Buradasınız
Parasız Eğitim İçin 1 Mayıs’ta Alanlara
Kütahya’dan bir öğrenci
KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) skandalı bitmeden YGS’de (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) yaşanan şifre krizi verilen emeklerin heba edilişini bir kez daha gündeme getirdi. Üniversite hayalleri ile gece gündüz çalışan öğrenciler, onların geleceği için her şeyden kısıp dershane parası ödeyen anne ve babalara, bu düzenin pislikleri fatura edilemez. O halde ne yapmalıyız?
İlkokuldan itibaren sınavlarla büyütülüyoruz. Bütün emeklerimiz iki saatlik komik bir zamana sığdırılıyor. Bu yetmezmiş gibi bir de şifre olayı çıkıyor, dalga geçer gibi. Öğrenciler bölgesel, parasal tüm ciddi farklılıklara rağmen aynı sınavda yarıştırılıyor. Bu yarışın sonunda da, 81 ilde bulunan, liseden bozma, üniversite demeye bin şahit okullardan bir tanesine girmeye hak kazanıyoruz. Bu yerler oldukça donanımsız durumdalar. Biz öğrencilerin buralarda eğitim gördüğü iddia ediliyor. Ben de bir üniversite öğrencisiyim. YGS’de ben de ter döküp bir üniversiteye girmeye hak kazandım. Okul başladıktan bir hafta sonra da “Ben bunun için mi çaba harcadım, bunun için mi ter döktüm, dershanede bir ton para harcadım?” diye kendi kendime sitem ettim. Çünkü okuduğum yer, bildiğin küçük bir köy, ama ilçe diye anılıyor ve o ilçe kalkınsın diye oraya bir MYO (Meslek Yüksek Okulu) kurulmuş. Öğrenciler de sermaye olarak kullanılıyor. Okula katkı ya da destek, her neyse artık, bu tarz isimler altında bir de okulu kalkındırmak için öğrencilere müşteri olarak bakılıyor. İlçe o kadar uzak ki, öğretmenler ders işlemek için merkezden kalkıp ilçeye gelmiyor. Bölüm öğretmeni bile yok! İşte buralara gelmek için de YGS denen sınavdan geçiliyor.
Aslında öğrenciler bu donanımsız okullarda eğitim almak için birbirleri ile yarıştırılıyor. Bizler birbirimizle yarış içerisindeyken yaşadığımız ortak sorunlara ortak çözümler bulamıyoruz. Bizlerin bireysel çırpınışları yetmez. “Bozuk düzende sağlam çark olmaz” demiş Pir Sultan Abdal. Eğitim sisteminin bu çarpıklığını düzeltmek için taleplerimizi 1 Mayıs’ta alanlarda haykıralım. Eşit, bilimsel, parasız eğitim için haydi UİD-DER’le birlikte 1 Mayıs’a!
Eşit, Bilimsel, Parasız Eğitim İçin 1 Mayıs’ta Alanlara!
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...