Buradasınız
Plaket Sahibi, Koltuk Sahibi, Hani Bunun İlk Sahibi?
BMİS üyesi bir metal işçisi
Dostlar, ben bir metal işçisiyim. Ne yazık ki metali yerden söken, ona şekil veren ellerimiz, başımıza çöreklenmiş sendika bürokratlarını koltuklarından söküp atmaya yetmiyor. Seçimlerden sonraki hafta sonu sendikamız Birleşik Metal İş’in genel temsilciler kurulu için Gönen’deydik. Orada yaşananların bende uyandırdığı öfkeyi paylaşabilmem aslında çok mümkün değil. Ama eminim bilinçli metal işçileri beni çok iyi anlayacaklardır.
Gönen’e gittiğimizde üç aşağı beş yukarı ne ile karşılaşacağımı biliyordum. Ancak yine de sınıfımızın ve sendikalarımızın geldiği hali görmek içimi yaktı. Yaklaşan genel merkez seçimleri için süren pazarlıklar, bürokratların işçilerden nasıl da fersah fersah uzakta olduklarını gösterdi. Daha fazla işçiyi sendikaya örgütlemek, işçilerin haklarını korumak, patronların işçilere yönelik saldırılarına barikat oluşturmak zor ve zahmetli bir iştir. Oysa koltuğa yapışmak, o koltuktan olmamak için pazarlıklar yürütmek kolaydır. Sendikamızın yöneticileri de işin kolayını seçiyorlar. Çünkü onları alınterleriyle besleyen biz işçiler hiçbirinin umurunda değiliz.
Gebze’de devam eden direnişler hakkında biraz bilgim vardı. Gea’da yaşananları ve oradaki işçilerin Legrand direnişçilerine karşı nasıl kışkırtıldıklarını duymuştum. Genel kurulda yöneticilerin temsilci arkadaşlarımı nasıl zehirleyeceklerini merak ediyordum. Nasıl olduysa sendikamızın örgütlü olduğu büyük fabrikalardan birinde temsilci olan bir arkadaşımız Legrand konusunu açtı. “Sendika olarak bizim Legrand direnişini sahiplenmemiz gerekirdi” dedi. Ama sendika yöneticilerimiz başka türlü düşündükleri için savunmaya geçtiler. Legrand direnişi başladığında şeflerin gözü önünde içerideki işçileri toplayıp “ne yapalım, atılan arkadaşlarınıza sahip çıkarız diyor musunuz?” diye soran şube mali sekreteri, direnişçi işçileri karalamak için söz istedi. Bu “yönetici” genel kurulda bir plaketle “ödüllendirildi.”
Demek ki benim sendikamda bir yöneticinin başarısının ölçütü örgütlediği yeni iş yerleri değil. Çünkü şube yöneticilerimizin hiçbirinin çıkıp geldiği işyerleri bugün Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nda örgütlü değil. Üstelik son birkaç senedir kendi çabalarıyla sendikamıza örgütlenen işyerlerini bile ellerinde tutamadılar. Üstelik örgütlenme mücadelesi vermiş, direniş yaşamış arkadaşlarımıza öylesine tepeden yaklaştılar ki midemi bulandırdılar. Mali Sekreter’den daha “deneyimli ” olan genel başkanımız Serdaroğlu, ona müdahale etti ve söz almasını engelledi. Genel kurulun sonunda yaptığı konuşmada bu konuya kendisi değindi. Utanmadan Legrand direnişçilerini siyaset yapmakla, işçi örgütleriyle birlikte hareket etmekle suçladı. Kendi konfederasyonunun devletin partilerine en son hediyesinin bizzat genel başkanı Süleyman Çelebi olduğunu hatırlatmak zorunda kaldık. Genel Başkan Legrand’da yeterince güçlü olmadıkları için yapacak bir şeyleri olmadığını ima etti. Sorun güçse önce sendika yöneticileri olarak, beğenmedikleri Türk Metal’e kaptırdıkları kendi iş yerlerinin, sonra 15 senedir örgütlü olduğu halde Legrand’da neden güçsüz olduklarının hesabını vermeliler.
Geçirdiğimiz bu genel temsilciler kurulu biz metal işçilerinin önünde yerine getirilecek birçok görev olduğunu gösterdi. Biz görevlerimizi yerine getirmek için çalışacağız ve her şey değişecek. Bizler metal işçilerinin başındaki sendika bürokratlarını elbet def edeceğiz. Bunun için ben kendi işyerimden başlayacağım. Kaybetmekten korktukları koltuklarından nasıl kaçacaklarını bilemeyecekler işçilere ihanet edenler. Sendikalar bizimdir. Bizim olanı onlardan geri alacağız.
İngiltere’de de Genel Grev
- Sefalet Dayatmasına Karşı Eylemler Sürüyor
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Polonez İşçilerinin “Anayasal Hak Yürüyüşü”
- Sendika Düşmanlığı ve Ücret Gaspına Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Tekstil İşçilerinden Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- KESK Ankara Mitingi: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- DİSK: Gözaltılar Derhal Serbest Bırakılsın
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Öğretmenler, Belediye ve Üniversite İşçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- ASM Çalışanları İş Bıraktı: “Eziyet Yönetmeliğine” Hayır!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Patronların Elindeki Koz: Sendika Yetkisine İtiraz
- Sağlık Çalışanlarından Eylem: “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!”
- Türk-İş’ten Ankara Mitingi: “Zordayız, Geçinemiyoruz”
- Sağlık Emekçileri: Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz
- DİSK: “Sendikal Hakların Önündeki Engeller Kaldırılsın!”
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- DİSK Ankara’da İşçi Buluşması Gerçekleştirdi
- Madencilerin Ankara Yürüyüşü, Öğretmenlerin Hak Gasplarına Karşı Mücadelesi Sürüyor
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...