Buradasınız
Patronların Kâr Hırsı Canımızı Riske Atıyor
Esenyurt’tan bir market işçisi

Ben iyi bilinen bir marketler zincirinin deposunda çalışıyorum. Bu marketler zinciri, mal sevkiyatı için kullandığı araçlarda sadece bir şoför görevlendiriyor. Şoförün görevi hem aracı kullanmak hem de mağazalarda malzemeleri boşaltmak. Oysa mağazaların siparişleri ağır paletlerden oluşuyor. Kamyon şoförlüğü yapan işçiler mağazalara siparişleri boşaltırken paletler ağır olduğundan bazen palet arasında ayağını kıstırıyor, bazen malları üzerlerine devirdiği oluyor.
Depo içerisinde de işçiler yoğun tempo ile çalıştıklarından dikkatsizleşiyorlar. Bu temponun üzerine bir de işçilere yaptıkları işe göre pirim vaat edilince, alacaklarını üç kuruş daha arttırabilmek için işçiler tempoyu daha da arttırmak zorunda kalıyorlar. Depoda hemen her ay bir işçi iş kazası geçiriyor. Devletin bu iş kazalarına karşı önlem alması, işyerlerini denetlemesi gerekirken adeta patrona şunu diyor, “boş ver sen işine bak, para kazan, servetine servet kat, iş kazası geçiren işçileri yolla bizim hastaneye kolunu bacağını alçıya alsınlar, 20 gün rapor yazsınlar sonra yine işine dönsün.” İşçiler ise bazen devletin bu tutumunun farkında olsalar da örgütlü olmadıkları için, bazen umursamadıkları için, hatta bazen de “oh ne güzel 20 gün rapor aldım” dedikleri için konunun üzerine gitmiyorlar.
Oysa sorun çok basitçe çözülebilir ama patronlar bu çözümlere maliyet olarak bakıyor. Bahsettiğim marketler zinciri, kamyon sevkiyat şoförlerini iki kişi olarak mağazalara gönderebilir yani en fazla 20 kişi daha işe alması gerekiyor, bu 20 kişinin maliyeti bu market firması için hiç denecek kadar az, çünkü günlük cirosu çok yüksek.
Hal böyle olmasına rağmen bunu yapmıyor. Az işçiyle çok iş çıkarmaya çalışıyor. Ayrıca “işçiler rahatlığa alışmasın sonra başımıza kakarlar, onu bunu isterler” diye düşünüyor. Oysa bu düşünce keyfi bir düşüncedir, yani patron keyfine göre düşünüyor, keyfine göre düşündüğünü uygulayabiliyor, devlet ise onun keyfine göre davranmasına yardımcı oluyor.
İşçiler olarak uzun iş saatlerine ve artan iş kazalarına dur demek amacıyla örgütlenemeyişimiz ve patronların kâr hırsı yüzünden neredeyse her ay 150 işçi kardeşimiz iş kazalarında yaşamını yitiriyor. İş kazaları ve işçi ölümlerine dur demek için birlik olalım.
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...