Buradasınız
Taşeron İşçilere Kadro Yalanı!
Başbakan Ahmet Davutoğlu, kamuda asıl işlerde çalışan taşeron işçilerin kadroya alınacağını açıkladı. Böylece hükümet seçimlerden evvel asgari ücreti 1300 liraya çıkarma vaadi gibi, seçimlerde verdiği taşerona kadro sözünü de yerine getirmiş olacağını iddia etti. Oysa gerçekte asgari ücret 1300 lira değil 1177 lira oldu. Üstelik bunun 100 lirası işsizlik fonundan yani işçinin hakkı olan paradan karşılanıyor! 267 liralık zammın ardından temel ihtiyaçlara en az %30 zam yapıldığını da hesaba kattığımızda AKP’nin sözlerini nasıl tuttuğu görülüyor. Peki, asgari ücrete yapılan zam böyleyken taşeron işçiler gerçekten kadroya alınıyor mu?
Davutoğlu’nun açıklamasının ardından birçok haber kanalı ve gazetede sosyal güvenlik uzmanı titrine sahip kişiler, uygulamadan 700 binin üzerinde taşeron işçisinin etkileneceğini ifade ediyorlar. 1,5 yıldır beklenen kararın, asıl işlerde çalışan 150-200 bin işçiyi etkilemesi beklenirken yardımcı işlerde çalışan taşeron işçilerinin de eklenmesiyle uygulamadan etkilenecek işçi sayısının 700 binin üzerine çıktığı belirtiliyor. AKP’nin her yaptığını alkışlayan medyada bu açıklama da coşkuyla karşılandı. Yıllardır taşeron şirketlerde düşük ücretlerle ve iş güvencesiz çalıştırılan yüz binlerce taşeron işçisi de gerçekten kadroya alınacağını düşünerek büyük bir beklenti içerisine girmiş durumda.
Taşeron işçi sayısı AKP iktidarı döneminde 400 binden yaklaşık 2,5 milyona çıktı. AKP, taşeronun yaygınlaşmasını sağladıktan sonra taşerona kadro vaadiyle seçime girdi. Davutoğlu, gündeme alınan değişikliği “müjdeli haber” olarak Meclis kürsüsünden sunduğu sırada seyircilerin bulunduğu bölümden “hedef 2023” sloganları yükseldi. Ancak uygulamanın detaylarına bakınca, taşeronun kadro beklentisinin hayal olarak kalacağı ortaya çıktı. “Kamuya” alınacak işçiler için yeni bir tanımlama geliştirildi: “özel sözleşmeli personel!” Sözleşme ise üç yılda bir yenilenecek ve dolayısıyla istenmeyen işçiler işten atılacak.
“Müjde”nin ayrıntıları
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, taşeron işçilerin kamuya alınacağı yönündeki “müjdeli haberinin” ardından Maliye Bakanı Naci Ağbal, bir televizyon programında uygulamanın detaylarına dair bilgi verdi. “Müjde”nin detayına bakınca düzenlemenin taşeron işçilerinin durumunu iyileştirmekten ziyade kalıcılaştırmaya yönelik olduğu anlaşılıyor:
- Uygulama kamuda çalışan 720 bin asıl ve yardımcı iş yapan taşeron işçileri kapsıyor. Ancak belediyelerde ve il özel idarelerinde taşeron şirketlerde çalışan işçiler, kurumların şirketlerinde istihdam edilmeye devam edilecek. Yani belediyelerde çalışan ve sayıları yüz binleri bulan taşeron işçileri “özel sözleşmeli personel” kapsamına alınmayacak.
- Kamuya alınacak taşeron işçilerin 1 Kasım 2015’ten önce işe girmiş ve halen çalışıyor olması gerekiyor. Bu işçilerde 12 ay boyunca tam zamanlı çalışıyor olma şartı aranacak. Kısmi zamanlı çalışanlar ve 3-6 ay gibi geçici sürelerle çalışanlar bu kapsama alınmayacak.
- Kapsama giren işçiler doğrudan kamuya alınmayacak. Yasa çıktıktan sonra 1 ay içinde talepte bulunmaları gerekiyor. Başvuruları alan kamu kurumları, işçinin şartları sağlayıp sağlamadığını değerlendirecek, devlet memurluğuna atanmak için gerekli şartları arayacak. Bu çerçevede güvenlik araştırması yapacak.
- Kamuya geçecek işçilere sınav yapılacak. Gerekli bilgi ve donanıma sahip olup olmadığı bu sınavla belirlenecek.
- Taşeron işçiler atanmaları halinde geçmişe dönük hak talebinde bulunamayacaklar (mesela kıdem tazminatı yanacak!)
- Ücretler değişmeyecek. Aynı ücreti almaya devam edecekler.
- Aynı işi yapmaya devam edecekler.
- Mali hakları toplu sözleşme ile belirlenecek.
- Emekli aylığı almaya hak kazanmış ya da 65 yaşını dolduran taşeron işçiler bu düzenlemeden faydalanamayacak.
Duyurusu yapılan söz konusu düzenlemeyle ilgili taslak metin henüz Meclis gündemine alınmış değil. Maliye Bakanı Ağbal, bir iki hafta içerisinde yasal düzenlemenin tamamlanacağını söyledi. Ağbal, taşeron işçilerin kamuya alınmasının devlete bir maliyet getirmeyeceğini de söyledi. Ücretleri değişmeyecek olan işçilerin maliyetinin de değişmeyeceği zaten açık.
İşçilerin kazanılmış haklarına el konuluyor
Kamudan taşeronu kaldıracakları, işçileri kadroya geçirecekleri vaadinin bir masal olduğu ortaya çıkmış durumda. AKP hükümetinin istediği doğrultuda yayın yapan medya konuyu taşeron işçilerinin hayatında gerçekten önemli bir değişiklik yaratacakmış gibi sunuyor. Oysa taşeron işçiler kadroya alınmıyor, onlar için sözleşmeli işçilikten pek de farkı olmayan 3 yıl süreli sözleşmeli bir statü oluşturuluyor. Ücretlerin bu yeni durumda hiç değişmeyeceği zaten vurgulanıyor. İşçilere tanınacak toplu sözleşme hakkı da, kamuda AKP’nin sözünün dışına çıkmayan yetkili sendikanın varlığında anlamsızlaşıyor.
Ayrıca işçilerin atanmaları halinde geçmişe yönelik hak talebinde bulunamayacakları ifadesi işçiler için ciddi bir hak kaybıdır. Bu, örneğin 10 yıllık işçilerin kıdem tazminatlarını unutmaları anlamına geliyor. Mevcut durumda taşeronda çalışan bir işçi, asıl işi yaptığı iddiasıyla dava açıp kazandığında kıdem tazminatı ve geçmişe dönük sosyal haklarını alabiliyor. Meselâ yol ve posta işlerinde çalışan işçiler bu şekilde çok sayıda davayı kazanmış durumdalar. Düzenlemenin yasalaşması bu bakımdan da işçiler için ciddi bir hak kaybı anlamına geliyor. Kıdem tazminatı yükünden bu sayede kurtulacak olan “yeni patron” devlet için ise ciddi bir kazanç anlamına geliyor.
AKP hükümeti açıkça işçileri aldatıyor. Önce Davutoğlu çıkıp “müjde” veriyor ve sanki taşeronluğu kaldıracakmış havası yaratıyor. Daha sonra ise maliye bakanı ayrıntıları ve gerçekleri açıklıyor. Ayrıntılar işçilerin lehine değildir. Öncelikle şu konunun altını çizmek lazım: AKP kamuda taşeronluğu kaldırmıyor. Bunu üç yıllık sözleşmeyle kalıcı hale getiriyor. Oysa Yol-İş Sendikası başta olmak üzere birçok sendika devlete dava açarak yüz binlerce taşeron işçinin asıl işi yaptığını kanıtladı ve davayı kazandı. Bu durumda hükümetin bu işçileri doğrudan kadrolu olarak, kamu bünyesinde istihdam etmesi gerekiyordu. Hükümet bundan kaçındı, işçileri kadroya almadı. Şimdi ise bir oyunla taşeron işçilerin kazanılmış haklarına el koyuyor ve üç yıllık sözleşmeli işçilik adı altında güvencesiz çalışmayı kalıcı hale getirmektedir.
Ancak hükümet ve medya işçilerde yanılsama yaratmak için ellerinden geleni yapmaktadır. Şunu belirtmek lazım: Taşeronluk kaldırılıyormuş gibi bir hava yaratılması boşuna değildir. Amaç işçilerin gözünü boyamak, kıdem tazminatının gasp edilmesinin ve kölelik bürolarının yolunun açılmasını sağlamaktır. Yaratılan yanılsamayla bu saldırılara gelecek tepkiler yumuşatılmak istenmektedir.
Reform vaatlerinin %65’ini yerine getirdiğini söyleyedursun, AKP hükümeti patronlar için çalışmaya, işçilerin mevcut haklarını kırpmaya ve onları sefalet içinde yaşama mahkûm etmeye devam ediyor. Sermayeden ve sermaye düzeninden yana çıkarılan yasaları işçilerin çıkarına gibi göstermekte tereddüt etmeyen hükümetin oyununa gelmemek için işçiler bilinçlenmek ve birlik olmak zorundadırlar.
Gelin Bir de Biz Aynaya Bakalım!
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
Son Eklenenler
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...