerden Süzülenler” adlı etkinlikte yer aldım. Kimler yoktu ki… Hemen hemen her sektörden sendikalı sendikasız birçok işçi arkadaşla UİD-DER’in hazırladığı belgeseli izledik. Arkadaşlarımızın hazırladığı belgesel o kadar anlamlı ve düşündüren gerçekleri önüme koydu ki, bir kere daha ne kadar güçlü olduğumuzun ve nasıl bir sınıfın çocukları olduğumuzun farkına vardım. Doğru bir örgütlülüğün gerekliliğini, bir greve ya da direnişe nasıl hazırlanılması gerektiğini öğrendim. Belgeselde, karşılaşacağımız sorunlara karşı nasıl önlem alınması gerektiğinin altı çiziliyordu, bazı büyük grev ve direnişlerin nasıl ve neden sönümlendiğini çok güzel özetliyordu.
Sonrasında güzel bir sohbetin ortasında bulduk kendimizi. Grev deneyimi olan arkadaşlar deneyimlerini o kadar ateşli anlattılar ki, herkes o direnişin ya da grevin bir parçası oldu sanki. Ve bir kere daha gördüm ki, işçi kardeşlerimin yaşadığı grevlerden çok şey öğrenebiliyoruz. Dedim ya hiç grev yaşamadım. Hiçbir direnişin içinde yer almadım. Ama artık bir grev yaşamış gibi, bir direnişte en ön safta yer almış gibi hissediyorum kendimi. Bende bir tekel işçisiyim meselâ. Ya da Sinter Metal fabrikasında direnen işçilerden biriyim. Çünkü biliyorum ki, onların yaşadıkları benim tarihimdir, sınıfımın tarihidir. Yenilgileri benim yenilgim ve zaferleri benim zaferimdir. Tıpkı işçi sınıfının büyük önderlerinden birinin dediği gibi, “donmakta olanı, kendi şarkısıyla dans etmeye zorlamalıyız!” Grevler ve direnişler işçi sınıfının en içten ve coşkuyla okuduğu şarkılardır. Ne zaman üşüdüğümüzü, donmaya yüz tuttuğumuzu hissedersek o zaman o şarkıyı hep birlikte söyleyip her birlikte dans edeceğiz. Tıpkı Ankara’da Tekel işçilerinin ya da İMES’de Sinter Metal işçilerinin veya adını hatırlayamadığım bütün direnişteki işçi arkadaşlarımın yaptığı gibi.
Şimdi diyorum ki kendime, binlerce yıldır yaşanmış bütün grevlerin bir parçası say kendini ve kıskanma! Sadece şarkını söyleyip dans et, donmamak için!
Kendi Geleceğimize Omuz Verelim!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...