Buradasınız
Sınıfsal Mirasımıza Sahip Çıkalım
Esenler’den bir metal işçisi
Sistemin çarkları düzen sahipleri için dönmeye devam ediyor. Yaşanan ekonomik krizle birlikte biz üretenler olarak makine dişlilerinin arasında ezildikçe patronların bütün ekonomik, sosyal ve siyasal baskıları artmaya devam ediyor. Dünyadaki her şeyi kendi ellerimizle biz üretiyoruz fakat ürettiğimiz her şeye karşın her geçen gün daha da yabancılaşıyoruz. Bize ait olanlara sahip çıkamadığımız oranda da kaybediyoruz. Kölelik koşullarında çalışmayı normal olarak görüyoruz. Bizden önceki işçi kardeşlerimizin bizlere bırakmış olduğu mirasa sahip çıkmamız gerektiği gerçeğini bile birçoğumuz unutmuşuz. Patronlar sınıfının çeşitli araçlarla hafızamızdan silmek istediği kendi sınıf tarihimizi biz genç kuşak işçiler olarak hatırlamaz olmuşuz.
“8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canın ne isterse!” sloganı kulağa ne kadar da hoş geliyor. Bugün hangimiz 8 saat çalışıyoruz, hangimiz 8 saat uyku uyuyabiliyoruz? 1886 yılında işçi kardeşlerimizin bu sloganla fabrikalardan alanlara aktığı bir gün olan 1 Mayıs, işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak sınıfımızın tarihe yazılmışken, bizler bu anlamlı güne sahip çıkabiliyor muyuz? Biz işçiler olarak kendi tarihimize, kazanılmış haklarımıza sahip çıkmadığımız oranda patronlar sınıfı tarihimizi beyinlerimizden silmeye, kazanılmış haklarımızı gasp etmeye devam ediyor. Bugün bizlere sendikasız, sigortasız, düşük ücretle, uzun saatler çalışma dayatılırken hâlâ işsiz kalmadığımıza şükreder hale gelmişiz. Sağlık alanında yapılan saldırılara sessiz kalmayı, taşerona bağlı olarak her an işten atılma tehdidiyle çalışmayı, mezarda emekli olmayı kabul etmişiz.
Patronlar sınıfının saldırılarının sonu yok. Nereye kadar sessiz kalacağız? Nereye kadar her saldırı karşısında boyun eğeceğiz? Ekonomik kriz derinleştikçe her gün bir saldırı paketiyle karşı karşıyayız. Bu paketlerin sonu gelmeyecek. Patronların bu kadar pervasızca saldırmasının tek sebebi biz işçilerin örgütsüz oluşu değil mi?
1 Mayıs yaklaşırken alanları doldurup taleplerimizi patronlara karşı haykırmak için fabrikalarımızda, mahallelerimizde örgütlenmemiz gerekiyor. Birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a sahip çıkmak biz işçiler için çok önemli. Çünkü patronlara karşı örgütlü olduğumuzu, birlik olduğumuzu göstereceğimiz bir gün bu. Patronların saldırılarına boyun eğmeyeceğimizi, bunun için mücadele edeceğimizi haykıracağımız bir gün. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla hangi dili konuşursa konuşsun, ten rengi ne olursa olsun bütün dünya işçilerin tek bir kimlikle, sınıf kimliğiyle, patronlar sınıfına karşı kendi sınıfsal taleplerini haykıracağı bu günde 1 Mayıs alanlarını dolduralım. İşyerlerimizden, mahallelerimizden alanlara yürüyelim.
Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!
1 Mayıs’a Doğru: İşçiler Konuşuyor /9
Son Eklenenler
- Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...