Buradasınız
Tiyatrodan Alanlara
Aydınlı’dan genç bir deri işçisi
1 Mayıs yaklaşmaktaydı. Kapitalist sömürünün arttığı, saldırı yasalarının geçmekte ve hazır beklemekte olduğu, Kürtlere karşı zaten uzun yıllardan beri süren savaşın daha kanlı bir şekilde ilerlediği ve milliyetçi gericiliğin alabildiğine yoğunlaştığı bir süreçti. İşte biz 1 Mayıs’ı böyle bir süreçte karşılıyorduk
Militan sınıf sendikacılığının eksikliği ve bu örgütsüzlük koşullarında 1 Mayıs’ın örgütlü ve kitlesel olması büyük önem taşıyordu. Bunun için derneğimizde çalışmalar uzun süredir yoğunlaşmıştı. İçerisinde işçi ve emekçileri 1 Mayıs’a davet eden bir bölümün ve birçok farklı sektörden işçi haberlerinin olduğu “İşçi Dayanışması” adlı bültenimiz çıkartılmış ve insanlara dağıtılmıştı. Jandarmalarla karşı karşıya gelerek afişlemeler yaptık. Uzun süredir hazırlık ve provalarına emek verdiğimiz “1 Mayıs Karanfilleri” adlı oyunumuzu oynadık
8 saatlik işgünü mücadelesini ve 1 Mayıs’ın doğuşunu anlatan bir oyundu. Seyircilerin salonu tıka basa doldurması ve oyun bitince ayakta alkışlamaları, oyunun ne kadar güzel sergilendiğini gösteriyordu. Oyun sonrasında arkadaşlarla konuştuğumda, bir miting sahnesinde seyircilerden barikat için yardım istendiğinde neredeyse sahneye fırlayacaklarını anlatmışlardı. İnsanların yaptığı yorumlarda hepsinin söyledikleri aynıydı: “1 Mayıs’ın ne olduğunu işte şimdi öğrendim, demek bu yüzden katılmak gerek.” Tüm bu söylenenler UİD-DER’in ÖRGÜTLÜ GÜCÜNÜN ve verilen KOLEKTİF EMEĞİN sonucudur.
Bize böyle olanaklar sağladığı için UİD-DER’e, oyuncu arkadaşlara ve sabrından dolayı tiyatro hocamıza teşekkür ederim.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor!
Düşman Kim?
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...