Buradasınız
TOGG’un Sefası Sermayeye, Kahrı İşçilere!
Ankara’dan işçi öğrenci

AKP’nin yıllardır propagandasını yaptığı yerli ve milli otomobil iki yıl önce düzenlenen şaşaalı bir törenle kamuoyuna tanıtılmıştı. Marka ismi TOGG olan arabanın tanıtım programına Erdoğan başta olmak üzere devlet erkânından pek çok kişi ile beş “babayiğit” katılmıştı. Erdoğan’ın babayiğitler diye övdüğü bu şahıslar iktidara yakınlığıyla bilinen ve TOGG’u üretecek olan Türkiye’nin Otomobili Girişimi Grubu’nun o zamanki ortakları Anadolu Grubu, BMC, Turkcell Grubu, Zorlu Holding ve Kıraç Holding’in sahipleriydi. Yapılan konuşmalarda yerli otomobilin büyük bir gurur kaynağı olduğu söyleniyordu. Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye hedefine bir adım daha yaklaşıldığını, yerli otomobilin tüm ülkenin kazanımı olduğunu söylüyordu.
Geçen yılın Temmuz ayında ise Bursa/Gemlik’te TOGG’un üretileceği fabrikanın “temel atma töreni” “yeniliğe yolculuk” sloganıyla yapıldı. TOGG’un CEO’su, 1,2 milyon metrekarelik alan üzerine inşa edilecek ve 230 bin metrekare kapalı alana sahip olacak tesiste Ar-Ge’den müşteri teslimine bütün aşamaların bir arada olacağını söyledi. “Akıllı, çevre dostu, aynı çatı altında” kavramlarıyla tarif ettiği tesisi öve öve bitiremedi. Aradan geçen zamanda yaşananlar bambaşka bir gerçekliğe işaret etti. Şaşaalı törenlerin ve süslü kelimelerin arkasından dizginsiz bir sömürü ve sefalet gün yüzüne çıktı.
TOGG fabrikası şantiyesinde işçiler kölelik koşullarında çalıştırılıyor. Yaklaşık 1000 işçinin çalıştığı şantiyede işçiler ücretlerini alamıyorlar. Şantiyede küçücük bir yemekhane var. Şantiye yönetimi tüm işçileri bu yemekhanede yemek yemeye zorluyor. Öğle yemeği için saatlerce sıra bekleyen işçilerin çoğu yemek yiyemiyor. Mesai bitimi aç karınlarıyla bir nebze olsun dinlenmek üzere koğuşlarına döndüklerinde de zulüm bitmiyor. İşçiler 4-5 kişilik prefabrik yapılarda kalıyorlar. Bloklar halinde dizili 6 farklı blok var. 6 bloktan sadece 1 tanesinde sıcak su akıyor. Yani 20-30 işçi tek yeri kullanmak zorunda kalıyor. Çoğu zaman bu blokta da sıcak su olmuyor. İşçiler soğuk suyla duş almak zorunda bırakılıyor. Kısacası işçiler çalışırken olduğu gibi dinlenirken de insanca muamele görmüyorlar. Şantiyedeki taşeron firmaların sahipleri ve asıl işverenler işçilere yük hayvanı gözüyle bakıyor. Erdoğan’ın “babayiğitler” diye övdüğü sömürücü patronlar ve taşeronlar arkasına iktidarın gücünü alarak, sırtlan sürüsü misali işçilerin kanını emiyor.
Şantiyedeki koşullar iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. İş güvenliği önlemleri alınmıyor. Pek çok şantiyede olduğu gibi burada da taşeron firmalar orman kanunlarıyla işleri yürütüyor. Şantiyede 24 saat boyunca iş sürüyor. Ancak gece çalışması için şantiyede yeterince aydınlatma yok. İşçiler kendi imkânlarıyla olası kazalardan korunmaya çalışıyor. İş için kullanılan makineler, kule vinçler ve diğer araç gereçler eski olduğundan sık sık arızalanıyor. İşçiler bunu dile getirdiklerinde ise kendilerine sadece servis numarası veriliyor. İşçilerin tepki göstermeye başlaması üzerine sorunları çözmesi gereken şantiye yönetimi tam da hamisi olan iktidarın yaptığı gibi yasaklar koymaya başladı. Video çekerek şantiyedeki usulsüzlükleri duyuranlara ceza verileceği söylendi. Şantiye yönetimi yasaklarla gerçekleri gizlemeye çalışadursun, şantiyede geçtiğimiz günlerde bir işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Üstelik medyaya yansımayan pek çok iş cinayetinin de gizlendiği belirtiliyor. DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş Sendikası yaptığı açıklamada şantiye yetkililerinin iş cinayetlerini gizlemeye çalıştıklarını aktardı. Çünkü sermaye sahipleri için TOGG’un imajı işçilerin canından çok daha değerli.
Ne yazık ki Türkiyeli işçi ve emekçiler bu manzarayla ilk defa karşılaşmıyor. Daha önce de iktidarın “Türkiye'yi şaha kaldıracak projeler” diyerek övdüğü yollar, köprüler, şehir hastaneleri ve havalimanları işçiler için adeta bir ölüm tarlasına dönüşmüştü. Bu projeleri üstlenen büyük firmalar iktidardan aldıkları devasa fon destekleriyle sermayelerini büyütürken işi taşeron firmalara yaptırıyorlar. Taşeron firmalar maliyeti en aza indirmek için hiçbir önlem almadan, hız baskısı yaparak işçileri çalıştırıyor. İş güvenliği önlemleri işe girişlerde verilen göstermelik eğitimlerden ibaret oluyor. Öyle ki işçiler kimi zaman en temel ekipmanları dahi bulamıyor. İşçiler baretsiz ve iş ayakkabısı olmadan çalıştırılabiliyor. Yetkililer tarafından gerçek anlamda denetimlerin yapılmaması inşaat patronlarını daha da cesaretlendiriyor. Böylece iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin sayısı her geçen artıyor. Sermaye sahipleri oturdukları yerden milyar dolarları kasalarına indirirken işçiler köle gibi çalıştırılıyor. TOGG’un şantiyesinde yaşananlar, yandaş sermayeyi büyüten, iktidarın propaganda malzemesi olan böyle gösterişli projelerin, yatırımların arkasında yoğun sömürü olduğunu bir kez daha gösteriyor. Patronlar zenginleşirken işçilerin payına kahır ve zulüm düşüyor.
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Kemal Türkler, Katledilişinin 45. Yılında Mezarı Başında Anıldı
- “Süper Talan Yasası”na Karşı Mücadele Sürüyor
- İzmir Belediye İşçileri İşlerini Geri İstiyor
- UİD-DER’in İran İşçi Sendikalarına ve İşçi Sınıfına Dayanışma Mesajı
- İşçiyiz, Filistin Halkına Yapılan Zulmü Kabul Etmiyoruz!
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
- Sivas Katliamı 32. Yılında Lanetlendi, Katledilenler Anıldı
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
Son Eklenenler
- Diyelim ki hayatınızda ilk kez bir koşu yarışmasına katılacaksınız ve yeterince idmanlı değilsiniz. İsteklisiniz, azimlisiniz ama diğer koşuculara göre hazırlığınız yetersiz ve deneyimli değilsiniz. Böyle bir yarışmada birinci olmanız şaşırtıcı...
- Bir dünya devi olan Amazon’un işçileri en ağır koşullarda çalıştırılmaya devam ediyor. Amazon Tuzla Depo’da çalışan işçiler olarak bizler de ağır iş yüküne, mobbinge, işyeri içinde zor bölümlere sürülme gibi uygulamalara maruz kalıyoruz.
- Türkiye’de çok genç yaşta emekli olunduğundan, emeklilerin sosyal güvenlik sisteminin sırtında kambur olduğundan, aylıklarının arttırılmasının kaynakların heba edilmesi anlamına geldiğinden bahsediyor. Bu sözlerle, sınıfımızın emeklilerini yük,...
- Geçtiğimiz haftalarda Sakarya’da iki çiftçi ürettikleri karpuzları yola atıp parçalamışlardı. Bu öfkelerinin nedeni toptancının son anda karpuzları almaktan vazgeçmesiydi. Belli ki evine, çoluğuna çocuğuna rızkını götüremeyecek olmanın öfkesiydi...
- Eskişehir Seyitgazi’de 23 Temmuz sabah saatlerinde çıkan orman yangınına müdahale etmeye çalışırken 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü alevlerin içinde kalarak hayatını kaybetti, 14 kişi de yaralandı. Türkiye haftalardır orman yangınlarıyla...
- Gün geçtikçe artan enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik çocukları da işçiliğe zorluyor. İSİG Meclisi verilerine göre 2025 yılının başından beri 24 çocuk işçi, iş cinayetleri sonucunda hayatını kaybetti.
- Akkuyu Nükleer Güç Santralinde taşeron şirkette çalışan Türk ve Rus işçiler son üç aydır ödenmeyen ücretlerinin ödenmesi için 23 Temmuzda iş bıraktı.
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 23 Temmuzda üniversite hastaneleri önünde basın açıklamaları yaparak TİS taleplerini açıkladı.
- Biz bir grup genç olarak UİD-DER’li abilerimizle birlikte, mücadeleye yıllarca katkı sunan, tecrübe sahibi bir büyüğümüzü Çatalca’daki evinde ziyaret ettik.
- İşçi sınıfının uluslararası marşı Enternasyonal 137 yıldır her dilde söyleniyor, işçi sınıfının sömürüden kurtuluşu mücadelesinin en güzel sembollerinden biri olmaya devam ediyor. Sınıfımızın mücadele geleneğinden doğan bu marşın nasıl ortaya...
- Sağlık Bakanlığı’nın son düzenlemeleriyle birlikte Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) büyük bir çöküşe sürükleniyor. Halk sağlığını korumakla görevli ASM’ler, sağlık hizmeti sunulan yerler olmaktan çıkarılıp, sağlık emekçilerini cezalandıran, halkı...
- Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi, DİSK’in kurucusu ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 45. yılında Topkapı Mezarlığı’nda düzenlenen törenle anıldı.
- Katledilişinin 45’inci yılında Kemal Türkler’i ve lideri olduğu Maden-İş Sendikasının mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını hatırlamak, belki de her zamankinden daha büyük önem taşıyor.