Buradasınız
Asgari Ücret Ne Olmalı, Kim Belirlemeli?

İşçilerin en temel sorunlarını gündeme taşıyan ve bu sorunların çözümü yolunda çalışmalar yürüten mücadele örgütümüz UİD-DER, “Asgari Ücret Ne Olmalı, Kim Belirlemeli?” konulu semineriyle Kıraç ve Sarıgazi’de işçileri buluşturdu. Düzenlediğimiz seminerde metal, inşaat, tekstil, sağlık gibi çeşitli sektörlerden işçilerin yanı sıra direnişçi BEDAŞ işçileri de aramızdaydı.
Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte işçiler için hayati önem taşıyan asgari ücret konusu daha fazla gündeme girmeye başladı. Hükümet 2015 yılının ilk ve ikinci 6 ayı için %3’erlik bir zam yapmayı planlıyor. Patronlar ve onların sözcüsü hükümet 2015 yılına dair açıkladıkları bu zamla işçi ve emekçilere “çok çalışın, sefalet ücreti alın” diyorlar.
Asgari ücretin kimler tarafından, neye göre belirlendiğini, neden sendikalı ya da sendikasız tüm çalışanları ilgilendirdiğini, asgari ücret belirlenirken işçilerin neden devre dışı bırakıldığını anlatan sunuma, video ve slayt gösterimi eşlik etti.
Faruk Çelik’in “asgari ücretle neden geçinilmesin, asgari ücret büyük para” sözleri semineri dinleyen tüm işçiler arasında tepkiyle karşılandı. Çalışma Bakanı’nın bu sözlerini bir başka videoda izlediğimiz sokak röportajları cevapladı. Salonda bulunan işçiler video röportajlarda anlatılan sorunlarla kendi yaşamlarında da karşı karşıya bulunduklarını anlattılar. Seminerde işçilerin yoksulluk ve sefalete itildiği, asgari ücretin bıraktık dört kişilik bir aileyi, bir kişinin ihtiyacını bile karşılamadığı anlatıldı. Semineri dinleyen işçiler kendi yaşamlarından örnekler verdiler. Sunumda, işçilerin örgütsüz ve dağınık, sendikal hareketinse zayıf olduğu, bu nedenle sorunların kangrenleştiği anlatıldı. İşçilere örgütlenme ve mücadele etme çağrısı yapıldı.
Kısa bir aradan sonra işçilerden gelen soruların yanıtlandığı ikinci bölüme geçildi. Asgari ücret alanlar, asgari ücret üzerinden sigortası yatırılanlar, kıdem ve ihbar tazminatı asgari ücretten verilen işçiler, yaşadıkları sorunları dile getirdiler. Ayrıca geçinebilmek için kredi kartı ya da kredili mevduat hesabı kullanmak zorunda kaldıklarını, asgari ücretin tek bir işçiye bile yetmezken dört kişilik bir aileye nasıl yeteceğini, “bakanlara bir ay maaş olarak 891 lira verelim kendileri geçinebilecekler mi, bir görsünler!” diyerek öfkelerini dile getirdiler.
Gelen sorular üzerine asgari ücretin vergi dışı bırakılması, kesintilerin işçilerden değil patronlardan yapılması gerektiği anlatıldı. Devletin her fırsatta “sosyal devletiz” diye övündüğü ama “sosyal” devletin üç kuruş asgari ücret belirlediği ifade edildi. Daha fazla kâr elde etmek isteyen patronların işçi ücretlerini ve sosyal hakları kıstıkça kıstığı belirtildi. Asgari geçim indiriminin nereden geldiği ve asgari ücrete nasıl dâhil olduğu da gelen sorular arasındaydı. Sorular üzerine sendikaların asgari ücrete ilişkin ciddi eylemler örgütleyemediği ifade edildi. UİD-DER’in başlattığı “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine ve Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasının önemi anlatıldı. “Asgari Ücret Vergi Dışı Bırakılsın, Vergiler Patronlardan Kesilsin”, “Asgari/Temel İhtiyaçları Gerçekten Karşılayacak Bir Asgari Ücret”, “Asgari Ücreti İşçi Kurulları Belirlesin” taleplerine sahip çıkılması ve mücadele çağrısı yapıldı.
Seminer, UİD-DER’in “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine ve Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasına destek çağrısıyla ve işçilerin en temel sorunları temelinde örgütlenmeye davet edilmesiyle son buldu. Seminere katılan işçiler UİD-DER’in çağrısını alkışlarla desteklediler.
- UİD-DER 1 Mayıs’a Hazırlanıyor: Umut Örgütlü Mücadelede!
- Birlik ve Dayanışmamızı Büyütmeye Devam Edeceğiz
- Çatalca’da “Polonez İşçileri Diyor ki: Birlik ve Dayanışmamızı Büyütelim!” Etkinliği
- UİD-DER’de “İşçi Sınıfının Mücadelesi Durdurulamaz” Etkinlikleri Devam Ediyor
- “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” Kitabı Üzerine Söyleşi
- UİD-DER Mersin’de 1 Mayıs Etkinliği Düzenledi
- UİD-DER’de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” Etkinlikleri
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- “Ben Rosa Luxemburg” Oyunu İşçilerle Buluştu
- UİD-DER’in Coşkulu 1 Mayıs Etkinlikleri Devam Ediyor
- UİD-DER’den Coşkulu Etkinlik: 1 Mayıs’ta ve 14 Mayıs’ta Değişim İrademizi Gösterelim!
- Rosa Luxemburg: İnsanlığın Büyük Davasına Adanmış Bir Ömür, Yaşam Dolu Cesur Bir Yürek!
- Bu Heyecan Farklı Bir Heyecan
- Heyecan ve Duygu Dolu Bir Film Şeridiydi
- İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler
- Gerçeğin Işığını Taşıyanlara Selam Olsun!
- Ekim’in İzinde: Yeni Bir Dünyaya Mecburuz
- The Strike/Grev Resmi Bana Üniversitedeki Eğitim Seviyesini Hatırlattı
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...