Buradasınız
Örgütlülük Hayat Kurtarır!
Ankara’dan bir kadın işçi

UİD-DER’li işçiler olarak, 2012 yılında çıkartılan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasasının biz işçilerin sorunlarına çare olmayacağını o zaman söylemiştik. Nitekim bugün gelinen noktada iş cinayetleri azalmak bir yana artarak devam ediyor. Yine o dönemde yapılan UİD-DER’in “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım” kampanyasının ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha fazla hissediyorum. Biz UİD-DER’li işçiler bu kampanyadan pek çok şey öğrendik. Öğrendiklerimizi işyerlerimizde hem işçi arkadaşlarımıza anlatıyor hem de pratikte somut kazanımlar sağlıyoruz.
Çalıştığım işyeri sendikalı bir işyeri, ben de işçi temsilcisiyim. Geçenlerde işçi arkadaşlardan birinin eli kesilmiş. Maalesef çalıştığımız bölümler ayrı olduğu için benim çok geç haberim oldu. Hastaneye gitmeyen arkadaş kazadan sonra çalışmaya devam etmiş. Öğleden sonra kanı durduramayınca korkusundan hastaneye gitmiş. Doktor, “geç kalmışsın biraz, geç iyileşir” diyerek 3 gün istirahat vermiş ama iş kazası raporu vermemiş.
İşyerlerinde sorumlular iş kazası raporu tutulursa ücretinin kesildiğini söyleyerek işçileri aldatıyor. İşçiler de hem ücretlerinin kesilmemesi için hem de işten atılma korkusuyla iş kazası raporu tutturmak istemiyorlar. Böyle olunca işyerindeki koşullar düzelmiyor. Çünkü iş kazası raporu tutulmadığı için bu kazalar SGK kayıtlarına da işlenmiyor ve böylelikle de zaten çok az olan denetimin önüne baştan geçilmiş oluyor. Ben tabi bunları UİD-DER’in kampanyasından öğrendim.
Olayı öğrendiğim günün ertesi, önce hastane müdürünün yanına gittim. Bu hastanede doktorların iş kazası raporu tutmadıklarını, herhangi bir şikâyet olduğunda doktorların da hesap vereceklerini söyledim. Bu yapılanın yasa dışı olduğunu belirttim. İş kazalarıyla çok sık karşılaşmadıklarını, böyle olunca ne yapacaklarını bilemediklerini söyledi. Ben de işyeri İSG uzmanını aradım, durumdan bahsettim. Bana en kısa zamanda doktorlara eğitim verileceğini söyledi.
Tabi sorunlar bununla da bitmiyor. İşyerlerinde ecza dolabı bulundurmak zorunludur. İçinde acil ilkyardım malzemelerinin bulunması gerekir. Ne yazık ki bizim ecza dolabı süs olarak duruyor. Yine aynı günlerde şefe “ecza dolabımız var ama içinde hiçbir şey yok farkında mısınız?” diye sordum. “Haklısınız, en kısa zamanda isteyeceğim” cevabını aldım. Tabi peşini bırakmadım, takip ettim. Bir hafta içinde ecza dolabımız ve biz işçiler malzemelere kavuştuk.
Biz işçiler işyerlerinde çok ağır koşullarda çalışıyoruz. Patronlar daha fazla kâr elde etmek için iki kişilik işi tek kişiye yaptırıyorlar. Sonuç olarak iş kazaları kaçınılmaz oluyor. Çıkartılan yasalar kâğıt üzerinde kaldığı, uygulanmadığı sürece hiç bir anlamı yok. Ancak biz örgütlü olursak hem ne yapacağımızı bilir hem de gerekeni yapacak gücü hissederiz ve ancak bu yolla işyerlerimizde iş güvenliği önlemlerini aldırabiliriz.
Kış Geldi!
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...