Buradasınız
Patronumuzdan Seçmeler: “Ek Gelir, Ekmek, Yılbaşı, Kandil”
Yenidoğan’dan bir metal işçisi
Geçtiğimiz gün patronun yanına zam istemek üzere çıktım. Ücretimin düşük olduğunu ve yetmediğini söyleyerek arttırmasını istedim. O da bana “mesai çizelgesine baktığımda senin ismini göremiyorum. Para lazımsa mesaiye kal, ek gelir olur” dedi. Haftanın altı günü sabah 7:30 aksam 18:30 arası çalışıyorum ve yolda geçirdiğim zaman buna dahil değil. Bu zamanlar dışında bana ve aileme çok az zaman kalıyor. Patronum ise bu zamanlara da göz dikmiş ve beni ikna etmek için ek gelirden bahsediyor. Oysa ben maaşıma zam istemiştim.
Yaşadıklarımız sadece bu örnekle sınırlı değil. Çalışma koşullarımız alabildiğine ağır. Geçtiğimiz günlerde montaja giden bir arkadaşım hava koşullarının çok kötü olmasından dolayı montajı yapamayarak işyerine geri dönmüş. Bunu gören patronumuz “neden montajı bırakıp geldin?” diye sormuş. Arkadaşım “yağmur ve soğuktan dolayı çalışamadım, ondan dönmek zorunda kaldım” cevabını vermiş. Patronumuz artık beyninde nasıl bir mekanizma varsa arkadaşıma “sen yağmurlu ve soğuk havalarda ekmek yemiyor musun?” demiş. Yağmurla ekmek arasında nasıl bir bağ kurdu anlayamadık ama soğuk havalarda sıcak odasından dışarı çıkmadığını hepimiz görüyoruz.
En son isteğimiz ise yılbaşından kaynaklı resmi tatil olan 1 Ocakta bize izin verip vermeyeceği oldu. Buna cevabını belki tahmin etmişsinizdir: “Yılbaşı Hıristiyanların bayramı, bizim değil!” Ama biz de hazırdık bu cevaba ve hemen “o zaman yarın mevlit kandili bari ona izin ver” dedik. Buna cevabı ise “Nereden çıkartıyorsunuz bunları? Akşam ibadetinizi yapın, sabah da gelin çalışın!” oldu.
Patronların dini imanı para. Hep bizim daha çok çalışmamızı ve daha az ücret almamızı istiyorlar. Bu şekilde zenginliklerine zenginlik katıyorlar. Karda kışta, normal işgününde ya da tatillerde bizleri saatlerce düşük ücretlerle çalıştıran patronlara karşı verilecek en iyi cevap UİD-DER’in başlatmış olduğu “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşerona Hayır!” kampanyasına güç vermemiz ve sahip çıkmamızdır. Fazla mesailer değil, ancak mücadele etmek sorunlarımızı çözmeye yarar. Tüm işçi arkadaşları UİD-DER’in bu kampanyasını desteklemeye çağırıyorum.
Dur De!
Tek Hesabımız Patronlarla Olmalı
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...