Buradasınız
1 Mayıs’a Doğru: İşçiler Konuşuyor /13
1 Mayıs kapsamında direnişteki Akkardan işçilerinin bir bölümüyle daha önce bir söyleşi yapmıştık. Akkardan işçilerinin 1 Mayıs üzerine görüşlerini almaya devam ediyoruz.
UİD-DER: Uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a katılmak sizin için ne ifade ediyor?
Nurullah: 1 Mayıs’a katılmak işçilerin birliği ve beraberliğini ifade ediyor. Bunun için tüm işçilerle birlikte 1 Mayıs’a katılmak gerekli.
Metin: 1 Mayıs, bence üreten insanların yani işçilerin katıldığı ve kutladığı bir bayramdır. Ben de işçi olduğum için katılıyorum 1 Mayıs’a.
UİD-DER: Krizin faturasını ödememek için ne yapılmalı?
Nurullah: Krizin faturasını hiçbir zaman bizlerin ödememesi lazım… Patronlar muazzam kârlar elde ettiklerinde nasıl ki bizimle paylaşmıyorlarsa, onların yarattıkları krizin yükünü de biz ödememeliyiz. Bunun için iç örgütlülüklerimizi sağlamlaştırmamız gerekiyor. İşçilerin birlik ve beraberlik içinde mücadele etmesi gerekiyor bunun için. Örgütsüz fabrikalarda sendikalı olmamız lazım. Sendikalı yerlerde de süreci sendikacılara bırakmamalıyız.
Metin: Krizler hep fazla üretimden kaynaklanıyor. Sürekli aşırı üretim yapıyoruz ve bu ürettiklerimiz satılmayınca kriz ortaya çıkıyor. Mesela Akkardan’da 200 bini geçen rakamlarda kamyon şaftı üretiyoruz. Yani bu 200 bin kamyon anlamına geliyor. Sonra “işlerimiz azaldı işçi çıkartmak zorundayız” diyerek işçi çıkartılıyor. Bunu önlemek için mücadele etmekten başka şansımız yok.
UİD-DER: İşçiler 1 Mayıs’ta hangi talepleri dile getirmeliler? Örneğin, bu seneki 1 Mayıs’ın ortak sloganı “işten atmaları geri püskürtmek için 1 Mayıs’a” olabilir mi?
Metin: Kesinlikle olur. Zaten bizim komitemizde bu sloganla 1 Mayıs’a hazırlanmayı düşünüyor. Hatta bence 1 Mayıs’ı işçi çıkartan fabrikaların önünde kutlamalıyız. Ben 1 Mayıs’ta bu adaletsiz sistemin yok olması için haykıracağım.
Nurullah: Slogan oldukça yerinde bence. Zaten bizler de alanlarda krizin faturasını ödemeyi reddettiğimizi haykıracağız.
UİD-DER: Devletin ve patronların 1 Mayıs’ın içeriğini boşaltmak ve katılımı azaltmak için her daim yaptığı karalamalar ve baskılara karşı ne yapmalıyız? Çevrenizden bu korkular yüzünden katılmayanlar oluyor mu?
Metin: Bu ülkede yıllar önce 1 Mayıs’ta olaylar çıkmıştı. Geçmişte yaşanan olaylar yüzünden, işçilerin bir araya gelmemesi için yaratılıyor bu korku psikolojisi. Bizlerin birleşmemesi için bilinçli yapılan bu tür karalamalara karşı gerçekleri sürekli anlatmalıyız. 1 Mayıs’ın görüntülerdeki gibi olmadığını anlatmak gerekir.
Nurullah: Bu karalamalardan etkilenen insanlardan biri de bendim. Televizyon ve gazetelerde yazılanlardan etkilendiğim için çok az katıldım 1 Mayıs’a. Ama şimdi bunun böyle olmadığını biliyorum. Bu sene 1 Mayıs’a bu rahatlıkla katılacağım ve herkesin de katılmasını isterim. Dolayısıyla ben çevremdeki insanlara da 1 Mayıs’ın gerçek içeriğini anlatarak onların, bu korkular yüzünden katılmamasının önüne geçmeye çalışıyorum.
UİD-DER: İlk kez 1 Mayıs’a katılacak olanlara ne söylemek istersiniz?
Metin: Bizleri yönetenlerin her türlü dalavere yaptıklarını bilmelerini isterim. Bizleri bu tür dalaverelerle çalıştırdıklarının farkına varsınlar. 1 Mayıs’ta mücadeleci işçilerin alanlarda olacaklarını bilsinler, bunu bilerek katılmaları oldukça önemli. Böylelikle yalnız olmadıklarını bilirler.
Nurullah: 1 Mayıs biz işçilerin bayramıdır. Biz işçilerin birliğini ve beraberliğini temsil ediyor. İlk kez katılacak olan işçilerin bunları bilmesini istiyorum. 1 Mayıs’a patronlara gücümüzü göstermemiz için katılmalıyız.
UİD-DER: Teşekkürler.
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...