Buradasınız
Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
Tarkett grevcisi bir işçi

Gün geçmiyor ki insan bir şeyler öğrenmesin. 2015 yılında çalıştığım plastik fabrikasında verdiğimiz mücadeleler sonucu, sendikalı olmuştuk ve ben de temsilci olmuştum. O zaman da sendikamız Petrol-İş Gebze Şube yönetimi bize yol göstermiş, “grevler bu işin okuludur” demişti. Aslında mücadelenin, resmi bir okulunun olmadığını anlatmıştı.
Bizlere anlatılanlar doğruydu, bugünden baktığımda daha iyi anlıyorum söylenenleri ve bazı eklemeler de yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bugün Tarkett’de sendikalaşma sürecindeyiz. Geldiğimiz noktada “Grev” ile devam etmekteyiz mücadelemize. 2015’te sendikamız bize sendikanın “anayasal hak” olduğunu söylemişti. Fakat sendikalaşmanın ve toplu sözleşme imzalamanın anayasal hak olduğunu bilen patronların ve milletvekillerinin hakkımıza saygı duymayacağını da söylemişlerdi. Grev sürecinde, mücadelelerimizi duyurmak için devam eden grev ve direnişlerden işçi arkadaşlarla Meclise gidildi. Tarkett grevinden de ben ve bir arkadaşım, mücadelemizi duyurmak için Meclise gitmek için görevlendirildik. Daha iki arkadaş Meclis giriş kapısına geldiğimizde polis tarafından yoklama çekildi ve zorluk çıkarıldı. İçeri girdiğimizde bu sefer de ziyaretçi girişlerine tekrar engel koyuldu ve içeri alınmadık bir süre. Yaşadığımız tuhaflıklardan bir diğeri de bizim çalıştığımız işyeri, Fransız ve Alman ortaklı, yöneticisi ise Türk. Toplu sözleşme görüşmelerinde neredeyse o asgari ücret alıyormuş da biz yönetim ortağıymışız gibi bir sürü zorluklara göğüs gerdiğini, geçinemediğini hatta onca yıl Rönesans gibi şirketlerde pazarlama işi yapmasına rağmen “Boğaz’da oturamadığını” pişkinlikle anlattı. İnanılmazdı!
Bu gibi şeyleri grev sürecinde yaşadığımızda verdiğimiz mücadelenin bir tek bizimle alakalı olmadığını daha iyi anlıyoruz. Ne kadar basit değil mi patronlar için bu süreç? Takett’de 3 çocuklu, 4 çocuklu, birkaç aylık bebekleri olan evli arkadaşlarımla grev çadırında direniyoruz. Üstüne üstlük hepimiz kiracıyız. Grevde anayasal hakkımızı savunuyor ve sendikalı bir şekilde çalışmak istiyoruz. Bunun hepimiz için çok çok değerli olduğunu düşünüyoruz. İşçi sınıfı bu mücadeleler sayesinde bilinçlenir ümidiyle…
Şu anda ülkemizde 21 işkolunda grev yapılmakta fakat ana akım medyanın gündemleri bambaşka. Bu kadar grev ve direnişler yapılmasına rağmen çalışanların çoğunun verilen mücadelelerden haberi olmayışı da çok düşündürücü. Sabah tesadüfen bir emekçi kardeşimle tanıştım. “Medyaya gidin, bu işi çözersiniz” diye tavsiye verdi. “Bu ne mümkün” dedim. Ülke yönetimi bu tür mücadeleleri bastırmaya çalışırken bir de muhalif partileri kontrollü bir muhalefet yürütmeye yöneltiyor.
Anlaşılan şu ki işçi sınıfı kendi problemini her zamanki gibi kendisi çözmek zorunda. Sınıf bilinciyle direnişe devam. Birlik Olursak Kazanabiliriz. Güzel Günler Göreceğiz…
- İşçiyiz, Filistin Halkına Yapılan Zulmü Kabul Etmiyoruz!
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
- Sivas Katliamı 32. Yılında Lanetlendi, Katledilenler Anıldı
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...