Buradasınız
UİD-DER’in Kampanyası Meydanlarda

Gebze’de “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” standı
UİD-DER Gebze temsilciliği olarak “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyamızı Gebze sokaklarına taşıdık. Gebzeli kadın, erkek ve genç işçi kardeşlerimize işçilerin yaşadığı sorunlara karşı dayanışma, birlik olma ve ortak mücadele çağrısı yaptık. İşçi Dayanışması bültenimizi ve broşürlerimizi dağıttık. İşçi kardeşlerimizle röportajlar gerçekleştirdik.
Eski Çarşı’da kurduğumuz stantta işçi kardeşlerimizi standımıza, dernek şubelerimize ve kampanyamıza destek olmaya davet ettik. Çağrımızı ve mücadelemizi destekleyen işçiler haklarını aradıklarında işten atılmakla tehdit edildiklerini, ücretleri yükseltme mücadelesinde tek başlarına kaldıklarını ve taşeronlaştırmanın her geçen gün yaygınlaştığını anlattılar. UİD-DER’li mücadeleci işçiler olarak işçilerin kendine ve birbirlerine güvenmekten başka bir çaresinin olmadığını, patronların ve onların emrindeki siyasetçilerin attığı saldırı adımlarını durdurmanın yolunun örgütlenmekten geçtiğini yaptığımız sohbetlerde belirttik.
Ücretlerimizi yükseltmek, iş saatlerini düşürmek ve taşeronlaştırmanın yasaklanmasını sağlamak için tek çözüm yolu ortak mücadele etmek geçiyor. UİD-DER’in yürüttüğü bu anlamlı kampanyayı fabrikalara, sanayi bölgelerine, işçi mahallelerine ve meydanlara taşımak büyük önem taşıyor.
Şirinevler’de kampanyamızı anlattık
Düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, taşeronluk, işsizlik, güvencesizlik, iş cinayetleri... İşçilere dayatılan sorunların listesi uzadıkça uzuyor. Patronlar işçilerin sırtından geçinerek kazandıkları kârı her geçen gün katlarken, işçilere ise 12-16 saat çalışmalarının karşılığında sefalet ücreti, yani asgari ücreti layık görüyorlar. Taşeronlaşmanın yaygınlaştırılmasıyla birlikte kadrolu işçiliğin sözü bile edilmez oldu. Bununla birlikte iş kazaları ve iş cinayetleri artarak devam ediyor.
Patronlar ve patron temsilcisi hükümetin tüm bu kötü koşulları rahatça işçilere dayatmasının nedeni, işçilerin henüz örgütsüz oluşudur. İşçilerin kendi sorunlarının çözümü temelinde birleşmesi gerektiğine inanan ve bunun için çeşitli çalışmalar düzenleyen UİD-DER’li işçiler olarak 23 Kasımda Şirinevler’de bir stant açtık. İşçilerin sorunlarını ele alan ve mücadelesine ışık tutan İşçi Dayanışması bültenimizi dağıtırken, bu dönem yürüttüğümüz “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine ve Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyamızı anlatıp işçileri mücadeleye çağırdık.
Daha standımızı açmak için çalışmalara başlamışken işçiler öbek öbek toplanmaya başlamışlar, dövizlerde yazan yazılara, iş kazaları fotoğraflarına dikkat kesilmişlerdi. Konuştuğumuz hemen hemen her işçi asgari ücretin düşük olmasından ve geçinemediklerinden yakınıyordu. Pek çok inşaat işçisiyle karşılaştık. Bir grup inşaat işçisine “asgari ücretle geçinebiliyor musunuz?” diye sorduğumuzda aralarında bir gülüşme oldu. Verdikleri yanıt aslında içler acısıydı: “Asgari ücret mi kaldı? Biz onu bile alamıyoruz.”
İşçilerin en büyük sıkıntılarından biri de ev kiralarıydı. Bir kadın işçi öfkeyle anlattı: “Aldığımız ücret 900 lira, ev kiraları 1000 lira. Söyleyin geçinmek mümkün mü? Biz o kadar çalışıyoruz ama aldığımız ücret kiraya bile yetmiyor. Bunun faturası, doğalgazı, elektriği, yeme içmesi, sosyal hayatı saymıyorum bile.”
Uzun çalışma saatlerinden bunalan, düşük ücretlerin çaresizliğiyle kıvranan işçiler, tanıttığımız kampanyamıza seve seve destek olacaklarını ifade ettiler. 70’li yıllarda gençliğini yaşamış deneyimli bir işçi ağabeyimiz etrafımızda toplanan genç işçilere, bu sorunların üstesinden ancak örgütlenerek gelinebileceğini anlattı ve bizim çalışmalarımızın ve yürüttüğümüz kampanyanın önemli olduğunu vurguladı.
Biliyoruz ki işçilerin sorunlarını, işçiler örgütlenerek çözebilir. Bu nedenle UİD-DER olarak “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine ve Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyamızı işçilere taşımaya ve onları da yürüttüğümüz bu uzun soluklu mücadeleye çağırmaya devam edeceğiz.
BEDAŞ’ta Direne Direne Randevu
Asgari Ücret Ne Olmalı, Kim Belirlemeli?
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...