Buradasınız
UİD-DER’le Piknik Coşkusu
Aydınlı’dan bir işçi
Hafta sonu UİD-DER’in Aydınlı ve Bostancı temsilciliğinin ortak düzenlediği pikniğe katıldık. Sabah derneğin önünden kalkan araçla Gebze’ye doğru yola çıktık. Otobüste yol boyunca hep beraber marşlar, şarkılar söyledik. Piknik alanına geldiğimizde herkes yerleşti ve arkadaşlar piknik programını ufak bir konuşmayla anlattılar. Böylece pikniğimiz başlamıştı. Herkesin evinden getirdiği yiyecekler ortaklaştırıldı ve kahvaltı saatinde bu yiyecekler herkese dağıtıldı. Daha sonra şiirlerin okunduğu, müzik gurubumuzun şarkılar ve marşlar söylediği bir sunum yapıldı. Bir yandan da görevli arkadaşlar öğle yemeğini hazırlıyorlardı. Sunum bittikten sonra öğle yemeği yendi ve programın ikinci kısmı başladı. İkinci kısımda “yıldızlar yoksulların pırlantalarıdır” adlı ufak bir tiyatro oyunu oynandı. Oyunda Uzaylı Hamdi’nin çalışmak için Mars’a gidişi, oradaki çalışma koşulları anlatılıyordu. Hamdi ilkin her şeyin çok güzel olacağını düşünerek günlerce heyecandan uyuyamıyor. Ama Mars’a gittiğinde koşulların dünyadakinden çok daha kötü olduğunu, köle gibi çalışıldığını görüyor ve kaçıyor. Hamdi’nin tüm ümitleri yıkılıyor.
Biz işçi sınıfının kurtuluşu yeryüzünde kapitalizmi yıkmadığımız sürece mümkün değil. Oyunda söylendiği gibi yıldızlar yoksuların pırlantalarıdır, bizim pırlantalarımız da devrime olan inancımızdır. Yoksa yeryüzünde ne yoksulluk son bulur ne de kölece çalışma koşulları.
Tiyatro oyunundan sonra bilgi yarışması yapıldı. Bilgi yarışmasında sınıf tarihi ve güncel konularla ilgili sorular soruldu. Bilgi yarışmasının ardından serbest kürsüde isteyen herkese konuşma imkânı sağlandı. Serbest kürsüde seçimler üzerine, Alevilik üzerine, savaşlar vb. konular üzerine söz alınıp konuşuldu. Böylece pikniğe katılanlar hissettiklerini, önemli bulup paylaşmak istediklerini coşku içinde aktarma fırsatı buldular.
Dostlar, aslında pikniğimiz sabahtan akşama kadardı, ama öylesine anlamlı, dolu dolu ve güzel geçti ki anlatmakla bitmeyecek gibi geliyor bana. Şimdi yazarken şaşırıyorum bir güne ne kadar çok şey sığdırabilmişiz. Pikniği böyle güzel ve anlamlı kılan şey herkesin beraber müzik dinlemesi, beraber oyun oynaması yani beraber bir şeyler yapmasıydı. Sıradan hayatta bizlere her yerde ve hayatımızın her alanında bireysellik öğretiliyor. Sayıca ne kadar kalabalık olsak da aslında hep tek ve bireysel hareket ediyoruz. Böyle olunca da yaptığımız hiçbir işten zevk alamıyoruz aslında. Ama bu bireyler olarak bizim kasıtlı yaptığımız bir şey değil. Bunu bize kapitalizm biz farkında olmaksızın öğretiyor. Çünkü işçilerin beraber bir şeyler yapmasını, birlikte ortakça bir şeyler var etmesini, örgütlenmesini istemiyor. Burjuvazi biz işçilerden örgütlü ve sınıf bilinçli olduğumuz zaman ölesiye korkuyor. Bu yüzdende Alevi-Sünni, Türk-Kürt gibi birçok şeyi kullanarak, biz işçi sınıfının bilincini bulandırarak bizi örgütsüzleştirmek, parçalamak istiyor. Bizlerin işçiler olarak burjuvazinin tüm bu oyunlarına karşı uyanık olmamız ve örgütlenmemiz gerekiyor. Aksi halde burjuvazinin yaşamımızın her alanındaki bu oyunlarının önünü alamayız.
Ankara’da Taşeron İşçilerinin Eylemi
Çark Dönmeye Devam Ediyor Hâlâ
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...