Buradasınız
Sınıfsız Bir Toplum: Yeter ki Hayal Edelim!
İnsanlık var olduğundan beri insanlar hep daha güzel günlerin, daha iyi bir yaşamın hayallerini kurmuşlardır. Çünkü hayal kurmak yaşamın kendisidir, umut etmektir geleceğe dair. Toplumlar sınıflara bölündüğü zamanlardan beri, ezilen ve sömürülenler her daim sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız, insanın insana kulluk etmediği, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olduğu bir gelecek hayalini kurmuşlardır. Ve böylesi bir yeryüzü cenneti hayal edenler bu özlemleri, umutları doğrultusunda mücadele etmişlerdir, ediyoruz.
Bugün işçilerin sömürüsüne dayanan kapitalist düzende, egemenler kıran kırana rekabet ediyor, savaşlar çıkartıyor; bu savaşlarda kadın ve çocuklar dâhil her gün yüzlerce insan katlediliyor. Bir yanda açlığın, sefaletin, öte yanda muazzam bir zenginliğin var olduğu; adaletten, eşitlikten bahsedemediğimiz bir düzende yaşıyoruz. Üstelik bu kahır yüklü düzende her geçen gün acı çekenlerin ve gözyaşı dökenlerin sayısı artıyor. Ancak tüm bu olumsuz koşulların içerisinde anneler, babalar, çocuklar, gençler yani yediden yetmişe herkes iyi bir yaşam ve gelecek hayaliyle yaşıyor. Vicdanlı, namuslu, insani değerlerini kaybetmemiş insanlar bu hayalleri sadece kendileri için kurmazlar. Aynı zamanda gözü yaşlı tüm çocukları kendi çocukları gibi hissederek, tüm insanlığın sorunlarını kendi sorunları görerek, bu sorunların çözüldüğü günlerin hayalini kurarlar.
Ne var ki bugün kapitalist sömürü düzeninde tüm insanlığın sorunlarını kendine dert etmek, insan olmanın gereği olarak toplumsal düşünmek; acının, gözyaşının olmadığı, karabulutların dağıtılıp güneşli günlerin geldiği bir dünya hayali “boş, imkânsız, deli saçması” hayaller olarak sunuluyor. Sınıfsız toplum hayalini karalamak için iktidar sahipleri medyayı kullanıyor, emekçilerin bilincini bulandırıyorlar. Toplumsal düşünce, yardımlaşma, dayanışma gibi insani değerler “enayilik” olarak addediliyor. Ama insanların kendi paçasını kurtarma derdine düşmeleri ve her şeyin merkezine kendilerini koymaları yüceltiliyor. Buna göre hayallerin merkezinde de sadece “ben” olmalıdır. Sömürücü düzenin efendilerine göre, çok çalışan ve azmeden herkes zengin olabilir. Yani gerçekleşmesi belki milyonda bir olabilecek ya da hiçbir şekilde olmayacak hayallerle insanların oyalanması isteniyor. Gerçekler tam anlamıyla baş aşağı çevriliyor: Gerçekleşmesi mümkün olan hayaller imkânsız, aslında imkânsız olan bireysel kurtuluş hayalleri ise en katı gerçekler olarak sunuluyor. Çarpıtılan gerçekler, her gün yeniden ve yeniden haberlerden, reklamlara kadar her türlü araç kullanılarak topluma pompalanıyor.
Son dönemde TV’lerden bilbordlara varıncaya kadar gözümüze sokulan Türk Telekom’un “Sen yeter ki hayal et” reklamı bu açıdan çarpıcı. Topluma “bakın siz de başarabilirsiniz, çalışan zengin olur” yalanını enjekte etmek için, kendi alanında başarılı olan kimi insanlar özellikle öne çıkartılıyor. “İmkânsızı” başarmış kişilerin hikâyeleri üzerinden Türk Telekom, hem kendi reklamını yapıyor hem de emekçilerin bilincini bulandırıyor. Örneğin Mersin’de Torosların eteğinde bir dağ köyünde yaşamını sürdüren Ümmiye Teyze, ilkokula bile çok zor şartlarda gidebilmiş, azimle okumaya devam etmiş ve en sonunda köyündeki kadınların sorunlarını konu edinen bir tiyatro oyunu hazırlayıp sergilemeye karar vermiş ve bu hayalini de başarıyla gerçekleştirmiş. Ümmiye Teyzenin yaşam hikâyesinin üzerine atlayan Türk Telekom, dünyaca ünlü futbolcu Ronaldo’nun oynadığı, güya Ümmiye Teyzenin yönettiği bir reklam filmi hazırlatmış. “Sen yeter ki hayal et” spotuyla biten bu reklam filmiyle şu mesaj veriliyor: “Köy yerinde tiyatro yapmak, film çekmek de neymiş diyenlere inat hayal etti, Ronaldo’nun oynadığı bir reklam filmi bile çekti. Sen de kendin için imkânsız olarak gördüğün şeyleri hayal edersen başarabilirsin.”
Kişilerin hayal kurması önemlidir, gerek kendisi için gerekse tüm toplum için. Hayal kurmayan kişi ufkunu genişletemez, başka bir dünya kurulabileceğini de düşünemez. Lakin patronlar sınıfını ve kapitalist düzenin çıkarlarını temsil edenler, “ben, sen, o” diyerek hep tekil kişileri koyarlar hayallerinin merkezine. Bireysel ve bencilce hayaller yüceltilirken, sıra kişilerin daha geniş hayal kurmasına geldiğinde, meselâ sömürüsüz bir toplum hayali derhal imkânsız ilan ediliyor. Oysa bugünkü üretici güçler düzeyiyle sömürüsüz, savaşsız, çocukların açlıktan ölmediği, insanların özgürce yaşadığı bir dünya kurabiliriz. Bunun imkânları var. Yeter ki hayal edelim, yeter ki bunun uğruna mücadele edelim!
Tarihten Tarihimizi Okumak!
“Biz Olmasak, Onlar Acından Ölür!”
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
Son Eklenenler
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...
- Grev ya da direnişe çıkan işçilerin pek çoğu, daha önce yaşanmış grev ve direnişlerden, bu mücadeleleri yaşayan işçilerin deneyimlerinden haberdar olmadıklarını dile getirirler. Greve ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğrendiklerini,...
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.
- Birleşik Metal-İş Sendikası, Çalışma ve Toplum Dergisi değerlendirme toplantılarının yedincisini “Toplu İş Sözleşmesi Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları” başlığıyla 21 Aralıkta gerçekleştirdi. İstanbul Barosu konferans salonunda düzenlenen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Selçuk İzmir’in güney tarafında son ilçesidir. Daha Selçuk merkeze vardığımızda, gördüğümüz tarihi kalıntılardan pek çok medeniyete beşiklik ve ev sahipliği ettiğini anlarız. Selçuk merkezden sol tarafa gittiğimizde masmavi...
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...