Buradasınız
Tüm İşçi Kardeşlerimi 1 Mayıs Coşkusunu Yaşamaya Çağırıyorum
Esenler’den bir tekstil işçisi
Merhaba işçi kardeşlerim!
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs her gün biraz daha yaklaşıyor. 1 Mayıs günü dünyanın her yerinde işçiler meydanlara çıkacak ve taleplerini, sloganlarını haykıracaklar.
1886 yılında Amerika’da işçi sınıfı büyük bedeller ödedi ve o günden bugüne 1 Mayıs tüm dünyada işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanır oldu. 1 Mayıs günü dünyanın her yerinde işçi sınıfı o kocaman gövdesiyle ve sımsıkı yumruğuyla dosta düşmana gücünü gösteriyor. Burjuvaziyle yani egemen olan sınıfla karşı karşıya geliyor. Diğer taraftan, aslında işçi sınıfının yaşadığı sorunları sanki bir tek kendisi yaşıyormuş gibi düşünen bir işçi, ister alanda olsun ister olmasın, kendisiyle aynı kaderi paylaşan milyonlarca insan olduğunu görüyor. Yalnız olmadığını hissediyor.
Türkiye’de de işçi sınıfı az bedel ödememiştir. 1977 1 Mayısında 39 işçi yaşamını yitirdi, 200 kişi yaralandı. Günümüzde işçi sınıfı 200 yıl öncesinin kötü çalışma koşullarına geri döndü. Bugün hâlâ 12-14 saat çalışıyor ve açlık koşullarında yaşıyoruz. Sadece ölmeyeceğimiz kadar ücretler alıyoruz, bir sonraki ayı ucu ucuna getiriyoruz. Kaybedecek neyimiz var?
Çocuklarına aman 1 Mayıs’a gitme başına bir iş gelir diyen anne ve babalar! Ya da ya başıma bir iş gelirse diye düşünen işçi kardeşlerim! Soruyorum, kaybedecek neyimiz var? Günde 12-14 saat çalışıp aileme, sevdiklerime, kendime zaman ayıramamaktan, robota dönüşmekten ve 629 TL açlık sınırının bile kat kat altında bir ücret almaktan daha fazla ne felâket gelebilir ki başımıza?
Evet, işçi kardeşlerim! Bugün 200 yıl öncesi koşullara geri dönüldü, bu nedenle sesimizi daha fazla yükseltmeli ve dünya işçi sınıfının gökyüzüne yükselen sesine sesimizi katmalıyız. Biz Türkiye işçi sınıfı olarak bu 1 Mayıs’ta alanları doldurmalıyız. Sınıf mücadelesinde yitirdiklerimizin acısıyla, çektiklerimizin hıncıyla haykırmalıyız: YAŞASIN 1 MAYIS!
Yaşadığımız şu son süreçte Mısır, Tunus, Libya halkları güçlerinin farkına varıp isyan ateşini yaktılar. Bu ülkelerdeki işçi kardeşlerimiz ve aileleri 2011 1 Mayısında da mücadelenin coşkusuyla ve yıllardır çektiklerinin acısıyla, öfkesiyle “YAŞASIN 1 MAYIS!” diye haykıracaklar.
1 Mayıs günü dünyanın her yerinde milyonlarca ağızdan haykıracağız: Yaşasın 1 Mayıs! Burjuvazi bilmelidir ki bu ateş hiç sönmeyecek, çünkü biz milyonlarcayız. Evet dostlar! Güzel bir dünya için, sömürünün, zulmün, baskının, şiddetin olmadığı bir dünya için ve gelecek nesillere yaşanır bir dünya bırakmak için 1 Mayıs günü alanlarda olmalıyız. Ben şimdiden 1 Mayıs heyecanını yaşıyorum ve tüm işçi kardeşlerimi de 1 Mayıs coşkusunu yaşamaya çağırıyorum. Yaşasın işçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü!
YAŞASIN 1 MAYIS!
YAŞASIN SINIF MÜCADELESİ!
1 Mayıs Yaklaşırken
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...