Buradasınız
UİD-DER’le 1 Mayıs Anlatılmaz Yaşanır
Esenyurt’tan bir emekçi

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanında da coşkuyla kutlandı. UİD-DER’li mücadeleci işçiler olarak bizler de Bakırköy’deki kutlamalara katıldık. Bize bu anlamlı günü yaşatan, bayramımızı daha değerli hale getiren, alanda emeği geçen herkese ve derneğimize ne kadar teşekkür etsek azdır.
Kardeşler, ülkede yaratılmak istenilen korku iklimine inat, çeşitli sendikaların kurumların örgütlerin yer aldığı kitlesel, coşkulu ve katılımın yoğun olduğu bir bayram yaşadık. UİD-DER’in geleneksel hale gelen, toplanma alanında kendi programını coşkulu bir şekilde işçilerle beraber gerçekleştirmesi bizleri çok mutlu etti. Bu coşkuya UİD-DER kortejinden olmayan ve çeşitli sendikalarla gelen kadın ve erkek işçilerin de dâhil olması, halaylara türkülere eşlik etmesi, sloganlarımıza katılması, hepimize ayrı bir sevinç yaşattı. Birlik dayanışma ve mücadele günümüzün bizim için ne anlama geldiğini, neden değerli olduğunu bir kez daha gördük. Gerçi taleplerimize, sloganlarımıza kim katılmazdı ki! Sürekli artan hayat pahalılığına, ekonomik krizin faturasının bizlere kesilmesine, işsizliğe, işçi fonlarının yağmalanmasına, kıdem tazminatı hakkımızın gasp edilmesine, zorunlu BES’e, iş cinayetlerine, mezarda emekliliğe, sendikal hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına, kadınların maruz kaldığı taciz ve cinayetlere, sömürüye ve baskıya, halkların birbirine düşmanlaştırılmasına, haksız savaşlara hayır dedik.
UİD-DER korteji, 1 Mayıs alanına doğru yürüyüşe geçtiğinde, cadde bir anda kızıl bir renk aldı. Disiplinli bir şekilde kortejimizin yürüyüşe geçmesi, bir işçi kortejinin nasıl olması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Yürüyüş esnasında susmadan gür ve coşkulu bir şekilde taleplerimizi haykırmamız, çevremizdeki işçilerin ve emekçilerin buna eşlik edip alkışlamasının yanı sıra, bir merak da uyandırdı. Korteje gelip kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi UİD-DER’in ne anlama geldiğini soranlar oldu sık sık. Miting alanına disiplinli bir şekilde girip yerimizi aldık. Burada da işçi sınıfının yürüttüğü mücadelede yitirilen sınıf kardeşlerimiz için yapılan saygı duruşu ve alanda on binlerce işçinin 1 Mayıs Marşını söylemesi coşkumuzu devam ettirdi. Halaylarla türkülerle taleplerimizle miting alanından ayrıldık. Toplanma bölgesinde, yürüyüş sırasında, miting alanına girerken gösterilen disiplin, araçlara dönerken de aynı şekilde devam etti. UİD-DER’li işçiler için 1 Mayıs daha bitmemişti. Yürüyüş yaptığımız cadde yeniden kızıla döndü, 1977’de kutlanan 1 Mayıs’ta yitirdiğimiz sınıf kardeşlerimizle bütünleşmiş “Şişli Meydanında Üç Kız” türküsünü, hep beraber hem duygulanarak hem de coşkuyla söyledik. Kol kola girdiğimiz yürüyüşte, bir yanımda yaşlı bir emekçi teyze diğer yanımda benden daha genç bir işçi kardeşimle olmak, kelimelerle ifade edemeyeceğim bir duygu yaşattı. Geçmiş dönemlerde, dünya işçi sınıfının yürüttüğü mücadele ile bizlere miras bırakılan 1 Mayıs işçi bayramını, coşkulu ve dolu dolu kutladığım için çok mutlu oldum ve gurur duydum. Eminim kortejimizde yer alan bütün işçi kardeşlerim de aynı duyguları hissetmiştir.
Kardeşler çok güzel bir gün geçirdik, ancak içinden geçtiğimiz şu dönemde işçi sınıfına yönelik saldırılar artarak devam ediyor. Patronlar, egemenler ve yönetenler bir olmuş işçi sınıfına saldırıyor. Bu saldırıları göğüslemenin, çarkı bozuk bu düzeni değiştirmenin tek yolu örgütlü mücadelemizi büyütmektir. Bir yandan baskılar artıyor, korku iklimi içinde işçiler ve emekçiler sindirilmeye çalışılıyor. Bir yandan da bunu kabul etmeyen işçiler, emekçiler korkmadan alanlara çıkıyor. 1 Mayıs alanları bize aslında yığınlarca işçinin, “biz buradayız bizi de mücadelenize ortak edin” dediği bir gün oldu. Örgütlülüğümüzü büyütmek ve gelecek günlere umutla bakmak yürüteceğimiz sınıf mücadelesi ile mümkün olacaktır. İşçi Dayanışması bültenimizin başyazısında çok güzel söylenmiş aslında “Biz üreten milyonlarız, biz işçi sınıfıyız. Biz birleşir ve ayağa kalkarsak, dağılır toplumdaki korku, umut boylu boyunca sarar ülkeyi, sarsılır egemenlerin sömürü düzeni.”
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...