Buradasınız
UİD-DER’in 1 Mayıs Şenlikleri

İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. UİD-DER, çalışma temposunu hızlandırıyor ve 1 Mayıs coşkusunu yükseltiyor. “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” sloganıyla 1 Mayıs’a hazırlanan UİD-DER, Çorlu’dan Adana’ya, İstanbul’dan Mersin’e Ankara’dan Kocaeli’ne kadar çalışmalarını sürdürüyor. “Kırmızı önlük ve şapka”, harıl harıl çalışıyor. Kent merkezlerinde açılan kampanya stantlarında, fabrikalarda, işçi mahallelerinde, pazar yerlerinde on binlerce insana ulaşıldı, bildiriler dağıtıldı. İşçi ve emekçiler 1 Mayıs’a çağrıldı. Bu kapsamda Ankara’da, Adana’da Karabük’te, Eskişehir’de, Çorlu’da, Gebze’de ve İstanbul’un Söğütlüçeşme, Esenyalı, Gazi, Kıraç, Sarıgazi, Tuzla gibi işçi semtlerinde birçok etkinlik düzenlendi.
22 Nisanda ise, UİD-DER’in tüm temsilciliklerinde eş zamanlı olarak 1 Mayıs şenlikleri yapıldı. Aylardır yürütülen kampanyalar meyvesini verdi. Şenliklere, UİD-DER’le yeni tanışan yüzlerce işçi katıldı, coşku doruğa çıktı. Tüm salonlarda 1 Mayıs’ın mücadele ruhu can buldu. Şenliklerin açılışlarında kitle coşkuyla selamlandı:
Ne güzel şey kardeşler
Haykırmak göklere
Dağlarımın koynundan
Hep birlikte
Kartal kadar yırtıcı
Bülbül gibi yumuşak
Ve sizinle var olmak…
Hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz!
Şenliklerde; sunuma şiirler, şarkılar, slâytlar ve mücadele alanlarından videolar eşlik etti. Sunumda 1 Mayıs’ın, iş saatlerinin kısaltılması mücadelesinin sembolü olduğu anlatıldı. 1 Mayıs’ın, 126 yıldır işçilerin ezilmeye, sömürüye, baskı ve savaşlara karşı birleştiği bir gün olduğu vurgulandı. Etkinlikte şöyle dendi: 1 “Mayıs, uzun ve yorucu çalışma koşullarına dur demek için ayağa kalkan ve taleplerini haykıran işçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. 1 Mayıs, dünya işçi sınıfının aynı duygu ve heyecanla meydanlara aktığı, haksızlığa ve zulme karşı çıktığı bir gündür! 1 Mayıs işçi sınıfınındır ve işçi sınıfı bir Mayıs’ına sahip çıkmalıdır!”
Şenliklerde, Osmanlı topraklarında Yahudi, Rum, Bulgar, Türk ve Ermeni işçilerin 1 Mayıs’ı sahiplendiği ve kutladığı hatırlatıldı. Araya giren uzun yasak döneminden sonra, 1976’da 1 Mayıs’ın yeniden kutlandığı ve yasakların parçalandığı anlatıldı. Ardından, patronlar sınıfının yüreğine korku salan 1977 1 Mayıs’ının muhteşem görüntüleri izletildi. 2010-2011 1 Mayıs’larında UİD-DER’in kıpkızıl kortejlerinin görüntüleri de şenlikte gösterildi. Görüntüler, şarkılar eşliğinde izlendi ve şenliklerde coşku daha da yükseldi.
Sunumda şöyle dendi: “İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta yerimizi alacak ve tüm coşkumuzla taleplerimizi haykıracağız. Haklarımızı elimizden alan ve bizleri köle gibi çalıştıran patronlar, sessiz kalacağımızı zannediyorlarsa çok yanılıyorlar. 1 Mayıs günü hep birlikte haykıracağız: Ücretlerin yükseltilmesini, iş saatlerinin kısaltılmasını istiyoruz! Herkese iş istiyoruz! İş güvenliği önlemlerinin alınmasını istiyoruz! İşçi ölümlerine son! Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, vergilerin patronlardan kesilmesini istiyoruz! Parasız eğitim, sağlık ve konut istiyoruz. Eşit-parasız-anadilde eğitim istiyoruz. Siyasi yasaklar, sendikal yasaklar kaldırılsın istiyoruz. Sınırsız basın, toplanma ve örgütlenme hakkı istiyoruz.”“Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birliği! Kahrolsun Kapitalist Sömürü Düzeni!” sloganıyla sona eren şenlikler, tüm salonlarda, kitle tarafından uzun süre alkışlandı.
Slovenya’da Kamu İşçileri Grevdeydi
Gebzeli İşçiler Anlatıyor/II
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...