Buradasınız
Sefaköy’de Etkinlik: “Dünyaya Barış İşçilerle Gelecek!”

Dünyanın dört bir yanında savaş ve yıkım sürüp gidiyor. Bu emperyalist savaş dünyamızı her geçen gün daha fazla cehenneme çeviriyor. Türkiye sınırları içinde yaşayan bizler, savaşın ne kadar uzağındayız? Bombaların ya da silahların seslerini duymamız gerekmez savaşın içinde olduğumuzu anlamak için. Şu an, milyonlarca işçi savaşlarda ya hayatını kaybediyor ya da evinden çok uzaklara göçmek zorunda bırakılıyor.
İşte, nasıl bir dünyada ve nasıl bir sistemde yaşadığımızı daha iyi anlayabilmek için, 22 Şubatta Sefaköy temsilciliğimizde “Dünyaya Barış İşçilerle Gelecek” adlı bir etkinlik gerçekleştirdik. Direnişteki Ülker ve Dora Otel işçilerinin, İranlı sosyalist işçilerin, HDP yöneticilerinin, birçok sektörden işçinin ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, büyüyerek devam eden emperyalist savaşın yarattığı yıkım ve amacı çarpıcı bir şekilde gözler önüne serildi.
Etkinliği, katılan işçilerin yorumlarıyla anlatmak istiyoruz:
Direnişçi Dora Otel işçisi Mehmet Kırtaş ve Zafer Cengiz: “Öncelikle bu organizasyon için emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Bu etkinlik, biz işçilere, şu anki durumu çok açık ve net bir şekilde ifade etti. Her şeyiyle mükemmel bir etkinlikti. Tekrar teşekkür ediyorum.”
“Farklı dilden ezgiler, sunum yani her şey çok iyiydi. Biz savaşı unutmuşuz, savaşın devam ettiğini görmüş olduk.”
Kürt bir kadın işçi: “Biz savaşa alışığız. Savaşa alışılır mı hiç? Bizleri alıştırdılar. 7 yaşındaydım evimizi yaktıklarında. Savaş yüzünden bir sürü insan ölüyor ya da evini ocağını terk etmek zorunda kalıyor. UİD-DER’in hangi etkinliğine gelsem gerçek hayatın içine girdiğimi hissediyorum.”
Sağlık sektöründen bir kadın işçi: “UİD-DER’in hangi etkinliğine gelsem her zaman bir öncekine göre daha fazla katılım görüyorum. Bugünkü etkinlik de çok anlamlıydı. Aslında savaş her yerde. Evet, şu an bomba sesleri duymuyoruz ama sokağa çıktığımızda can güvenliğimiz yok. Her gün yeni caniler yaratıyorlar.”
Kürt bir kamu işçisi: “Çok duygusaldı. Söylenen ezgiler beni çok duygulandırdı. Çocukluğum gözümün önüne geldi. Köyümüz basılmıştı ve ailemin hırpalandığı o anları hatırladım. Bize bunları yaşatanlar, insanlara zulüm etmeye devam ediyor. Fakat ne yazık ki bu acıları bile bize unutturmaya çalışıyorlar. Biz bu acıları yaşadık ve milyonlarca insan hâlâ yaşamaya devam ediyor. UİD-DER’e ne zaman gelsem gerçekleri tekrar görüp, yeni şeyler öğreniyorum. Emeği geçen herkese teşekkürler.”
İranlı işçi dostlarımız: “Gerçek barışı ancak işçiler getirebilir. Dünyanın bütün işçileri birleşmez, mücadele etmezse, savaşlar büyüyecek ve dünya daha da kötü bir hale gelecek. Şu an var olan savaşlar, işçilerin savaşları değildir. Ancak savaşlarda bir hiç uğruna ölen işçilerdir. Dünyamıza barış ancak işçi sınıfının elleriyle gelecektir. Bunun için etkinlik çok anlamlıydı. Teşekkürler.”
Hastane çalışanı bir işçi: “UİD-DER’in ilk kez bir etkinliğine katıldım. Çok farklı kesimlerden işçilerin bir arada olması çok güzel bir şey. Etkinlik çok etkileyiciydi. Emeği geçen herkese çok teşekkürler.”
Etkinliğe katılan üniversiteli birçok öğrenci ise etkinlik sonrası sohbetlerde; farklı dillerden ve o insanların acısını anlatan ezgilerden çok etkilendiklerini ve savaşın olduğunu anlamak için tepemize bomba yağmasını beklememek gerektiğini dillendirdiler. Hemen yanı başımızda savaşın olduğunu, bu savaşların bizlerin savaşı olmadığını ve bu savaşlarda yine bizlerin öldüğünü ifade ettiler. Bizlerin bunun farkında olmamız gerektiğine ve bu ayrımları yapabilmek için etkinliğin çok anlamlı olduğunu belirttiler. İçlerinden bir kadın öğrencinin verdiği örnek dikkat çekiciydi: “Basralı Ömer’in ağzından okunan şiir beni çok etkiledi. Çocukluğumda yaşanan acılar gözümün önüne geldi. Savaş bitmiyor fakat şunu görmeliyiz ki bu savaşlarda ölenler sen, ben işte bizim gibi insanlar.”
Evet! Barışa olan hasretimiz büyüyor. Fakat şunu çok iyi bilmeliyiz ki barışı patronlar sınıfı ve onların devletleri yani, savaştan çıkarı olanlar getiremez. Gerçek barışı ancak işçi sınıfı getirebilir. Çünkü biz işçilerin hiç bir çıkarı yok bu savaşlardan. Dünyamıza gerçek barışı getirebilmek için işçi sınıfının örgütlenmekten ve mücadele etmekten başka çaresi yoktur.
Son Eklenenler
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...