Buradasınız
O Gün
Ziya Egeli

O gün
Mavi gökyüzünün altında umut
Gelincik kırmızısı bir nehir gibi aktı.
Çekilip aradan bütün mesafeler
Yerini
Dostlarımızın hasretli kucaklaşmalarına bıraktı.
Çekildi aradan
Umutsuzluk,
Çaresizlik ve hüzün...
O gün
Kaldırımlar, yollar
İyi ve güzel olan ne varsa bizimdi.
(Ve bir gün hep bizim olacak)
Çekildi aradan kara bulutlar.
Masmavi gökyüzü, deniz, güneş ve biz.
Bir uçtan diğer uca bir halayda birleşti tohumu çiçeklendiren ellerimiz.
Ah dostlar!
Bir görseniz.
Bir gelseniz.
Binlerce gülen yüzle
Coşkulu yürekle
Yan yana
Omuz omuza
Yürek yüreğe bir verseniz
Koca koca dağlar bile çıksa karşımıza devirirdik dersiniz.
Devirirdik dostlar
İnanın bana devirirdik.
Ve devireceğiz.
İşte böyle bir güçtür çünkü dostlarla bir arada olmak
Ve
Engin ovalar gibi açıp yüreğini
Serin ırmaklar gibi akışlarını,
Umutlu bakışlarını yüreğine doldurmak.
Gayrısı yalan.
İnanın bana gayrısı yalan.
Gayrısı evli evine, köylü köyüne.
Gayrısı bugün var, yarın yok.
Gayrısı sen sağ, ben selamet...
Yani sizin anlayacağınız dostlar;
O gün,
Sanki hiç ayrılmayacakmış gibi
Yüreklerimizi yüreklerimize katıp yürüdük.
Ve
Bir ucundan diğer ucuna insan ömrünün
Böyle ferah
Böyle aşkla ve umutla
Canın cananla bir yürekte nasıl eridiğini gördük.
- Böyle Gitmeyecek
- Durmamak
- Ceketimin Cebinde Okyanuslar
- Gayrısı Umut
- Ben Hazırım
- Sıyrılıp Gelecek
- Uyanalım Artık
- Yaşamak En Güzel Şey Olacak
- Bıkmadan Söyle Sen Aynı Şarkıyı
- Yeter
- Perfetti Önünde Direniş Ağacı
- Umuda Yürüyenler
- Uzaklara
- Yürüyor İşçi
- Gazze
- Hayaller, Bıçaklar, Abdullah El Hamuud
- Unutma
- Sevdayı Taşımak
- Haydi, Sen de Gel!
- Küfe
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...