Buradasınız
Düşman Kim?
Gebze’den bir metal işçisi
1 Mayıs’ta uygulanan devlet terörü sonrasında, sendika bürokratları yaşananların tek sorumlusunu AKP olarak gösterdiler. Oysa olayın içyüzü öyle değil. Sonuçta AKP bir burjuva partisidir. Onun bunları yapması normaldir. Bu nedenle biz asıl sorgulanması gereken tarafa, işçi hareketi içinden çıkan sendika bürokratlarına bakalım.
1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması kuşkusuz önemlidir. İşçi sınıfı açısından tarihsel bir öneme sahiptir Taksim Meydanı. Ama şu da var ki bir şey yapılmadan önce onun altyapısı hazırlanmalı. 1 Mayıs’a dair hiçbir çalışma yapmadan Taksim’i dayatmak apaçık bir şey yapmama niyetidir. Eğer gerçekten Taksim’e çıkmak için önceden bir çalışma yapılsa ve oraya kitlesel bir katılımla gidilse durum böyle olmayacaktı.
İşçi sınıfı tarihte kazandığı tüm hakları mücadele ederek ve bedeller ödeyerek kazanmıştır. 1 Mayıs’ın tatil ilan edilmesini de, nerede kutlanacağını da belirleyecek olan işçi sınıfının mücadelesidir.
Başbakanın “ayaklar baş olduğunda kıyamet kopar” sözü birçok şeyi ifade ediyor. Gerçekten ayaktakımı denilen işçi sınıfı baş olduğunda, bu, burjuvazi ve sendika bürokrasisi için kıyamet olur.
AKP bir burjuva partisidir ve uzun bir süredir işçi sınıfının haklarına karşı topyekûn bir saldırı başlatmıştır. Ama buradan bakıp tüm sorunun kaynağı AKP’dir demek doğru değildir. Önemli olan AKP’si ve diğer partileriyle birlikte bataklığı yaratan burjuva düzeni görebilmektir. Asıl yapılması gereken bataklığı kurutmaktır. Burjuvazinin çeşitli kılıflara bürünmüş temsilcilerinin peşinden gitmeyip kendi özgücüne güvenmek gerekir. Ve burjuvazinin beslendiği kaynağı kurutmak gerekir. İşçi sınıfının asıl düşmanı kapitalist sömürü düzenidir. İşçi sınıfı kapitalizme karşı mücadele etmedikçe ve onu yok etmedikçe sivrisinekler yok olmayacaktır. Biz işçiler üzerimize düşeni yapıp mücadeleye atılmadıkça, burjuvazi, bugün AKP ile yarın başka bir burjuva partiyle sömürüsüne devam edecektir.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Tiyatrodan Alanlara
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...