Buradasınız
Öfkemizi Kadına Değil, Patrona Yöneltelim!
Aydınlı’dan bir deri işçisi
Biz işçilerin yaşam koşulları her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İşyerlerinde üç kuruş paraya çalışıyoruz ve ay sonunu nasıl getireceğiz diye adeta bir matematik profesörü gibi kafa patlatıyoruz. Elektrik, su, doğal gaz faturaları, ev kirası, mutfak ve temizlik masrafları, çocukların okul giderleri vs. saymakla bitmez. Tüm bunları hesaplarken herkes rahat kafayla düşünemiyor ve hatta bu hesapların içinden çıkamayanlar psikolojik bunalıma giriyor.
İşte geçtiğimiz haftalarda yaşanan bir olay: Bolu’da yaşayan 24 yaşındaki Samet Kocaman adlı genç işçi, öğlen yemeğine evine gidiyor. Eve geldiği zaman eşi elektrik faturasını gösteriyor. Fatura üzerinden başlayan tartışma büyüyor. Tam da o sıra masanın üstünde duran bıçağı kapıp, 2 çocuğunun annesi 22 yaşındaki Seher Kocaman’ı bıçaklayarak öldürüyor. Şimdi burada birkaç soru sormak gerekiyor: Bu işçinin eşini öldürecek kadar psikolojisini bozan şey neydi? Yüklü elektrik faturasının suçlusu eşi miydi? Artık yaşadığımız sistem öyle bir hale gelmiş ki, her gün bu tür haberler okuyoruz: “Kocası cinnet getirdi, karısını dövdü, hastanelik etti veya öldürdü.” Artık basında sıradan şeylermiş gibi her gün karşımıza böylesi haberler çıkıyor. Kocasının işsiz kalmasından, elektrik faturasının fazla gelmesinden hep kadın mı suçlu? En ufak nedenden dolayı bile kadınlar şiddete maruz kalıyor. Koca içer karısını döver, işsiz kalır karısını döver, fatura yüksek gelir karısını döver, çocuk yaramazlık yapar karısını döver, tuttuğu futbol takımı yenilir karısını döver… Kadınlar fabrikada, sokakta tacize uğruyor, evde kocasından ve babasından dayak yiyor. Yani bu sistemin ceremesini en çok kadınlar çekiyor.
Hıncımızı eşlerimizden, çocuklarımızdan çıkartacağımıza, o yumrukları asıl patronlara vurmak için örgütlensek nasıl olur? Zamları engellesek, maaşlarımızı yükseltsek o zaman cinnet geçirir miyiz? Kadınları döver miyiz? Tabii ki, hayır! Tüm bu öfkemizi kapitalist sisteme yöneltmeliyiz ve yaşam koşullarımızı düzeltmeliyiz. İşte ancak o zaman kadınlarımız da biz de bu zulümlerden kurtulacağız.
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...